POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM

MHP 1'nci Bölge 1'nci sıra Milletvekili adayı Oktay Vural, İzmir'de 1'nci Bölge adaylarıyla birlikte yaptığı basın toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tarafsızlık sözünü çiğnediğini söyleyerek, Ya Cumhurbaşkanı ol ya da AKP borozanı ol ikisi bir arada olmaz. Sen telaşa düşmüşsün AKP'ye oy devşirmeye çalışıyorsun" dedi. Yüksek Seçim Kurulu'na seslenen Vural, özgür ve eşitlik ilkesinin yanında adil bir şekilde seçimlerin yapılması konusunda tedbir almasını istedi. Vural, basın toplantısını izleyen bir vatandaşın MHP'yi eleştiren konuşmasına ise sert çıktı. MHP'li Vural, Erdoğan'ı eleştiri yağmuruna tuttu:

EDA EBRU NANECİ / HABER SERVİSİ - TBMM MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Üçyol'da bulunan Uğur Mumcu Parkı'nda 1'nci Bölge milletvekili adaylarının katılımıyla bir basın toplantısı düzenledi. Partililerin ve vatandaşların katıldığı toplantıda kürsüye çıkan Vural, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiri yağmuruna tuttu. Toplantı sonunda soruları yanıtlayan Vural, vatandaşlardan Volkan Özdemir'in kendisinin Başbuğun askeri olduğunu belirterek, MHP'nin bu çizgiden kaydığını ve her partiyi eleştirirken, öz eleştiri yapmadıklarını söylemesi üzerine sinirlendi. Vural, "Siz çizginizi düzeltin, çizginizden saptığınız için böyle konuşuyorsunuz. Başbuğumuzun izinde mücadelemizi inadına sürdüreceğiz" şeklinde yanıt verdi.


 
ERDOĞAN SÖZÜNÜ ÇİĞNEDİ 
"MHP'nin açıkladığı seçim beyannamesinde Türk milletinin tarihiyle birlikte umutla bakabilceği bir beyanname var. Genel başkanımız üniter devletten uzaklaştırmak isteyenlere karşı MHP'nin kararlıkla duracağını ifade etmiştir" sözlerini hatırlatan Vural sözlerine şöyle devam etti;

"Milletimizin sorunlarımızı çözme noktasında emeklinin, taşeron işçinin, asgari ücretle çalışanın ve herkesin umudu olacağımıza söz verdik. Seçim beyannamemizin esası millettir, hedefi millettir. Bugün geldiğimiz bu noktada meydanlarda paralel mitingler düzenleniyor. Bir taraftan milletin birliğini ve bütünlüğü temsil etmesi gereken Cumhurbaşkanı diğer taraftan AKP devletin tüm gücünü kullanmak suretiyle milletin gücüne karşı algı operasyonları düzenliyorlar. 10 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, namusu ve şerefi üzerine verdiği tarafsızlığını çiğneyerek bugün meydanlarda Cumhurbaşkanlığını bırakmıştır. İktidar partisinin borazanlığını yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanı bu millet size Cumhurbaşkanı olun diye oy verdi. İstikrarsızlığın, dar siyasi polemiklerin odağı haline gelmiştir. Milletimize sıkıntı oluşturan bir Cumhurbaşkanıyla karşı karşıyız" 

ERDOĞAN ANAYASAL BİR SUÇ İŞLİYOR 
Cumhurbaşkanının toplu açılışları bahane ederek AK Parti'ye oy istediğini vurgulayan Vural, Yüksek Seçim Kurulu'na çağrı yaptı. 

