Ege Postası
Geri

Narin duruşmasında 3'üncü gün: Savcı tutukluk halinin devamını talep etti

Diyarbakır'da Narin Güran cinayetine ilişkin davada 4 sanık ve 26 tanığın dinlenmesi tamamlandı. 3’üncü gününde devam eden duruşmada yeni tanıklar adliyeye geldi. Duruşmada Arif Güran'ın evinin karşısındaki Dara 2 Askeri Üs Bölgesi'nin güvenlik kameraları, izlenecek. Duruşmada, tanıklar dinleniyor.
Narin duruşmasında 3'üncü gün: Savcı tutukluk halinin devamını talep etti
Haberler / Güncel
9 Kasım 2024 Cumartesi 12:38
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Diyarbakır'da kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ilk duruşması, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde sürüyor.

Duruşmanın ilk gününde "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan anne Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar'ın savunmaları ve davada müşteki olan baba Arif Güran'ın ifade işlemleri tamamlanmıştı.

Duruşmanın 3’üncü gününde, Güran ailesinin avukatları talebiyle 9 yeni tanık dinlenmek üzere adliye geldi. Mahkeme başkanı, Güran ailesi avukatlarının mahkemeden talep ettiği Dara bölgesine (Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Bilal Dicle Gözetleme Noktası) ait görüntülerin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlandığı ve mahkemeye sunulduğunu belirtti. Duruşmanın 3’üncü celsesi başladı.

TANIKLAR DİNLENDİ

Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre; duruşmanın dünkü ikinci gününde tanıklar Baran Güran, Osman Güran, Muhammed Kaya, Maşallah Güran, 18 yaş altındaki tanıklar M.E.G., A.K., G.G. ve M.G. ile Melek Güran, Birsen Güran, Hediye Güran, Mehmet Selim Atasoy, Yasemin Gül, Vecdi Bahtiyar, Barış Güran, Ali Rıza Güran, Ufuk Kaya, Furkan Kaya, Yusuf Kaya, Erhan Güran, Rojin Güran, Dilek Güran, Nesrin Güran ve Remziye Çabaş dinlendi.

Tanık Cahit isimli kişi Nevzat Bahtiyar ve Arif Güran arasındaki araba meselesini anlattı:

“Nevzat ile Arif Güran araba meselesi yüzünden beni çağırdı. Önce Nevzat anlattı, sonra Arif Güran anlattı. Araba Nevzat’a aitti. Nevzat’a para ödemesi gerektiğini söyledim. Ödemeyeceğini söyledi.”

Mahkeme Başkanı: "Nevzat, 'yakacağım ortalığı, ödemeyeceğim' dedi mi?"

Tanık Cahit: "Salim Güran dedi ki, '10 bin lira ben, 10 bin Arif ödesin, 50 bin Nevzat ödesin' dedi."

Mahkeme Başkanı: "Nevzat kabul etti mi?"

Tanık Cahit: "Önce param yok dedi, sonra kabul etti."

Mahkeme Başkanı: "Yani çıkarken, 'ben bu paranın hesabını sorarım' dedi mi?"

Tanık Cahit: "Ben görmedim, günahını alamam, gördüğümü anlatıyorum."

Mahkeme Başkanı: "Ben de gördüğünü anlattığın için teşekkür ederim.

Mahkeme Başkanı: "Siz neden aile meclisi kurup olaya el attınız?"

Tanık Cahit: "İkisi de bizim akrabamızdır."

Mahkeme Başkanı: "Yani sizi bu olayı çözün diye mi çağırdı?"

Tanık Cahit: "Evet, Arif Güran çağırdı."

Mahkeme Başkanı: "Siz aile meclisindeki toplantılara katıldınız mı?"

Tanık Cahit: "Yok, katılmadım."

Veysel Subatan, Mahkeme Başkanına “araba” meselesini anlatıyor: 

Arif ve Nevzat arasında araba problemi vardı. Akşam Salim'in evine gittim.

Mahkeme Başkanı: Seni kim çağırdı?

Veysel Subatan: Arif Güran çağırdı.

Mahkeme Başkanı: Tamamdır.

