Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, patates üreticisinin sorunlarını her yerde dile getireceklerini ifade etti. "Esnaf gidip AKP'ye oy verdi, AKP esnafın sonunu getirdi." diyen Kılıçdaroğlu, eksik olanın siyasi iktidarı olduğunu, onu iktidara taşıyanın da çiftçi olduğunu ifade etti.
Demokrasilerin bir kişinin ağzına geleni söylediği rejimler olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, asıl olanın kurumlar olduğunu kaydetti. Yürütme organının her şeye müdahale etmesi halinde orada demokrasiden ve kaliteden söz edilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Demokrasiler bir kişinin istediği gibi at oynattığı rejimler değildir. Aslonan kurumlardır. Milli iradeyi bu kurumlar kullanır. 21. yüzyılda medyadır. Halkın sesidir. Ama bir kişi bu kurumlara baskı kurarsa orada demokrasiden söz edilemez." dedi.
Tutuklu milletvekilleri konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, Meclis Başkanı Cemil Çiçek'i eleştirdi. Çiçek'in elinden bir şey gelmediğini söylediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Elinden bir şey gelmiyorsa neden boyundan büyük işlere kalkıştı? Bunun hesabını sormayacak mıyız'" diye konuştu. "Sen artık TBMM koltuğunda rahat oturamazsın." diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin zorlu bir süreçten, diktatörlükten geçtiğini iddia etti.
CHP dışında kimsenin konuşmadığını savunan Kılıçdaroğlu, basın konusunda geçen haftaki konuşmalarını hatırlattı ve Başbakan'ın 'tasma' ifadesine karşı basının gösterdiği tepkisizliği eleştirdi.
"Israrla hemen hemen her konuşmada özel görevli mahkemelerin operasyon mahkemesi olduğunu, talimat aldıklarını, Başbakan'ın iki dudağına baktığını biliyoruz. Cumhurbaşkanımız da söyledi. Ulaştırma Bakanı da söyledi; bu mahkemeler sınırları aşıyorlar dedi. Bu kadar insan mağdur olduktan sonra mı aklınız başınıza geldi'" diyen Kılıçdaroğlu, Uludere olayında istihbaratı kimin verdiğini sorduklarını, Amerika'da bir gazetenin açıkladığını ifade etti.
"Ama bizimkiler hemen halvet açıklama yaptı, yalanladılar. Ama onlar gazete haberlerinin arkalarında durdular. Sonra ne dediler; Obama'yı zor duruma sokuyormuş. Sana ne Obama'dan." diyen Kılıçdaroğlu, "Şimdi başka bir itiraf çıktı. Uludere'de insanlar öldürüldü benim sonradan haberim oldu. Bir ülkeyi yöneten kişi taşeronların emriyle yönetiyorsa kendini Başbakan olarak görmesin. Kimse seni iplemiyor bile. Bir Başbakan bu kadar aciz olamaz. Bunu biz desek kıyamet kopardı. İdris Naim Şahin, bakanların konuştuklarını açıkladı ama tepki gelince sazı Hüseyin Çelik eline aldı. Bunlar insani açıklama değilmiş. Şimdi bunların hepsi insani sadece o mu değil. Başbakan sen Şahin'i mi, yoksa Çelik'in yanında mı duruyorsu? Sen ülkeyi yönetemiyorsun demektir. Kendi konuştu ne oldu daha fazla berbat etti." şeklinde konuştu.
BU İŞTE ZAMAN AŞIMI YOKTUR, BU İŞTEN KURTULAMAZSIN
Başbakanın kürtajın bir cinayet olduğunu, her kürtajın bir Uludere olduğunu söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Uludere'yi unutturacak ya. Hangi mantıkla söylenir b? Bilinç altına yerleşmiş. Uludere konusunda çıkıp ve net özür dilemediğin sürece bu senin yakandan düşmeyecektir. Başkası da diyor ki 'bekleyin soruşturma sonucunu.' Şimdi mahkeme arıyorlar Deniz Feneri gibi olacak. Bu olayın ayrıntılarını herkesin öğrenme hakkı vardır. Sorumlu hükümettir. Meclis yetkiyi hükümete verdi. Kim soruml? Hükümet sorumlu, daha ne arıyorsunuz ki. Sen bu işten kurtulamazsın. Bu işte zaman aşımı yoktur. Terör bizim en büyük sorunumuz. 30 yıldır çözülemiyor. Hükümet programında böyle bir konu zaten yok. Uludere'ye gittiler katliama olanak sağladılar. Biz bile getirdik. Kahramanmaraş'ta jandarma aracına çarpıyor, süratli bir şekilde devam ediyor, 90 kilometre hızla. Bunu sordum cevabını bugün verdi bana, ya içinde sivil varsa diye. Buyurun kafaya bakın. Bunu izleyeceğiz diyor. İşte bunların mücadelesi bu. Teröre karşı bu kadar sığ bir anlayış olabilir m? İlla savunacak hata yaptığını kabul et. Sen postmodern bir diktatörsün. 139 kişi faili meçhule gitti. Gözaltında ölenlerin sayısı 322, işte bizim demokrasimiz bu. Kimse onu demokrasi hayranı görmesin." dedi.