Kurtulmuş: Uzun bir görüşme olmayacak
A Haber kanalında canlı yayına katılan Numan Kurtulmuş koalisyon çalışmaları hakkında konuştu. Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesi başladığı sırada konuşan Kurtulmuş, “Uzun bir görüşme olmasını beklemiyorum. Masadan hayırlı bir sonuçla kalkılacağını düşünüyorum” dedi. Kurtulmuş, ''45 gün uzamayacaksa kalan 10 gün yeterli mi''' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Bu süre hükümet için yeterlidir, oturulur konuşulur formüller ortaya çıkar. Koalisyon kuramıyorsak en kısa zamanda seçime gitmek lazım. 'Ey halk biz yapamadık siz ne yapmamızı istiyorsunuz' deyip seçim yapılmalıdır.''
İşte Kurtulmuş’un sözlerinden satır başları:
UZUN BİR GÖRÜŞME OLMASINI BEKLEMİYORUM
Son derece medeni ve açık yüreklilikle karşılıklı bir araya geldiler. Bu görüşme sürecinin yürütülmesi başlı başına bir kazanımdır.
Uzun bir görüşme olmasını beklemiyorum.Masadan hayırlı bir sonuçla kalkılacağını düşünüyorum
SÜRECİN GELDİĞİ NOKTA BİLE BÜYÜK KAZANIM
Koalisyon görüşme sürecini yerine getiriyoruz. Sürecin geldiği noktada bile büyük bir kazanım elde edilmiştir.
Bundan sonra ne olur, olur olmaz, böyle olur, şöyle olur ne olursa olsun beklentimiz Türkiye'nin ortak menfaatini ilgilendiren konularda birlikte hareket edebilecek bir zemin olacağına inanıyorum.
BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ
('Bugünkü görüşmeyle ilgili ne düşünüyorsunu? Bahçeli'nin "Cuma namazından sonra koalisyon kurulsun sözleri vardı' sorusu üzerine) Tek başınıza da olsa bunun bir zamanı vardır hükümet kurmak için. Siyasi şartlar var, bu şartlar şu zaman bu zaman demeyi doğru kılmıyor. 8 Haziran'da yeni bir tablo ortaya çıktı, halk 'koalisyon deneyin' dedi.
GÖRÜŞMEDEN NE ÇIKACAK BAKALIM
(Bahçeli'nin 'Sayın Davutoğlu Erdoğan'ın tavsiyesiyle partimize ziyaret planlıyorsa bu görüşme gerçekleşmeyecek' sözlerine ne diyorsunuz sorusu üzerine) Şu anda devam eden bir görüşme var. Aynı anda başka bir partiyle görüşme olur mu olmaz mı, bir şey demeyi uygun görmüyorum. Görüşmeden ne çıkacak bakalım.
CUMHURBAŞKANI ANAYASAL SINIRLAR İÇİNDE HAREKET EDİYOR
Sayın Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içinde hareket ediyor. Hükümet kurmakla görevlendiren Sayın Cumhurbaşkanı'dır.
Zaman zaman 'peşrev çekmeye gerek yok, kimse sorumluluklarından kaçamaz' diye eleştirilerini kamuoyu önünde yapmıştır Cumhurbaşkanımız....
Sayın Başbakanımız da sorumluluğu içerisinde görüşmeleri devam ettirmektedir.
Bu anlamsız tartışmayı bir tarafa bırakalım. Bütün siyasi partiler aynı sorumluluğun içerisindedir, herkesin elini taşın altına koyması lazım.
Türkiye bir seçime de gidecekse partiler üzerine düşen görevi yerine getirmelidir...
MHP İLE GÖRÜŞMELER OLACAK MI'
Söylediklerimizin arkasındayız, bütün partilere çağrıda bulunacağız. Bu memleketin meselesi hepimizin meselesidir. 8 Haziran'da hangi noktadaysak bugün de aynı noktadayız.
GERİDE KALAN 10 GÜN YETERLİ Mİ'
('45 gün uzamayacaksa kalan 10 gün yeterli midir'' sorusu üzerine) Bu süre hükümet için yeterlidir, oturulur konuşulur formüller ortaya çıkar. 8 Haziran’da dedik ki 'AK Parti’nin içerisinde olmadığı bir koalisyon yok' dedik, kibirlilikten demedik. Siyaset biraz olmayacakları kenarda bırakarak ilerleme sürecidir. Koalisyon kuramıyorsak en kısa zamanda seçime gitmek lazım. Erken seçim zorunluluk hala geliyorsa milleti en kısa zamanda seçime götürmek lazım. 'Ey halk biz yapamadık siz ne yapmamızı istiyorsunuz' deyip seçim yapılmalıdır.
('Erken seçim tarih olarak nedi? Seçim kararı nasıl alınaca? Tarih belli oldupunda nasıl bir hükümetle gidilecek'' sorusuna) AK Parti-CHP görüşmesi devam ederken bir şey söyleyemem. Sonuç çıktıktan sonra cevap verilebilir ancak.
