İZMİR- Cumhuriyetin ilanından sonra Türk kadınlarının iktisadi ve siyasal yaşama katılımlarının sağlanması ve 5 Aralık 1934’te birçok Avrupa ülkesinden önce milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmasının, Mustafa Kemal Atatürk’ün kadın haklarına verdiği değer ve önemin göstergesi olduğunu belirten MHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Zerrin ÇALIŞKAN YÖNDEM 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. YÖNDEM’in mesajı şöyle:
“Kadın hakları ve kadınların erkeklerle eşitliği konusunda geçen yüzyıldan itibaren batı ülkelerinde ve özellikle ABD ve İngiltere’de yoğun ve şiddetli mücadeleler yaşanmıştır. Ülkemizde ise, ne Osmanlı İmparatorluğu döneminde ne de cumhuriyet döneminde batı ülkelerindekine benzer şekilde bir mücadele yürütülmemiştir.
Buna rağmen, bu haklar ülkemizde Atatürk’ün Türk kadınına olan güveni, sevgi ve saygısı, Kurtuluş Savaşı’ndaki gözlemleri nedeniyle birçok batı ülkesinden daha önce verilmiştir. Bu çerçevede 1930 yılında çıkarılan Belediye Kanunu ile kadınlar ilk defa belediye seçimlerine katılma hakkı elde ederken 1932 ‘de Türk kadınına muhtar, köy ihtiyar kurulu üyeliğine seçilme ve seçme hakkı tanınmış, 5 Aralık 1934 ‘de yürürlüğe giren bir başka yasa ile de “Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı “ tanınarak kadın-erkek eşitliği alanında bütün haklar teslim edilmiştir.
Daha 1934 yılında kadınlarımıza tanınan bu haklar zamansal ve hukuksal açıdan bir devrim niteliğindedir. Ancak, kanunun o günden bu yana hayata geçirilmesinde çok gerilerde kalınmıştır Ülkemizde kadınların her alanda daha aktif rol almaları ve haklarını elde etmeleri için etkin bir mücadele vermeleri gerekmektedir. Aksi halde,
Kadınların ulusal ve yerel siyasette yeterli sayıda temsil edilememesi ve kendi gelecekleri hakkında verilen kararlara katılamaması dolayısıyla, eğitiminden çalışma yaşamına, aile yaşamından sağlığa ve uğradığı şiddete kadar, yaşadığı ağır sorunlar ve eşitsizlikler devam edecektir.
Bu sorunların giderilmesi ve istenen sonuca varılabilmesi için;
-Sosyal güvenlik kapsamında olmayan ve muhtaç durumda bulunan kadınlarımıza güvenli barınma imkanları sağlanmalı ve hayatlarını idame ettirebilecekleri devamlı bir iş ve gelire kavuşmaları temin edilmelidir.
-Çalışan kadınların, iş hayatında başarılı ve ev hayatında mutlu olmalarına engel teşkil edebilecek ortak meselelerin çözümüne yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
-Kadınlarımızın siyasi katılımına destek verilmeli ve kadınlarımızı siyasete çekecek mekanizmaları artırıp siyasete olan isteksizliği ve korkuyu giderici tedbirler alınmalıdır,
-Taban siyaseti açısından kadınların erkeklerden daha faal ve etkin olduğu gerçeğinden hareketle, kadınların bu etkinliğini, ülke yönetiminde kullanma vaktinin gelmiş hatta geçmiş olduğunu bunun için kadınların siyasete etkin katılımının gerektiği kabul edilmelidir,
-Tüm siyasi partilerimiz sadece hamasi şekilde tarihi, dini. Kültürel referansları tekrarlayarak değil, Türk kadınına hak ettiği değeri verecek bilinci süratle devreye sokarak hem kamusal alanda hem de sosyal yaşamda destek olmalıdır.
-Kadınlar bir taraftan toplum ve aile hayatının diğer taraftan da siyasetin bir parçası olarak görülmeli, parti yönetimlerinde korunmaya muhtaç statülerle ve kotalarla değil siyasete katkıda bulunan bireyler olarak kabul edilmeli ve siyaset yapmaları sağlanmalıdır.”
POLİTİKA
Sayfa başına git
