Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Kilis’te partisine yeni katılan üyeler için düzenlenen törende konuştu. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Önce şunu ifade edeyim. Evet, adaletin olmadığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. Sokağa çıkın, herhangi bir vatandaşa sorun. Deyin ki ‘Bu memlekette adalet var mı?’ Vallahi de billahi de yüzde 99’u, ‘Adalet yok’ diyecek. Oysa devletin dini adalettir. Devletin temeli adalettir. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz. Adaletin olmadığı bir yerde bereket olmaz. Adaletin olmadığı bir yerde insan hakları olmaz. Adaletin olmadığı yerde büyüme olmaz. Adaletsizlik, bütün kötülüklerin günahıdır. Böyle bakmamız lazım. O nedenle biz, her yerde, her ortamda adaleti savunuyoruz. Adalet, aynı zamanda insan haklarına saygı duymak demektir. Adalet, aynı zamanda bizim dışımızdaki canlı dostlarında hakkını teslim etmek demektir. Kainatı adalet üzerine inşa etmiştir yüce yaratan. Bütün peygamberler, adalet ve ahlakı temsil etmek üzere görevlendirilmişlerdir. Adalet, soylu bir kavramdır. Hakkı, hukuku ve adaleti sağlamak, önemli bir kavramdır. Hakim, kanuna göre karar vermez. Anayasa der ki ‘Yargıç, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar verir’ der. Hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaat. Vicdani kanaat nedir? Bazı felsefeciler derler ki ‘Vicdan, yüce yaratanın kalbimizdeki sesidir’ derler. O nedenle gittiğim her yerde bir vaadim var, ‘Bu ülkeye adaleti getireceğiz’ diye. Adalet ne demektir? Adalet, aynı zamanda yarattığımız geliri hakça bölüşmek demektir. Yani birisi çok zengin olurken birisi yatağa aç girmemeli. Ne diyoruz? ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ Komşusu açken tok yatan bizden değildir ne demektir? Adaletli bir dünya, adaletli bir yönetim demektir. Benim de karnım doyacak ama komşumun da karnı doyacak. İkimiz de huzur içinde yaşayacağız.
“KISIR TARTIŞMALARDAN TÜRKİYE’NİN ÇIKMASINI İSTİYORSANIZ BİZE KATILACAKSINIZ”
CHP’ye katılımlar var bugün. Girişi bu nedenle böyle yaptım. Adaleti sağlamak istiyorsanız CHP’ye katılacaksınız. Geçmişte hangi düşüncede olursanız olun, ülkenizi seviyorsanız CHP’ye katılacaksınız. Hakimin bağımsız, vicdani kanaatine göre karar vermesini istiyorsanız, yani adaletli bir yargı düzeni istiyorsanız CHP’ye katılacaksınız. ‘Kadınların hakkı, hukuku olsun; kadınlar ezilmesinler’ diyorsanız CHP’ye katılacaksınız. ‘İşsizlik olmasın; herkesin aşı, işi olsun’ diyorsanız CHP’ye katılacaksınız. Hepimiz vergi ödüyoruz. ‘Devlet dediğiniz kurum, topladığı vergilerin hesabını millete versin, bu paralar nereye harcanıyor, bunu ben öğrenmek istiyorum’ diyorsanız CHP’ye katılacaksınız. Devleti adaletle, devleti ahlakla yönetecekseniz. ‘Uyuşturucu belasından Türkiye Cumhuriyeti kurtulmalı, gencecik evlatlarımız uyuşturucuya kurban gitmesin’ diyorsanız CHP’ye katılacaksınız. Göreceksiniz, Allah nasip eder iktidar olduğumuzda, uyuşturucu baronlarının tamamını Türkiye’den silip atacağım, mafyanın