AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, terörün Türkiye'ye 28 yıllık maliyetinin yaklaşık 620 milyar dolar olduğunu açıkladı.
Kurtulmuş dün yapılan AK Parti MKYK toplantısında üzerinde üç aydır çalışılan 'terörün Türkiye ekonomisine tahmini maliyeti' raporunun sonuçlarını Bursa'da açıkladı. 28 yıllık süreçte Türkiye'de 50 bin kişinin terör yüzünden hayatını kaybettiğini belirten Kurtulmuş, "28 yıllık süreçte (1986-2012) Türkiye’de yaklaşık 50 bin insan öldü. Bir insanın dahi canının karşılığı dünyanın servetiyle ölçülmez. Terörün ülke ekonomisine tahmini maliyeti en azını söylüyorum; 1 trilyon 144 milyar TL. Dolara vurduğumuzda 620 milyar dolar. Yaklaşık en az 620 milyar dolar Türkiye teröre kaybetmiştir. Eğer, bu parayı Türkiye teröre kaybetmeseydi, bir tanesi aklınızda kalsın diye söylüyorum, Türkiye’de bugün var olan tüm ailelerin hepsine bir araba, bir ev alabilirdik." dedi.
AK Parti Genel Merkezi'nin düzenlediği Kent Ekonomileri Forumu'nun Bursa toplantısı, Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşleri Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'un katılımıyla gerçekleşti. Toplantı öncesi gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, ‘Demokratikleşme paketi'ne ilişkin değerlendirme yaptı. Konu üzerinde aylardır titizlikle çalışma yaptıklarını dile getiren Kurtulmuş, paket hakkında bilgi veremeyeceğini, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın yönetiminde çok ciddi bir çalışma olduğunu söyledi. Konuyu yürüten bir komisyon olduğuna dikkat çeken Atalay, şunları söyledi: "Ayrıca devletin gerekli birimleri de bu durum hakkında çalışıyor. Önümüzdeki hafta içerisinde bu paketin genel müzakeresi bitirilecek. Paketin hemen hemen yarısı tartışıldı. Birtakım konularda siyasi kararlar gerekiyor. Artık işin sonuna gelindi. Kısa süre içerisinde kamuoyuna sunulacak. Paketin içerisinden, muhtemel 'acaba şurası ne olur' denilerek, bazı maddelerin cımbızla çeker gibi öne çıkartılması yanlış. Bu paketi biz şöyle kaygıyla hazırladık; 'Eğer Türkiye 28 yılda terör mücadelesi ile karşı karşıya kalmamış olsaydı' bile Türkiye’nin demokratikleşme adına atması gereken adımlar yine onlar üzerine titizleşecekti. Parlamento açılmadan önce paylaşılır. Bazıları için yasal değişiklikler gerekecek. Bazılarından yönetmelik değişiklikleri olacak. Bunların hepsini paket bitince göreceğiz. Hiç kimsenin bu paketle ilgili olarak hükümetin samimi bir şekilde çalıştığından şüphesi olmaması gerekir. Çözüm süreci, başından beri ifade ettik, yüzde 50'ye yakın bir oy almış bir iktidar partisi için büyük bir sorumluluk ifade ediyor. Biz bu sürece başlarken ne siyasi riskten kaçınarak bu sürecin içerisine girdik ne de 'biz bu çözüm paketini sonuçlandıralım da önümüzdeki seçimlerde 3 -5 puan oyumuz artar' diye düşündük. Tam tersine hiçbir partinin de böyle düşünmemesi gerekir. Bizim için siyasi olmaktan ziyade insani meseledir. Türkiye’de 28 yılda 50 bin insanın öldüğünü biliyoruz."
