Güvenlik görevlisi olarak bir firmada çalışan Barış Tak, sözleşmesi sona erince şirketten ayrılarak yeni bir iş aramaya başladı. Alsancak semtinde bir sigorta şirketine iş başvurusunda bulunan Tak, burada çalışmaya başladı. Bir süre sonra sigorta şirketinin sahibi İsmail A., iddiaya göre, bazı sıkıntıları olduğunu söyleyerek, firmayı kağıt üzerinde Barış Tak'a devretme teklifinde bulundu. Ücretine zam yapılan Tak, bu teklifi kabul ederek şirketi üzerine devraldı. İddiaya göre, şirketin çağrı merkezinde çalışanlar ise telefonla aradıkları ve sağlık sigortası satma bahanesiyle kredi kartı bilgilerini aldıkları vatandaşların hesaplarından para çekti. Farklı illerde, bu şirket tarafından dolandırıldıklarını anlayan çok sayıda kişi şikayetçi oldu. Patronunun isteğiyle, verilecek yüksek ücretin cazibesine kapılarak şirketi üzerine devraldığı öne sürülen Barış Tak ise 14 Mart 2018'de polisin düzenlediği operasyonla evinde gözaltına alındı.
Emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen Tak, tutuklandı. Barış Tak hakkında, 'Başkasına ait banka ve kredi kartını izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama' suçlamasıyla 250 dava açıldı. Tutuklu bulunduğu Menemen Cezaevi'nden diğer illerdeki duruşmalara Ses ve Görüntü Bilişim Sİstemi (SEGBİS) ile bağlanarak katılan Tak'a sonuçlanan bazı davalarda toplam 110 yıla yakın hapis cezası verildi. Barış Tak 15 dosyadan beraat ederken, diğer davalarda yaklaşık 600 yılla yargılanamaya devam ediyor.
'OĞLUMUN ŞİRKET KURUP 30 KİŞİ ÇALIŞTIRACAK GÜCÜ YOK'
Barış Tak'ın Buca'da yaşayan MS hastası ve aynı zamanda yüzde 96 engelli olan, yürüyemeyen babası Ayhan Tak ile annesi Emine Tak, çocuklarının suçsuz olduğunu öne sürerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan ve Adalet Bakanlığı'ndan yardım istedi. Oğlunun yüksek ücret vadeden patronunun kurbanı olduğunu ve suçsuz yere hapis yattığını iddia eden Ayhan Tak, "Ben MS hastasıyım, bana eşim bakıyor. Oğlumun durumu bizi ailecek yıktı. Beni her gün ölüme sürüklüyor. Ben ölmeden önce masumiyetine inandığım çocuğumun aklanmasını istiyorum. Başka bir şey istemiyorum. Benim oğlum kandırıldı, üzerine şirket devredildi. Oğluma 3 bin lira maaş teklif edilmiş. O da paraya ihtiyacı olduğu için kabul etmiş. Benim oğlumun şirket kurup yanında 30 kişi çalıştıracak gücü yok. Bankalarda tek bir kuruşu yok. Evleneceği için kredi çekerek eşya almıştı. Onun borcu bile duruyor. Zaten bu borcu ödeyebilmek için bu işi kabul etmiş" dedi.
Gerçek suçluların paralarla birlikte yurt dışına kaçtığını öne süren baba Tak şunları söyledi:
"Bu şirket insanlara sağlık sigortası satıyor. Bu şirketin çağrı merkezindekiler 'Sigortadan, bankadan arıyoruz' diyerek insanların kredi kartı bilgilerini kullanarak hesaplarından para çekmiş. Bu şekilde yüzlerde kişinin hesabından para çekilmiş. Her insanın hesabından farklı miktarlarda para çekildiğini düşünürseniz, çok yüksek miktara çıkıyor. Vatandaşlarımız bu şekilde dolandırılmış. Bu paralar da hep yurt dışından çekilmiş. Benim çocuğumun bunu yapabilecek bir aklı yok. Mahkemelerden tek ricam, benim çocuğumun para trafiği araştırılsın. Bu paraları kim çekmiş, araştırılsın. Bu araştırma yapılırsa benim çocuğum aklanacak. Şu anda utanç duyuyorum ve dolandırılan insanlardan suçsuz olmasına rağmen oğlum adına özür diliyorum. Benim çocuğum masumdur ve kandırılmıştır. Gerçek suçlular yurt dışındadır. Zaten paralar da Brüksel'den, Kiev'den, Malta'dan çekiliyor. Benim oğlum hiçbir zaman yurt dışına da çıkmadı, pasaportu bile yok."
Oğlunun davalardan ceza almaya devam ettiğini belirten baba Tak, "Bizim tespit edebildiğimiz 250 davası var, binden fazla şikayet olduğunu tahmin ediyoruz. 110 yıl ceza aldı. Yaklaşık 600 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Bizim avukat tutacak paramız bile yok. O kadar çok dosyası var ki hiçbir avukat da kabul etmiyor" diye konuştu.
YARGITAY KARARLARI DERGİSİ'NDE YER ALDI
Barış Tak'ın annesi Emine Tak ise oğlu hakkında verilen kararların Yargıtay Kararları Dergisi'ne girdiğini söyleyip, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan ve Adalet Bakanlığı'ndan yardım istiyorum. Bir anne olarak adaletin yerini bulmasını istiyorum. Çünkü adaletli bir yargılama olmuyor. Ben çocuğumun masum olduğuna inanıyorum" dedi. (DHA)