tamamını silip atacağım. Yine ahdimdir, sözümdür. Bu memlekette hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Her anne, evladını yatağa huzur içinde yatıracak. Gencecik, fidan gibi evlatların işsiz gezdiği, babadan harçlık beklediği yerde düzen olmaz, evde huzur olmaz. Bu mücadeleyi beraber yapmak zorundayız. O nedenle bize katılmanız gerekir. O nedenle CHP’ye oy vermeniz gerekir. Artık kısır tartışmalardan Türkiye’nin çıkmasını istiyorsanız bize katılacaksınız. Kısır tartışmalar bu memlekete ne getirdi? Hiçbir şey getirmedi. Kavga bu memlekete ne getirdi? Hiçbir şey getirmedi. Bütün dünyada, bütün devletlerde yaşayanların geliri artarken Türkiye’de düşüyor. Neden fakirleşiyoruz? Neden fakirleşiyoruz? Birileri çok zengin. Ama birileri de çok fakir. Bu olmaz. Bu, sosyal devlete aykırıdır. Sosyal devlet, fakirin fukaranın yanında duran devlet demektir. Sosyal devlet, fakirin fukaranın hakkını savunan devlet demektir. Sosyal devlet, üretenin alın terinin değerini bilen devlet demektir. Üretiyorsanız, çalışıyorsanız, alın terinizin karşılığını alamıyorsanız ciddi bir sorun var demektir. Bunları aşmak zorundayız. Bunları aşmanın yolu, demokrasidir. Sandığa gideceğiz, oyumuz kullanacağız. Ama bir şeyi daha isterim. Bütün önyargılarımızdan arınmak zorundayız. Akılla, mantıkla sandığa gitmek zorundayız. Oyumuzu kullanırken vicdanımızın sesini dinleme zorundayız. Evladımızı, komşularımızı düşünelim. Türkiye’yi düşünelim. Huzur içinde yaşamak varken neden kavga ediyoruz? Altı lider bir aradayız. Hepimiz aynı şeyi düşünüyoruz. Bu memlekette huzur olsun istiyoruz. Herkesin karnı doysun istiyoruz.
“BEN GÖRÜŞMEM ÇETELERLE. BEN, MİLLETİMLE GÖRÜŞÜRÜM”
Kilis’in bağları meşhurudur, biliyorum. Ama ürettiği ürünün karşılığını alamıyorsa ne yapacak o üretici? Nasıl geçinecek? Bütün bunları aşacağız, beraber aşacağız. Komşularınızı ikna edin. Akrabalarınızı ikna edin. Onlarla oturun konuşun. Ev ziyaretleri yapın. Kilis’te oylarımızın düşük olduğunu biliyorum. Düşüklüğün sebebi Kilislilerde değil. Kabahat bizde. Kilislilerin sofrasına oturmadık, dertlerini dinlemedik. Ankara’da oturduk, nutuklar attık biz, ‘Niye oy vermiyorsunuz’ diyoruz. Hayır vermez, niye versin? Şimdi geliyoruz, geziyoruz. Olabildiğince her ile gitmeye çalışıyorum. İlçelere gitmeye çalışıyorum. Kanaat önderleriyle, kadın kardeşlerimle, genç arkadaşlarımla bir araya geliyorum. Onların dertlerini de dinliyorum. Bakın biz, Aile Destekleri Sigortası getireceğiz. Her ailenin asgari bir gelir güvencesi olacak, her ailenin. Hiçbir ailenin ücreti, asgari ücretin altında olmayacak. Parayı, kadının banka hesabına yatıracağız. Ahdim var; bu ülkede kadınlar, erkeğin eline bakmayacak. Huzur içinde yaşayacak. Neden Aile Destekleri Sigortası diyor? Aile, bir ülkenin temelidir. Ailede herkesin huzur içinde yaşaması lazım. Ailenin ihtiyacını en iyi bilen kadındır. Evi en iyi yöneten kadındır. Erkek işsizse, evladı işsizse onu açlığa mahkum edemeyiz. Ama onun yoksulluğunu da teşhir edemeyiz. ‘Bu fakirdir’ diyemeyiz. Ona