EN KISA SÜREDE...
('Erken seçimin zamanı en geç sonbahar mıdır'' sorusuna) Eğer böyle bir şık karşımıza çıkıyorsa milleti yormadan en kısa sürede gitmek en doğrusudur.
MİLLET KORKUYLA SANDIĞA GİTMEMELİ
('Terör olayları artıyor, daha da artarsa seçime nasıl gidilecek'' sorusuna) Millet korkuyla sandığa gitmemeli, barut kokusuyla seçime gitmemeli. İnşallah bir koalisyon olursa, Türkiye ne zaman seçime gidecekse seçim emniyetini sağlayarak seçime gitmeliyiz.
SEÇİM BARAJINI KALDIRMIŞ OLARAK SEÇİME GİTMİŞ OLSAYDIK...
('Hükümetin kafasında seçim sistemini değiştirmek ve barajı düşürmek fikri var mı'' sorusuna) Seçim barajının değiştirilmesini ilettik. 2013’de yaptık. Sıfır veya yüzde 7 dedik. Yıllardır bunun doğru olmadığı söyleyen biriyiz. Seçim barajını kaldırmış olarak keşke seçime gitmiş olsaydık. Çok sıkıntılı bir siyasi tabloyu konuşuyoruz ama rahatlıkla konuşuyoruz. Yani demokratik mekanizmalar çalışıyor. Anayasa değişikliği de yapılır, Kasım'a kadar da yetişir.
BARIŞ BOMBAYLA OLMAZ
(Terör olayları… Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “süreç buzdolabındadır” sözleri…. Demirtaş’ın açıklamaları…) Çözüm süreci dediğimiz, barış süreci değimiz kim ne derse desin adına bu durum yeni çıkmadı. 35 senedir binlerce şehidin olduğu, maddi kaynakların heba edildiği terör belasıyla karşı karşıya Türkiye… Siyasi irade “Silahları bıraktıracağız” iradesiyle çıktı ama elinizi halay için uzanmışken diğer elde bomba olmaz. Barış bombayla olmaz. Çok güzel işleyen bir süreç, yüzde 80’i geçmiş bir süreç ve düğmeye basılıyor, terörün içine atılıyor. 'Terörle aranıza mesafe koyun' dedik. Biz çözüm sürecini başından itibaren iki tarafın müzakere süreci değil silahları gömme süreci olarak gördük. Samimi olarak PKK’yı köşeye sıkıştıracak, halkın aleyhine olduğunu sürekli söylemeleri lazım. Terör gelişmelerine rağmen Doğu ve Güneydoğu'daki halkımızın çoğu ayrışmayı istemiyor. PKK ile yaşamak istemiyor. Bütün bu kara propagandalar rağmen kürt kardeşlerimiz bu iradenin yanında durmuyor. Silahların gömülmesi ve sorunun aşılması lazım ki bundan sonraki sürecin devamı sağlansı.
Bu durumdan kimse sonuç alamaz, sonuç çıkmaz.
HAKLARINDA YAKALAMA KARARI ÇIKAN ÖZ VE KARA'NIN YURTDIŞINA GİTMESİ: MADEM YANLIŞ BİR ŞEY YAPMADINIZ, NEDEN KAÇAR GİDERSİNİZ
İbreti alem gördük. Süreçlerde bazı şeyleri söylediğimizde kumpas olduğunu söylediler. Madem yanlış bir şey yapmadınız, hukuk çerçevesi içinde yaptınız neden kaçar gidersini? Vatanseverlerin yolu, sıkışınca ülkelerini terk etmek olmamalıdır. Kalırsınız ve sonuna kadar bedelini ödersiniz. Böyle polisiye film gibi izledik, herkes izledi, acı bir tablodur
BU ADAMLARIN KAFASINDAKİLER OLSAYDI TÜRKİYE, ALLAH KORUSUN UKRAYNA OLURDU
'Bu mangalda kül bırakmayanlar gelip hesabını verecekler' dedi sayın Cumhurbaşkanımız. Bu savcılar kafasına koyduklarını başarsalardı Türkiye’de başka bir tablo ortaya çıkacaktı. Bu adamların kafasındakiler olsaydı Türkiye, Allah korusun Ukrayna olurdu, Mısır olurdu. Bu kaçış bir dönemin de açık şekilde itirafı olmuştur.
SURİYELİLER GERİ DÖNECEK Mİ'
Hiç kimse ne kadar zor şartlarda olursa olsun bildiği çevreyi bırakıp başka bir çevreye gitmek istemez. Suriyeliler'in ülkelerine gideceklerine inanıyorum. Mülteciler küresel bir sorun ama ülkelerine dönmek isterlerse elimizden geleni yaparız.
İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI’NIN ZİYARETİNİN İPTALİ
Geziler üzerinde sonuç çıkarılmaması gerektiği kanaatindeyim. İran – Türkiye ilişkileri sadece Suriye’ye bağlı değildir. İki komşu olarak, ara ara derin sorunları olan ve ortak menfaaetleri olan iki ülkedir.