Buna karşılık Ankara kulislerinde, Saray ile Başbakanlık arasında beliren yüksek basınç alanında daha önce hiç dışa yansımamış çok hassas bir konunun daha bulunduğu konuşuluyor.
Malumunuz, 2001 krizinden sonra sıkı mali disiplin uygulamaları çerçevesinde Hazine Garantisi kavramı tarih olmuştu. Ancak küresel ekonominin daraldığı bir dönemde milyarlarca dolarlık projeleri yüklenen şirketler, borçlanma ve finansman konusunda büyük zorluklar çekince Nisan 2014’ten itibaren 1 milyar dolardan büyük projeler için yüzde 100 hazine garantisi uygulamasına geçildi.
Böylece, toplam maliyeti on milyarlarca dolar olan 3. Havalimanı, 3. Boğaz Köprüsü, Avrasya Tüp Geçit Projesi, Kanal İstanbul, İzmit Körfez Geçiş Köprüsü, Sağlık Bakanlığı’nın 14 ilde yaptırdığı 15 şehir hastanesi projesi gibi dev yatırımları üstlenen şirketler, borçlanma maliyeti ve finansman çeşitliliği konusunda önemli bir güvence elde etmiş oldular.
Kıdemli ekonomi muhabirimiz Neşe Karanfil’e gelen bilgiler, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geride bıraktığımız haftalarda bu konuda da Cumhurbaşkanı’nın genel yaklaşımları ile ters düştüğüne işaret ediyor.
Buna göre, kırılgan ekonomik verilerin neden olabileceği tahribattan endişe eden Davutoğlu ve ekonomi yönetimi, Hazine’nin yükünü hafifletmek için dev projelerdeki garanti miktarını yüzde 100’den, yüzde 80’e düşürmek istemiş. Hatta, Başbakan yaklaşık bir ay önce yapılan bir Bakanlar Kurulu’nda ilgili bakanlardan bu konuda bir çalışma yapmalarını talep etmiş...
Ancak bu talimat hızlı bir şekilde kulaktan kulağa yayılınca, böyle bir düzenlemenin dev projelerin zamanında yapılmasını engelleyebileceği ve maliyetleri yükselteceği görüşünü savunan çevreler devreyle girmiş.
Sonuçta Ankara’da bir ucu Saray’a uzanan bir dizi mekanizmanın işlemesi sonucu, hükümet kanadı Hazine’nin üzerinde çalıştığı, hatta gerekli gördüğü ‘garantileri yüzde 20 düşürme’ fikrinde frene basmış... (Hürriyet)