Veysel Subatan: Nevzat'ı çağırdılar o da geldi. Nevzat’ın verdiği araba Çakınlı çıkmış, 80 bin ödeme yapması gerekiyordu. Arife haksızlık yapıyorsun dedik. "80'i gibi ödemezsen mahkemede avukat masrafı daha fazla olacak," dedim. Aranızda anlaşın dedim. Nevzat Bahtiyar yanaşmadı. Ben bu parayı ödemiyorum dedi. Soy isimleri Kaya olan kişileri de çağırdı. Nevzat Bahtiyar kabul etmedi. Ben arabayı satmışım, gitmiş dedi. Nevzat’a da bir haksızlık olmasın diye orta yolu bulmaya çalıştık. Salim Güran da dedi, "Madem bizim evde toplanmışsınız, bu meseleyi çözelim." Nevzat ödemesi gerekeni kabul etmişti. Nasıl etti bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Nasıl kabul etti?

Veysel Subatan: Zorla kabul etti gibi.

Mahkeme Başkanı: Normal, Nevzat sizi tehdit etti mi?

Veysel Subatan: Hayır. Biz oradan kalkınca, problem çözüldü diye düşündük.

Mahkeme Başkanı: Tamam, herkes ödediğini söylüyor zaten. Bu olay ne zaman oldu?

Veysel Subatan: Aşağı yukarı 2 ay var.

Mahkeme Başkanı: Bu olaydan sonra Güran ile Bahtiyar ailesi arasında gerilim oldu mu?

Veysel Subatan: Şahit olmadım.

Rubbettin Kaya, Mahkeme Başkanı'na anlatıyor:

"Bizim evimize gelebilir misin dedi. Gittim, Nevzat, Salim, Arif oradaydı. Dava nedir dedim. Araba konusunun nedenini sordum, Arif Güran Nevzat Bahtiyar kendisine araba getirdiğini söyledi. 80 bin liralık bir araba meselesinden bahsettiler. Orada biraz ağız dalaşı oldu. 10 bin lira Salim, 10 bin lira Arif verecek dendi. Nevzat, 'Bizim aramızda dava olmaz' dedi."

Nevzat Bahtiyar’a doğru yöneldi. 

Tanık: "Doğru mu Nevzat?" dedi.

Mahkeme Başkanı uyardı:  

"Tamam, bana bak, Nevzat'a bakma."

Tanık: "Tamam."

Mahkeme Başkanı: "Siz aile meclisinde yapılan toplantılara girdiniz mi?"

Tanık: "Hayır."

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI AVUKATI SORDU:

"Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı: Narin kaybolduktan sonra yangın oldu, neden biliyor musunuz?"

Tanık İbrahim Halil Güran: "Elektrik tellerini birbirine nasıl çarpacaklar, çok mantıksız."

Savcı: "Bakkala gittin mi?"

Tanık İbrahim Halil Güran: "Evet."

Savcı: "Bakkal bizzat orada mıydı?"

Tanık İbrahim Halil Güran: "Evet, Sofi oradaydı."

Savcı: "Kendisi ameliyat olduğunu söylüyor, ne ameliyatı?"

Tanık İbrahim Halil Güran: "Raporlara bakabilirsiniz."

TANIK SÜLEYMAN KAYA GELDİ  (ZİHİNSEL VE BEDENSEL ENGELLİ)

Mahkeme Başkanı: "Süleyman nasılsın?"

Süleyman Kaya: "İyiyim."

Mahkeme Başkanı, Süleyman Kaya'nın yanına giderek, "Rahat ol, heyecan yapma" dedi ve ona su getirdi.

Mahkeme Başkanı: "Süleyman biz seninle tanışmak istedik sadece."

Mahkeme Başkanı: "Siz Enes’le bakkala gittiniz mi?"

Süleyman Kaya: "Gittik."

Mahkeme Başkanı: "Ne aldınız?"

Süleyman Kaya: "Enerji."

Mahkeme Başkanı: "Enerji içeceği mi?"

Süleyman Kaya: "Evet."

Mahkeme Başkanı: "Bakkaldaki yaşlı mıydı, genç miydi?"

Süleyman Kaya: "Yaşlı."

TANIK MUHAMMET YAKUT, MAHKEME BAŞKANINA ANLATTI

Mahkeme Başkanı: "Salim Güran neyin olur?"

Muhammet Yakut: "Bilmiyorum."

Mahkeme Başkanı: "Boşver o zaman."

Mahkeme Başkanı: "Muhammet niye geldin, hayırdır?"