Basın toplantısı aracılığıyla suç duyurusunda bulunduğunun altını çizen Vural şunları söyledi: "Biz siyasi partilerle elbette rekabet edeceğiz. Devletin imkanlarıyla bize karşı operasyon  yapması kabul edilebilir değildir. Cumhurbaşkanı istikrarsızlığın, belirsizliğin, çatışmasının bir odağı olmak durumunda.  Ya Cumhurbaşkanı ol ya da AKP borazanı ol ikisi bir arada olmaz. Sana oy verenlere haksızlık yapıyorsun. Devletin paralarıyla MHP'ye muhalefet edeceğine milletin yanında ol, milletin dertleriyle ilgilen ama sen telaşa düşmüşsün AKP'ye oy devşirmeye çalışıyorsun. Cumhurbaşkanın görevi muhalefet partilerine çatmak değildir. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Özgür ve eşitlik ilkesinin yanında adil bir şekilde seçimlerin yapılması konusunda tedbir almalısın. Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı toplu açılışları bahane ederek milletin parasıyla iktidar partisine oy istiyor hem de muhalefet partilerinin seçim beyannamelerini eleştirerek Anayasal suç işlemektedir. YSK gerekli uyarıları yapmalıdır."



CUMHURBAŞKANI AKP'NİN BORAZANI
Devlet Erdoğan'ın oyuncağı değildir. O makam partilere ait değildir, millete ait. Milleti birbirine düşürerek Cumhurbaşkanlığı yapılmaz. Bu adımlar maalesef milletimize zarar vermektedir. Bu adımlarla Türkiye bir çatışmaya sürüklenmektedir. Cumhurbaşkanı denge mekanizması olmaktan çıkmıştır, makama zarar vermektedir. Cumhurbaşkanı Kuran-ı Kerim miting meydanlarında kullanılacak bir malzeme değildir. O bizim hayat felsefemizdir. Yaptıklarınız Kuran-ı Kerim'in verdiği mesajlara aykırıdır. Seçim meydanlarında birilerinin malzemesi olarak kullanılması kabul edilemez. Kuran-ı Kerim hepimizindir. Siyasi amaçları için bu yönüyle bakıldığında Kuran-ı Kerim yolsuzluğu, yalan atmayı ırkçılığı reddiyor ama yolsuzluk yapanların güzel milletimizi bölenlerin, Kuran-ı Kerim'le bu yaptıklarının üstünü örtmesi kabul edilebilir değildir. Cumhurbaşkanı AKP'nin borazanı. 

PARALEL GÖRMEK İSTİYORSAN AYNAYA BAK 
Vural ayrıca paralel çete vurgusu yaparak, "Miting meydanlarında 2011 yılında kullandıklarını şimdi hangi yüzle tekrar kullanıyorsun. Hesabını verin dediğinde MHP'ye Hoca efendiye saldırısı çok çirkin. Koskoca Hoca efendi Bahçeli'yle mi uğraşı? Bunu ihanet derecesinde kınıyorum diyen sendin. Şimdi hangi yüzle kalkıp da paralel çeteden bahsediyorsun. Bu kasetlerle siyaset yapan MHP'ye saldıran senin zihniyetin ve sendin kopya başbakan gönderen aman dileyen sensin ne istediler de vermedik diyen sensin. Şimdi paraleli görmek istiyorsan aynaya bak,kendine bak. Saray'da kurduğun paralel bakanlar kuruluna ve hükümete bak" diye konuştu.



BOSTAN KORKULUĞU MUSUN DİYE SORARLAR  
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkanlık sistmini rüyasında bile göremeyeceğini söyleyen Vural sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu değerler hepimizin. 18 yıl önceki yıl şiiri okuyor. Beni hapse attılar diyor. Gökalp'ın o şiirini yolsuzluğun süngüsü yapacağını bilseydi, Siirtliler seni asla milletvekili yapmazdı. Doğu ve Güneydoğu'yu PKK'ya bırakaağını bilselerdi yaparlar mıyd? Millet uyanmıştır, Abbas yolcudur. Bir kez daha uyarıyorum milletin değerlerine sahip çıkmalısınız, dini tüketim aracı olarak kullanmayın. Erdoğan, rüyasında bile başkanlığı göstermeyecek. Cumhurbaşkanı görevini yapmaya davet ediyorum. Cumhurbaşkanlığı makamı zedelenmektedir. Vatandaş PKK'yı devlete, devlet PKK'yı vatandaşa şikayet ediyor. Bostan korkuluğu musunuz diye sorarlar."