yardım yaparken televizyonları çağırıp ‘Bak, ben yardım yapıyorum’ diyemeyiz. Bizim felsefemizde sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Onun yoksulluğunu ilan etmeyeceksin. Hangi partiye oy verirse versin, nasıl düşünürse düşünsün, Türkiye coğrafyasının neresinde olursa olsun fakirliği, yoksulluğu bu topraklarda bitireceğiz. Biz, bunu yapacak güce sahip. Paramız pulumuz var. Türkiye, zengin bir ülke. Paralar Beşli Çete’ye gidiyorsa hiç endişelenmeyin, o çetelerden paraları alacağım. Öyle yok, ‘alamaz’ falan. Araya adam koyuyorlar; ‘Acaba Kılıçdaroğlu bizle görüşür mü?’ Ben görüşmem çetelerle. Ben, milletimle görüşürüm. Birlikten gücü doğuralım. Bir otoriter yönetimi değiştirip ülkemize huzuru, bereketi… Sıcak, güzel komşuluk ilişkileri, sokaklarda gezerken birbirimize selam vermeyi, bunları bilmeyiz. Hasletlerimize geri dönmek zorundayız. Kavgadan artık bu milleti uzaklaştırmak zorundayız.”
KILIÇDAROĞLU, KİLİS’TE VATANDAŞLARA SESLENDİ
Öte yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kilis’te; esnaf ziyareti sırasında halka seslendi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Beni dikkatle dinlemenizi isterim. Bu, miting değil. Buraya geldim, sizlerle beraber olmak için geldim. Türkiye’yi geziyorum, adım adım geziyorum. Vatandaşımı dinliyorum. Derdi nedir? Nasıl çözülecek? Çünkü, dert sahibini dinlemezseniz sorunu çözemezsiniz.
Kilis’in kadim bir şehir olduğunu biliyorum. Milli Kurtuluş Savaşı sırasında yaptığı fedakarlığı ben değil, bütün dünya da biliyor. Ama son 10 yıldır ciddi sorunlarımız var. Suriye’de yaşanan sorunların Kilis’e yansıması var. Kilis’in büyük sorunları var. Bu sorunların çözülmesi lazım. Sorunlar, akılla çözülür, bilgiyle çözülür, birikimle çözülür.
Kavga ederek, sorunlar çözülmez. Kavga ettiğiniz zaman sorunu büyütmüş olursunuz. Herkesin huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Herkesin kazanmasını istiyoruz. Esnafın kazanmasını, çiftçinin, üreticinin kazanmasını istiyoruz. Her evde huzurun, bereketin olmasını istiyoruz.
“BEN, BEŞLİ ÇETELERİN ADAMI DEĞİLİM. BEN ÜRETENİN, ÇALIŞANIN ADAMIYIM”
Sorun var biliyorum. Ama sorunları aşacak mıyız? Evet, sorunları aşacağız. Altı lider bir aradayız ve beraber bu sorunları aşmak için kararlıyız. İnşallah göreceksiniz, Millet İttifakı’nda bütün sorunları tereyağından kıl çeker gibi, çözeceğiz. Hiç endişe etmeyin.
Haksızlığa uğrayanlar var. Haklarını teslim edeceğiz. Çiftçi ektiği ürünün karşılığını alamıyor, alının terinin karşılığını vereceğiz. Hiç kimse unutmasın. Özellikle Kilisli kardeşlerim unutmasın. Ben, ‘beşli çetelerin’ adamı değilim. Ben esnafın, sanayicinin, çiftçinin adamıyım. Ben üretenin, çalışanın adamıyım. Üretenin, çalışanın hakkını hukukunu savunurum. Esnaf kardeşim; bana oy verir, vermez o ayrı bir şey. Ama o esnafın kazanması lazım. Esnaf, orta direktir. Orta direk çökerse, devlet çöker. Esnafın kazanması lazım. Çiftçinin kazanması lazım. Üreticinin kazanması lazım. O zaman memlekette huzur olur. O zaman memlekette bereket olur.