Muhammet Yakut: "Tanıklık yapacakmışım dediler."

Mahkeme Başkanı: "Saat 17.30 gibi Enes geldi. Sen ne yapıyordun?"

Muhammet Yakut: "Araba yıkıyordum, Muhammet Kaya vardı. Beni caminin yanına bırak, üvey babaannem beni görür, iş yaptırır, ben eve gideyim dedi."

DİYARBAKIR BAROSU AVUKATI SORDU

Diyarbakır Barosu Avukatı: "Orada başka kim vardı?"

Muhammet Yakut: "Muhammet Kaya ve… Kaya."

Diyarbakır Barosu Avukatı: "Sohbet ettiniz mi?"

Muhammet Yakut: "Evet."

Diyarbakır Barosu Avukatı: "Ne kadar sürdü?"

Muhammet Yakut: "15 dakika falan."

Diyarbakır Barosu Avukatı: "Başka sohbetiniz oldu mu? "Yanınızda kim vardı?"

Muhammet Yakut: "Muhammet ve Süleyman Kaya."

Diyarbakır Barosu Avukatı: "Bir daha o gün görmediniz mi?"

Muhammet Yakut: "Hayır, görmedim."

Sanık Avukatı dahil oldu, isim hatası olduğunu söyledi.

Nahit Eren soruyor:

Nahit Eren: "Eve gittiğinde saat kaç olduğunu hatırlıyor musun?"

Muhammet Yakut: "Hayır."

Nahit Eren: "Sizin ev ile cami arasında ne kadar mesafe var, 200 metre kadar tarif eder misin, 200 metre ne kadar?"

Tanık Gösterdi.

Mahkeme Başkanı: "Saat soruldu."

Sanık Avukatı araya giriyor, "Zorlama sorular soruluyor," diyor.

Nahit Eren devam ediyor:

Nahit Eren: "Öğle yemeği yedin mi?"

Muhammet Yakut: "Evet."

Nahit Eren: "Kaçta işten çıktığını hatırlıyor musun?"

Muhammet Yakut: "Hatırlamıyorum, ama 12 buçukta evdeydim."

Sanık Avukatı araya giriyor: "Çarpaz sorgu yapılıyor."

Mahkeme Başkanı: "Devam edin."

TANIK HASAN, MAHKEME BAŞKANINA ANLATTI

Mahkeme Başkanı: "O gün ne yapıyordunuz?"

Hasan: "Ben elektrikçiydim, Salim ile görüştüm. 1 saat beraber kaldık."

Mahkeme Başkanı: "İkindi ezanı okunmuş muydu?"

Hasan: "Bilmiyorum, okunmuş olabilir."

Mahkeme Başkanı: "Nerede görüştünüz?"

Hasan: "Tarlada."

Mahkeme Başkanı: "Neden görüştünüz?"

Hasan: "Elektrik işleri vardı."

Mahkeme Başkanı: "Kim vardı?"

Hasan: "Mehmet Atasoy ve Ramazan Atasoy vardı."

Mahkeme Başkanı: "Ne yaptınız?"

Hasan: "Karpuz yedik, muhtarlarla elimizi yıkadık."

Mahkeme Başkanı: "Başka yere gittik mi?"

Hasan: "Tahmini, 16.00 gibi Salim’in yanından ayrıldım."

Mahkeme Başkanı: "Daha önceki ifadenizde başka bir saat vermiştiniz."

Hasan: "..."

Mahkeme Başkanı: "Salim’in kıyafetlerini hatırlıyor musun?"

Hasan: "Hayır."

Mahkeme Başkanı: "Salim ile nasıl haberleştiniz?"

Hasan: "Gittiğimiz zaman oradaydı."

Mahkeme Başkanı: "Doğaçlama mı gittiniz?"

Hasan: "Doğrudan gittim."

TANIK ABDULSAMED YEŞİLDAĞ DİNLENDİ

Mahkeme Başkanı: "Narinin kaybolduğu gün Hasan beyle nasıl konuştunuz?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Mehmet Şerif Güran bana telefon açtı, bir arızadan bahsetti. Tamir için gittim, sonra bu kadar paraya yapacağımı söyledim."

Mahkeme Başkanı: "Ne kadarsa anlaştınız?"

Abdulsamed Yeşildağ: "3 bin TL'ye anlaştık."

