Ege Üniversitesi (EÜ) Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Moleküler Viroloji Laboratuvarında görev yapan sağlık çalışanları, normalleşme sürecinin ardından artan Kovid-19 test sayıları nedeniyle mesailerine ara vermeden devam ediyor.
EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesinde hizmet veren Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Moleküler Viroloji Laboratuvarı, Türkiye'de ilk Kovid-19 vakasının görüldüğü 11 Mart tarihi itibarıyla bu hastalığın test analizi için hazırlıklarına başladı.
Laboratuvar, Sağlık Bakanlığı tarafından 26 Mart'ta Kovid-19 testi için yetkilendirildi.
EÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Covid-19 PCR Laboratuvar Sorumlusu Prof. Dr. Rüçhan Sertöz öncülüğünde görev yapan içerisinden asistan hekim, biyolog ve yardımcı personellerin bulunduğu 20 kişiden oluşan Kovid-19 savaşçıları, 1 Haziran'a kadar günde ortalama 300 ila 350 arasında test işlemini sonuçlandırdı.
7 gün 24 saat esasına göre görev yapan özel ekip, Türkiye'de 1 Haziran'da başlayan normalleşme sürecine rağmen filyasyon ekiplerinin çalışmalarını yoğunlaştırması nedeniyle günlük test sayısını 600'e çıkarttı.
Hastalık belirtisi taşıyan kişilerden alınan numunelerinin kendilerine ulaşmasıyla çalışmalara başlayan özel kıyafetli sağlık ekipleri testleri sonuçlandırıp Sağlık Bakanlığı sistemi üzerinden doktorlara ve hastalara iletiyor.
"Biz yine ilk günkü tempoyla laboratuvarda çalışıyoruz"
Prof. Dr. Rüçhan Sertöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, laboratuvarlarının 1995 yılında kurulduğunu, yeni nesil dizi analizi teknolojileri ile beraber pek çok moleküler teknolojiyi kullanarak virüslere yönelik genotipleme, ilaç direnç analizleri ile epidemiyolojik pek çok çalışma yapıldığını söyledi.
Rektör Prof. Dr. Necdet Budak'ın desteğiyle laboratuvarın Kovid-19 PCR test analizi yapmak için yetkilendirildiğini anımsatan Sertöz, "Salgın sürecinde sadece İzmir değil tüm Ege Bölgesi'ne hizmet verdik. Şimdiye Sağlık Bakanlığına bağlı görev yapan filyasyon ekiplerinin aldığı 25 bin testi sonuçlandırdık." dedi.
Sertöz, laboratuvarlarında bulunan teknolojik cihaz ve arkadaşlarının özverisi sayesinde test süresini 2 saate kadar indirmeye başardıklarını kaydetti.
Kovid-19'a karşı ekip ruhuyla mücadele ettiklerini dile getiren Sertöz, şöyle konuştu:
"Arkadaşlarımız bu dönemde günlerini laboratuvarda geçirdi. Çalışma alanları hassas olduğu için bazıları başhekimliğinin tahsis ettiği öğrenci yurtlarında kaldı. Hala evlerine gitmeyen laboratuvar çalışanlarımız var. Normalleşmeyle halkımız yavaş yavaş eski yaşamlarına dönmeye başladı ama biz bu sürece temkinli yaklaşıyoruz. Test sayıları artmaya başladı. Kovid-19 ile laboratuvarda savaşan sağlık çalışanları olarak biz tatil planı yapmıyoruz. Biz yine ilk günkü tempoyla laboratuvarda çalışıyoruz. İnsanlar da bizim normale dönmemizi istiyorsa yetkililerin önerilerine uymaları yeterli olur."
"Benim için en büyük tatil hastalarımızın iyileşmesi"
Biyolog Yüksel Elmas ise ilk vakalar çıkmasının ardından kendisinin de psikolojik olarak etkilendiğini, hastalığı yakınlarına bulaştırmaktan endişelendiğini dile getirdi.
Uygulanan tedavi yöntemlerindeki başarının sağlık çalışanlarını da çok mutlu ettiğini anlatan Elmas, "Türkiye 1 Haziran'da normalleşme sürecine geçti ama bizim mesaimiz aynı hızla devam ediyor. Bu süreci yaşayınca iyi ki bu mesleği seçmişim diyorum. Yakın çevrem normalleşmeyle beraber tatil programı yapmaya başladı. Ama benim için en büyük tatil hastalarımızın iyileşmesi. Bu sürecin bir an önce bitmesiyle biz de tatile çıkacağız." diye konuştu.
Laboratuvarda veri kayıp personeli olarak görev yapan 25 yaşındaki Arzu Çayır da Kovid-19 sürecinde laboratuvarda çalışan tüm sağlık çalışanlarıyla bir aile gibi olduklarını dile getirdi.
İlk başta çıkan test sonuçlarının kendilerini de olumsuz etkilediğine işaret eden Çayır, "Sokağa çıkma yasağı ve uygulanan tedbirlerle test sonuçları da negatif çıkmaya başladı. Bu durum beni artık çok mutlu ediyor. Yeter ki hastalarımız iyi olsun biz tatil yapmasak ta olur." ifadelerini kullandı. (AA)