“SURİYE’DE DE TÜRKİYE’DE DE HUZURU VE BEREKETİ SAĞLAYACAĞIM”
Suriye’de yaşanan dramı da Allah’ın izniyle bitireceğiz. Suriyeli kardeşlerimiz, kendi özgür iradeleriyle ülkelerine gidecekler. Burada sordum, gidecek misiniz? ‘Huzur olsun, barış olsun gideriz’ diyorlar. Biz, huzuru ve barışı sağlayacağız. Orta Doğu’da egemen güçlerin oyunu var. 3 milyon 600 bin Suriyeli var. Biz, ırkçılık yapmıyoruz, biz kimseye kötü gözle bakmıyoruz. Onları akrabalarımız olarak görüyoruz. Ama taş, yerinde ağırdır. Onlar da kendi ülkelerinde huzur içinde yaşasınlar istiyoruz. Savaş olmasın istiyoruz. Bunu sağlayacağız. Huzuru sağlayacağım, bereketi sağlayacağım. Hiç endişe etmeyin. Suriye’de de Türkiye’de de huzuru ve bereketi sağlayacağız.
Bunu yapmam için size ihtiyacım var. Demokrasiye ihtiyacım var. Sizler destek verdiğiniz sürece bu sorunlar çözülebilir. 10 yılda, 15 yılda, 20 yılda çözemediler. Beş yılda Türkiye’nin en temel sorunlarını, altı lider bir araya gelerek akılla çözeceğiz. Göreceksiniz. Barış varken niye kavga olsun, niye savaş olsun? Biz barışı, huzuru, beraber yaşamayı istiyoruz. Biz kavga etmek istemiyoruz.
“BÜTÜN HAKSIZLIKLARI GİDERECEĞİM”
Haksızlığa uğrayanlar var. ‘Mahkemeden beraat geldi, beni görevime iade etmiyorlar’ diye hiç kimse endişe etmesin. Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır. Benim inancım budur. Bütün haksızlıkları gidereceğiz. Bizimle aynı dünya görüşünü paylaşır, paylaşmaz onun bir önemi yok. Önemli olan haksızlığa karşı çıkmaktır. Adaleti getirmektir. Adaleti bu ülkeye getireceğiz. Beraber getireceğiz. Birlikte getireceğiz. Birlikte olmak isteyen, adaleti getirmek isteyen bütün kardeşlerime sesleniyorum: Bize katılın. Adalet istiyorsanız, bize katılın. Esnafın, işsizin, çiftçinin hakkını istiyorsanız bize katılın. Güzel bir ülkeyi, beraber inşa edeceğiz.
“SARAY, 85 MİLYONUN OLMALIDIR”
Benim saraylarda oturmak gibi bir niyetim yok. Saray maray değil, evimizde oturacağız. Eğer bu ülkede saraya birisi layıksa, bu ülkenin 85 milyonu saraya layıktır. Saray, 85 milyonun olmalıdır.
Esnafın kazandığı yerde, bereket olur. Ahi Evran kültüründen gelir, esnaf kardeşlerimiz. Esnaf kazanırken, yanındaki esnaf arkadaşı siftah yapmamışsa, onun da siftah etmesini ister. Esnafın dayanışma kültürü vardır, bu kültür kadim bir kültürdür. Ahi Evran kültürüdür, Mevlâna kültürüdür, Hacı Bektaş kültürüdür bu, Anadolu Erenleri kültürüdür bu. Bu kültürü yaşatmak zorundayız. Bu kültürü yaşattığımız zaman, esnaf kardeşimizin de hakkını, hukukunu teslim etmiş oluruz. Bundan emin olmanızı isterim. Ankara’da Kilis’in de hakkını, hukukunu savunan bir kardeşimiz var, rahatlıkla diyebilirsiniz. Sizin hakkınızı, hukukunuzu savunacağım”