Mahkeme Başkanı: "Çok hızlı konuşuyorsun, işini de böyle hızlı mı yaparsın?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Evet."

Mahkeme Başkanı: "Maşallah. Kaç gibi Mehmet Şerif Güran ile konuştunuz?"

Abdulsamed Yeşildağ: "16.00 gibiydi."

Mahkeme Başkanı: "Tarlada ne yediniz?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Karpuz yedik."

Mahkeme Başkanı: "Menemende yemişsiniz?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Evet."

Mahkeme Başkanı: "Kim kim yediniz?" "Çocuk var mıydı?"

Abdulsamed Yeşildağ: "2 çocuk vardı."

Mahkeme Başkanı: "Kız erkek?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Valla bilmiyorum."

Mahkeme Başkanı: "Ramazan Atasoy orada mıydı?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Çevre."

Mahkeme Başkanı: "Babası orada mıydı?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Babası yoktu."

Mahkeme Başkanı: "Oradan kaçta ayrıldınız?"

Abdulsamed Yeşildağ: "17.40 gibi."

Mahkeme Başkanı: "Karpuz yediğiniz yerde başka kim vardı?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Çocuk vardı."

Mahkeme Başkanı: "Ne yapıyorlardı?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Oyun oynuyorlardı."

Mahkeme Başkanı: "Salim’in olay günü kıyafetlerini hatırlıyor musun?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Valla hatırlamıyorum."

NARİN’İN 6 YAŞLARINDAKİ ERKEK KARDEŞİ

E.G., pedagog eşliğinde ifade verirken, mahkemeye şu şekilde anlatıyor: 

KAYIT İZLETİLDİ

"Odada kim vardı uyuyordu?"

E.G.: "Abim ve annem koltukta, Muhammed abim yerde yatıyordu."

Mahkeme başkanı: "Hediye yengen nasıl geldi, ilk gelişinde?"

E.G.: "Onu bilmiyorum. İlk gelişinde bilmiyorum."

Mahkeme başkanı: "İkinci gelişinde neden gelmişti?"

E.G.: "Annem çamaşırları ona bırakmıştı, ondan."

Mahkeme başkanı: "Peki, acele ediyor muydu?"

E.G.: "Normaldi."

Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren, Enes Güran’ı çağırdı. Kolunu nasıl ısırdığını göstermesini istiyor. Enes kolunu nasıl ısırdığını canlandırdı.

NEVZAT BAHTİYAR'I KÖŞEYE SIKIŞTIRACAK SORU

Narin’in ailesi salondan çıkarıldı. Diyarbakır Eski Baro Başkanı Nahit Eren konuşma yapacak. Sadece Nevzat Bahtiyar, kaldı

Nahit Eren: "Babayı dün üzdüysem özür dilerim tekrardan. Sayın Başkan, Nevzat'ın yer göstermesi sırasındaki kaydı ekrana yansıtmanızı rica edeceğim. Üzülerek söylüyorum, vücut üzerindeki lavralar, canlılar İstanbul Adli Tıp’a gitti.

Nahit Eren: “Raporu okuyorum. Bu haliyle cesedin bazı kısımlarının karada kaldığı değerlendirilmektedir”

Nahit Eren: "Su içinde olan ceset nasıl olur da karasal lavralar taşır?"

Bu sırada, Nevzat Bahtiyar’ın jandarma eşliğinde yer teşhisi yaptığı görüntüler izletiliyor.

Görüntüler izlendi. 

Mahkeme Başkanı: "Bu küçük alan, Narin kızımızın bırakıldığı yer. Buyurun Nahit Bey, sorunuzu alalım."

Nahit Eren, Nevzat Bahtiyar’a döndü ve sordu:  "Bu raporu anladın mı?"

Nevzat Bahtiyar: "Anlamadım."

Nahit Eren: "Bu rapor diyor ki, Narin’in naaşından, ceset diyemiyorum, Adli Tıp Kurumu dedi ki, bulunduktan 19 gün önce öldürülmüş. Bunu nereden elde ediyorlar? Böceklerden, kavralardan, Narin’in bedeninde bunlardan çok vardı ve buradan tarih çıkarıyorlar. Şimdi rapor diyor ki, bu naaş tamamen suyun içerisinde, bu böcekler yaşamaz. O yüzden sana bir kez daha soruyorum, Nevzat Bahtiyar, sen daha önce başka yere gömdün mü?"

