ANKARA - Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Niğde konuşmasında, partisine yönelik iddialarına jet hızıyla yanıt verdi, "Teşbihte hata olmaz. Kendisi İbrahim olsa,bırakın evladını kurban vermeyi, kendisine gönderilen koçu götürüp pazarda satar" dedi.
Büyükataman'ın açıklaması şöyle:
Başbakan partisinin Niğde mitinginde; MHP’nin CHP ve Pensilvanya ile ruh üçüzü olduğunu bu üçüne, üç koyun emanet edilemeyeceğini ifade etmektedir. Başbakanın kendisine emanet edilen millet malını ne yaptığını herkes görmüştür. Koyun olayına gelince, teşbihte hata olmaz, kendisiİbrahim (as) olsa bırakın evladını kurban vermeyi kendisine gönderilen koçu götürüp pazarda satar. Mahdumunu feda etmek yerine bütün milleti feda ettiğini aziz milletimiz defaatle görmüştür. Ayrıca Başbakan ruh ikizi görmek istiyorsa PKK’ya bakmalıdır, bölücübaşına bakmalıdır, İsrail’e, Washinton’a bakmalıdır.
Ayrıca dinlemelerden de şikâyetçi olan Başbakan, dinlemeleri engellemenin kendi görevi olduğunu unutmuş, sanki bu sorumluluk başkasına aitmişçesine şikâyet etmektedir. Anlaşılan odur ki; Allah hariç herkesi dinlemişlerdir, bir kez olsun Yüce Yaratıcıyı dinleseler başkasını dinlemeye ihtiyaçları kalmazdı, diye düşünmekteyiz. Zira Allah, yüce kitabımız Kuran'da hırsızlığı, yolsuzluğu haram kılmıştır.
Başbakan’a tavsiyemiz dinleme, tele kulak, şantaj, montaj siyasetini bırakıp, herkesi dinlediler, iddialarından vazgeçmesi, bu işlerin müsebbiplerini bir an önce yargı önüne çıkarmasıdır.
Başbakan Erdoğan’ın sözlerinden de anlaşılmaktadır ki; iktidarı keyfidir, zorbadır, terbiye ve edep yoksunudur. Bu iktidar ki rüşvetin ana karargâhıdır. Bu iktidar ki pisliklerin limanı, haramilerin sığınağıdır. Bu iktidar ki esaretin zirvesidir. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarda son günlerini yaşarken, kendilerinden beklenen son hamle Darphaneyi, AKP Genel Merkezinin yanına taşımaları olacaktır. Zira milletin cebinden çalmak yerine doğrudan darphaneden almaya tenezzül edecek duruma gelmişlerdir.
Dün milliyetçiliği ayakları altına aldığını söyleyen Başbakan, bugün Niğde’de utanmadan milliyetçilikten dem vurmaktadır. Temeline dinamit koyduğu milli değerlerimizi kullanarak oy avcılığına çıkan Tayyip Erdoğan’a, Türk milliyetçilerinin muhakkak sert bir cevabı olacaktır.Daha önce de söylediğimiz gibi; “Orhun Abidelerine gitmekle Türkçü olunsa idi, Mekke'de uçan kargalar her yıl hacı olurdu.”
Kimliği aşağılanan, tarihi kişiliği alaya alınan ve tüm varlığı hücuma uğrayan aziz milletimiz, Allah’ın izniyle Başbakan Erdoğan karabasanından ve bu şahsiyetin karanlık dolu emellerinden kurtularak aydınlık ve parlak günlere ulaşacaktır. Türk milletini borç batağına sokan ve “Ben gidersem…”le başlayan cümlelerle tehdit eden Başbakan, sen yeter ki git, Milliyetçi Hareket’in bu milletin kalbine de, cebine de iyi gelecek projeleri ve çalışmaları mevcuttur. MHP ile mutlu, huzurlu ve güzel günler uzak değildir.
Artık, Niğde’li vatandaşlarımızın da, Türk Milleti’nin de karnı Başbakan’ın vaatlerine tok, bünyesi yalanlarına bağışık, kapısı oy dilenciliğine kapalıdır.
3 Kasım 2002’de AKP’nin ampulüne güvenilerek söndürülen ışıklar bir daha hiç yanmamış; yandaş ve yoldaşlara, kurulan rant barajlarıyla, enerji sağlanırken, Türk milleti çetin bir karanlığa terk edilmiştir. Eğriyi doğrudan, güzeli çirkinden, gerçeği yalandan, hakikati batıldan ayırabilecek idrak ve iradeye sahip olan aziz milletimiz, önümüzdeki yerel seçimlerde, her defasında sabrını sınarcasına zekâsını ve hafızasını hafife alan, tamamen Türk milletini aldatmak ve kandırmak üzerine kurulmuş AKP zihniyetine, hak ettiği dersi sandık başında verecektir.