Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, kurdukları toplum merkezlerinde göçmenlere yönelik kurslar sayesinde, Ege ve Akdeniz'de yaşanan ölüm yolculuklarının azaldığını belirtti.
Kerem Kınık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kızılayın Türkiye'deki mülteci hizmetleri noktasında en temel sorumluluğu yüklenen kuruluşların başında geldiğini ifade etti.
Kızılay'ın sosyal koruma, sosyal içerme, psiko-sosyal destek, meslek kazandırma, entegrasyon ve temel insani destek sağlanması için çok boyutlu hizmetlerinin bulunduğunu belirten Kınık, "Bugün dünyanın en geniş sosyal güvenlik sistemi haline gelmiş olan Kızılay Kart programımızla 70 farklı vatandaşlıktan ülkemize sığınmış yaklaşık 1,5 milyon mülteciye insani destek sağlıyoruz. Yaklaşık 400 bin çocuğun okullaşması için çabalıyoruz." dedi.
Tamamı Avrupa Birliği'nden (AB) gelen destekle bu hizmetleri gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Kınık, Kızılayın Türkiye'deki 15 Toplum Merkezi aracılığıyla bu kaynakları verimli şekilde kullandığını bildirdi.
"Kaçak yolculuklar çok aza indi"
Bu merkezlerden birinin de İzmir'in Karabağlar ilçesinde olduğunu ifade eden Kınık, şöyle konuştu:
"Bu destekler sayesinde toplum merkezlerimiz, mültecilerin kendi ülkelerine dönene kadar yaşayacakları dönemde daha insan onuruna yakışan bir hayat yaşamaları, Ege ve Akdeniz'de yaşanan o ölüm yolculuğuna mahkum olmamaları için önleyici büyük bir yapı oldu. Mültecilerin yasa dışı yollarla hayatlarını ve güvenliklerini tehlikeye atarak bu faaliyetlere girişmelerinin önüne geçmeye çalışıyoruz. Bu sayede Kızılay'ın, devletimizin insancıl politikalarıyla beraber Ege'de rastladığımız o ölümler, o kaçak yolculuklar çok aza indi."Karabağlar Toplum Merkezi'nde gömlek dikim atölyesi oluşturulduğunu anlatan Kınık, burada Türk ve Suriye vatandaşlarından oluşan 30 kursiyerin meslek sahibi yapıldığı bilgisini verdi.
Sektörün ihtiyaçları doğrultusunda meslek seçimi yaptıklarını ifade eden Kınık, şöyle devam etti: "İzmir Valiliği, Türk Kızılayı İzmir Toplum Merkezi ve İzmir Gömlek Triko Ve Benzerleri Odası ile yapılan protokole istinaden kurulmuş olan Karabağlar Gömlek Dikim Atölyesinde, sabah ve öğleden sonra olmak üzere 2 kursta geçici koruma altındaki Suriyeliler ile yerel halktan oluşan 30 kursiyerimize düz dikiş ve gömlek dikim kursu verilmekte olup kurs sonunda başarılı olan kursiyerlerin istihdamları sağlanmaktadır. Bu kursiyerlere ayrıca Türkçe kursu, sağlık seminerleri, psikolojik destek de verilmektedir. Bu konuyla alakalı olarak özellikle tekstil üreticilerimiz, ticaret odalarımız ve sosyal bir takım kurumlarımızla Aile Bakanlığı gibi işbirliği yapıyoruz."
Kursiyerlerin, buradan aldıkları sertifikalarla özel sektörde çalışabileceklerini, burada ürettiklerini de bir şekilde markalaştırabileceklerini dile getiren Kınık, "Yine aynı şekilde tarıma dayalı bir takım meslek edindirme kurslarımız var. Burada da İzmir ve Ege Bölgesi'nin ihtiyaç duyduğu incir, zeytin gibi pek çok alanlarda yetiştiricilik, hasat, endüstriyel anlamda bu tarım ürünlerinin işlenmesi noktasında da eğitim başlattık. Tarım Bakanlığımızla da bu anlamda birlikte çalışıyoruz. Daha çok bu bölgelerde meslek edindirmeye yönelik faaliyetlerimiz devam ediyor." ifadelerini kullandı.
"İğneye iplik takamazken mesleğim oldu"
Kursa devam eden 35 yaşındaki Suriyeli Sıba Hammal Sabouni, eşi Faysal (44), kızları Fatma (20) ve Betül (19) ile birlikte kursun açıldığını duyunca kayıt yaptırdıklarını belirtti.
Suriye'de ev hanımı olduğunu, 6 yıl önce iç savaş nedeniyle ailesiyle Halep'ten Türkiye'ye geldiklerini anlatan Sabouni, İzmir'de hayata tutunmaya çalıştıkları sırada Kızılay'ın açtığı kursla meslek sahibi olmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirdi. Sabuni, "Bir iş bulmam gerekiyordu. Gömlek dikimini öğrenmem benim için çok iyi bir imkan oldu. İnsanlar daha iyi bir hayat için Avrupa'ya gitmeye çalışıyor. Böyle iş imkanları çıktığında oturur çalışırlar. Burası bizim ikinci vatanımız oldu. Burayı da kaybetmek istemiyoruz. Türkçeyi öğrendik, Türkiye'deki yeni yaşamımıza alıştık. Burada güvenlik ve özgürlük var. Komşularımız çok iyi onlar bizi sevdi biz de onları sevdik." şeklinde konuştu. Fatma Hammal Sabouni ise kursun özgüvenini artırdığını belirterek, "Ben artık herhangi bir yere gitsem en azından asgari ücretle bir yerde çalışırım. Eskiden iğneye iplik takmayı bile bilmiyordum. Şimdi bu kursa gelerek her şeyi öğrendim." dedi.