Nevzat Bahtiyar: "Kesinlikle hayır."

Mahkeme Başkanı: "Çuvalın tamamı su altına girdi mi, taş ıslandı mı?"

Nevzat Bahtiyar: "Taş hepsi ıslanmadı, ben de çok hatırlamıyorum."

Nahit Eren: "Sen arama faaliyetlerinden dolayı DSİ suyunun oraya yönlendirildiğini biliyorsun değil mi?"

Nevzat Bahtiyar: "Evet."

NAHİT EREN: CEVABIMI ALDIM

Nahit Eren: "Az önce bir kısmı dışarıda kaldı dedin, sen yol mesafeni bilemedin 7 dakika. Orada sen başka ne yaptın?"

Nevzat Bahtiyar: "Orada ip aradım."

Nahit Eren: "Dışarıda kalan kısmı bildiğimiz kadarıyla bacağı.."

Nevzat Bahtiyar: "Bacağını hatırlamıyorum."

Nahit Eren: "O kısmın toprağa mı, yoksa suyun üstünde mi kaldı?"

Nevzat Bahtiyar: "Suyun üstünde kaldı."

Nahit Eren: "Sayın Başkan, ben alacağım cevabı aldım."

Mahkeme başkanı: Nevzat Bahtiyar dön etrafına bak. Bu kadar insan burada, kaç gündür buradayız. Duygu sömürüsü yapmıyorum. Bir birey olarak soruyorum.

(Mahkeme başkanı üzerindeki cübbeyi çıkarttı.)

Mahkeme başkanı: Senin geçen celse verdiğin beyanlar doğru mu? İftira mı? Bak yeni kamera kayıtları çıkabilir 

Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum hatırlamıyorum.

Mahkeme başkanı: Hatırlamıyorum değil, sakladığın bir şey var mı?

Nevzat Bahtiyar: Yok

1 SAAT ARA VERİLDİ

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı talebi üzerine Savcı konuştu:

"Bu kadınlar kavgasına ilişkin her şey yerine oturdu, mahkeme huzurunda çözülmeyen durum kalmadı. Ek olarak soru işareti kalmaması için tanık 'Oya'yı getirdik. Adli Tıp Kurumu’nda kendisinin görüntüleri vardı, kavga olmuştu. Kendisini dinleyelim."

Tanık Oya Yorulmaz, Mahkeme Başkanına ifade veriyor:

Mahkeme Başkanı: "Oya Hanım, niye geldiniz?"

Oya Yorulmaz: "Benim bir ilgim yok. Benim dayımgiller, biz oraya gittik, Adli Tıp Kurumu'na gittik. Basın arkamdan geliyordu. Annem şeker hastası, arkadan gelirken kardeşim bana 'abla sus' dedi, kafamı böyle yaparken yumruk bana geldi."

Mahkeme Başkanı: "Kardeşiniz kim?"

Oya Yorulmaz: "Taner..." (anlaşılmadı)

Mahkeme Başkanı: "Orada ne söylediniz?"

Oya Yorulmaz: "Gidin yalan haber yapın dedim."

Mahkeme Başkanı: "Kime?"

Oya Yorulmaz: "Basına."

Mahkeme Başkanı: "Ciddi misiniz?"

Oya Yorulmaz: "Evet."

Mahkeme Başkanı: "Tekrarlıyorum, 'gidin yalan konuşun' diye bağırdın mı?"

Oya Yorulmaz: "Evet, çünkü yalan haber yapıyorlardı."

Kadın savcı araya girdi: "Ben kendim izledim, sana yumruk atıyorlar."

Oya Yorulmaz: Basına söyledim.

BABA, EN ÖNEMLİ DELİL DEMİŞTİ

Güran ailesinden 9 kişi, bugün tanık olarak dinlenecek. Diğer yandan ailenin talebi üzerine, olay günü bölgeyi gören ve Arif Güran'ın evinin karşısındaki Dara 2 Askeri Üs Bölgesi'nin güvenlik kameraları, mahkemeye sunulmak üzere hazırlandı.

Görüntüler, bugünkü duruşmada izlenecek. Baba Arif Güran, cinayeti aydınlatacak en önemli delilin askeri üs bölgesindeki kameraların olduğunu söylemişti.
Savcı, tüm sanıkların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti. (Cumhuriyet)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası