İstanbul Barosu Başkanlığı’nı üçüncü kez kazanan Doç. Dr. Ümit Kocasakal, İstanbul Barosu’nun artık baro olmanın ötesinde bir anlam ifade ettiğini belirterek “Toplumsal muhalefetin bir parçası olarak kabul ediliyoruz” dedi. 2012 İstanbul Barosu seçimlerinden bu yana oyunu katlayan Kocasakal bunun nedenini “Bizim Cumhuriyet duyarlılığımız çok net. Hiç bu konuda zikzaklarımız olmadı. Bizim bir sloganımız vardı: İlkene, ülkene, cüppene sahip çık. Biz bunu çok net bir şekilde ortaya koyduk. İnsanlar dürüstlük, samimiyet ve açıklığı seviyor. Biz aslında olmadığımız gibi görünmeyerek, ne olduğumuzu saklamayarak, çok net ortaya koyarak, dik durarak, yalpalamayarak bu neticeyi aldığımızı düşünüyorum” diye açıkladı.
‘Mücadele eden baro kaldı’
Doç. Dr. Ümit Kocasakal, herkesin susturulduğu, yargının tarumar edildiği, sistemin “bütün sigortalarının attırıldığı” bir dönemden geçtiğimizin altını çizerek “Hukuksuzluklara karşı ayakta kalan ve mücadele eden baro kaldı. Dolayısıyla baroyu insanlar başka bir yere oturtuyor” dedi. Bu mücadeleyle, baronun mücadelesiyle, kitlelerin sevgisini, saygısını kazandığını dile getiren Kocasakal “Baro seçimlerine yakın bir zamanda adliyeleri dolaştığımız bir zamanda avukatlardan önce yurttaşların sevgisi ve ilgisiyle karşılaştık. Bundan 20 sene önce baro seçiminin ne zaman olduğunu, baro başkanının kim olduğunu kim bilirdi ki” diye konuştu.
Herkes aynı görüşte değil
Kendisine oy veren herkesin aynı siyasi görüşte olmadığını aktaran Kocasakal, “Ama burada bir hareket tarzına, çizgiye, kimliğe, davranış biçimine insanlar yöneldi ama sadece bununla izah etmek doğru olmaz. Hizmete de oy verdi insanlar” dedi.
Baronun bir meslek kuruluşu olmadığını dile getiren Kocasakal, “Bu eşyanın tabiatına aykırı. Biz herhangi bir meslek kuruluşu değiliz. Biz bir hukuk kuruluşuyuz. Bir baronun hukuksuzluklara sessiz kalabilmesi mümkün değil. Kaldı ki kanun bize böyle bir sorumluluk yüklüyor” ifadelerini kullandı. Kocasakal, “Meslek onuru kalmadıktan sonra icra dairesinde rahat çalışsam ne olacak ki” diye sorarak ekledi: “İleride tarih, İstanbul Barosu’nun özel yetkili mahkemelerin en kudretli olduğu dönemde o mahkemeye gidip ‘Adil bir yargılama yapın. Usul kurallarına uyun. Meslek onurumuzu zedelemeyin’ diyebildiğini yazacak. Bir avukatın bu baroya mensubiyetten duyduğu hazzı anlamak lazım.”
‘Yukarılara gitmen lazım’
Siyasete atılmakla ilgili sorumuzu Kocasakal, “Ben o tarafa doğru gitmiyorum ama halkta böyle bir istek var. Sokaktaki insan bunu söylüyor. Kendi avukat kitlemiz ‘Hocam senin artık yukarılara gitmen lazım’ diyorlar. Şartların halkın beni o yöne doğru sürüklediğini görüyorum. Zamanı gelince ben de o değerlendirmeyi yapacağım. Benim için oralara gitmek kazanım değil ama bir yerden sonra da iktidarı hedeflemeniz gerekiyor. Türkiye’deki bütün bu şeyleri düzeltebilmeniz için. Eğer orada bu ülkeye daha yararlı olacağımı, hizmet edebileceğimi düşünürsem o değerlendirmeyi zamanı geldiğinde yaparım” diye yanıtladı.
Farkı kapatmak mümkün
Kocasakal, yerel seçimlerde muhalefet partisinin AKP’yle arasındaki oy farkını kapatabilmesinin hatta iktidar olabilmesinin mümkün olduğunu düşünüyor. “Kendiniz gibi olmayarak, düşüncelerinizden utanarak, oy almak için olmadığınız gibi görünerek, oy uğruna herkese mavi boncuk dağıtarak veya mücadele ettiğiniz siyasal rakibiniz gibi görünerek, hiçbir yere varamazsınız” tespitini yapan Kocasakal, insanların artık karşısındakinin kim olduğunu açıkça görmek istediğini belirtti.
İnsanların bölenleri değil birleştirenleri istediğini anlatan Kocasakal, “Etnik temelli hareketler onay görmüyor. Kendiniz gibi olursanız kazanırsınız. Çünkü aslı varken kimse suretine gitmiyor” dedi.
'Film çekmek istiyorum'
Kendisini, hayatını planlamayan ve programlamayan biri olarak tanımlayan Kocasakal’ın, İstanbul Baro Başkanı olmak gibi bir kariyer planı da olmamış. Başkanlığın aklının köşesinden dahi geçmediğini vurgulayan Kocasakal “Nasıl olduysa o günün konjektüründen dolayı reddedemedim” diyor. Başkanlığının yanında evcimen ve mazbut yaşamı seven biri olduğunu söyleyen Kocasakal, “Zenginliğim karım ve çocuklarımdır. Aslında aileme, üniversiteye dönmek istiyorum. Toprakla uğraşmak gibi, film çekmek gibi yapmak istediğim başka şeyler var” dedi.