YENİ BİR TÜRKİYE’NİN İNŞASI
Türkiye’nin 28 yıllık süreçte topraklarının yakıldığını, insanların köylerini boşalttıklarını belirten Kurtulmuş, Türkiye’yi yöneten kadro olarak, ülkenin bu hazin tablonun dışına bir an önce çıkmasını istediklerinin altını çizdi. Kurtulmuş şöyle devam etti: "Gönlümüz arzu eder ki yarın sabah bu işi bütünüyle demokratik bir şekilde, eşit ve özgür yurttaşlık temelinde, yeni bir Türkiye’nin inşasının temelinde bunları gerçekleştirelim. 30 yıldır birikmiş sorunların çözümü böyle çok kolay bir günde gerçekleşecek şeyler değildir. Mühim olan atılan adımın istikametinin doğruluğudur. Burada hiç kimsenin hükümetin atmış olduğu adımdan, bu adımdaki samimiyetten şüphesi yoktur, olmamalıdır. Asıl olan 3 iradenin bir araya gelmesidir. Bunlardan bir tanesi siyasi iradedir. Siyasi irade daha evvel de PKK terörünün çözülmesi için gayret gösterdi. Rahmetli Erbakan ve Özal’ın bu konudaki teşebbüsleri şimdi daha net olarak görülüyor. Maalesef, o zaman derin Türkiye’nin birtakım karanlık unsurları bu sorunun çözülmesine müsaade etmedi. Şimdi çok şükür, Sayın Başbakan Erdoğan’ın ‘maliyeti ne olursa olsun, bedeli ne olursa olsun bu sorunu çözeceğiz’ demesiyle süreç başladı. Ama sadece siyasi irade yetmiyor. Aynı şekilde elinde silah olanın da ‘silahları bırakacağım’ iradesini ortaya koyması gerekiyordu, şu ana kadar terör örgütü iradesini ortaya koyuyor. Bu ikisi olsa bile yine olmazdı, halkın desteği olması gerekiyordu. Çözüm sürecine halkın desteği yüzde 70’ler seviyesindedir. Buradan çok açık söylemek istiyorum; özellikle Doğu ve Güneydoğu’da yüzde 95’ler seviyesine çıkan bir destek varken her kim süreci baltalamaya yönelik bir söz söyler, baltalamaya dönük herhangi bir eylem veya icraat içerisinde olursa karşısında Türkiye’deki halkı bulur, Türk ve Kürt halkını bulur. Bu süreçte barış ve huzur isteyen, çocuklarını bu olaylarda kaybetmek istemeyen, geleceğini karatmak istemeyen aileler, bu sürece çomak sokmak isteyenlere karşı bir tedbir alır diye düşünüyorum. Sabırla meselenin sonuna gelinmiştir. Herkesin sözlerine, hareketlerine ve davranışlarına dikkat etmesi lazım. Mühim olan üzüm yemektir yani bu ülkede barışı, huzuru, adaleti esenliği sağlamaktır. İnşallah bu konuda gerekli adımlar atılacaktır."
Kurtulmuş, toplantının açılışında yaptığı konuşmada da terörün Türkiye ekonomisine maliyeti üzerinde durdu. Kurtulmuş şunları kaydetti: "Bölgesel dengesizlik olmasaydı Türkiye uzun yıllar terör belasıyla belki bu kadar şiddetli şekilde karşı karşıya kalmazdı. 28 yıllık süreçte, 1986-2012 yıllık süreçte Türkiye’de yaklaşık 50 bin insan öldü. Bir insanın dahi canının karşılığı dünyanın servetiyle ölçülmez. Dolayısıyla onu hiçbir şekilde bir maddi karşılıkla ölçmek mümkün değil. Üç aydır üzerinde çalıştığımız ‘Terörün ülke ekonomisine maliyeti’ çalışmasını tamamladık. Terörün ülke ekonomisine tahmini maliyeti, en azını söylüyorum, 1 trilyon 144 milyar TL. Dolara vurduğumuzda 620 milyar dolar. Yaklaşık en az 620 milyar dolar Türkiye teröre kaybetmiştir. Eğer, bu parayı Türkiye teröre kaybetmeseydi, bir tanesi aklınızda kalsın diye söylüyorum, Türkiye’de bugün var olan tüm ailelerin hepsine bir araba, bir ev alabilirdik. Terörün Türkiye’ye büyük maliyet yüklediğini gözler önüne sermek için söylüyorum. Çözüm süreciyle birlikte şimdiden başladı, birçok yatırımcı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne yatırım yapacak. O bölgeler ciddi manada kalkınacak."
Bir gazetecinin, BDP heyetinin İmralı’ya gideceğini hatırlatması üzerine AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, demokratikleşme paketinin İmralı ile müzakere edildiği yönündeki iddiaları yalanladı. Kurtulmuş şunları söyledi: "Bugün heyet gidebilir. Dün bazı demeçler yer aldı. Fevkalade hazindir ve yanlış bilgidir. ‘Yalan’ dememek için bunu söylüyorum, yanlış bilgidir. Bu konuyla ilgili çözüm paketiyle ortada bir şey yok ki İmralı’ya gitsin. Sürecin devamı ve atılacak hukuki adımlar konusunda kimseye danışacak bir şey yok. Halkın talepleri ortada. Şu anda çözüm süreciyle ilgili kim ne dediyse her şey masadadır. Bir şey diyemedim diyen kimse yoktur. Her şey masadadır. Ayrıca bu sürece, akil insanlar görüşmelerinden ve sivil toplum kuruluşlardan önemli bilgiler alınmıştır. Bunları değerlendiriyoruz. Anketlerle vatandaşlardan gelen talepler de vardı. Bir iktidar üzerine ağır bir sorumluluk ve risk almış, en güçlü şekilde bitirmek ister. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Paket ortaya çıkınca herkesin 'bu iş böyle çözülür’ diyeceğine inanıyorum. Vatandaşlardan bu konularda ortaya çıkacak olumsuzluklara kulak asmamasını istiyorum. Bunlar değerlendiriliyor ve en güzel sonuca ulaşılacaktır."