POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM

​Türkiye’de saydamlığın arttırılması ve yolsuzlukla mücadelenin güçlendirilmesi stratejisi kapsamında “Daha kaliteli kamu hizmeti” sloganı ile başlatılan kampanyada kamu kurumlarına BİMER’in tanımı amacıyla asılan afişler tartışma konusu oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarını içeren tanıtım afişleri, eğitim kurumları başta olmak üzere birçok devlet kurumu tarafından tepkiyle karşılanırken, birçok sivil toplum örgütü tarafından Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde reklama yönelik hamle olarak yorumlandı.

ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Geçtiğimiz haftalarda İçişleri Bakanlığı’ndan gelen resmi yazı üzerine kamu kurum ve kuruluşları ile devlet dairelerinde asılmaya başlanan BİMER (Başbakanlık İletişim Merkezi) afişleri başta sivil toplum örgütleri olmak üzere, eğitim kurumları halktan büyük tepki topladı. İzmir’de Valilik kanalı ile gönderilen yazı üzerine hazırlanan kurumsal görsellerin devlet dairelerinin yanı sıra, eğitim kurumları olan okul, kurs ve benzeri yerlerde kullanılmasına yönelik talep  büyük tartışmalara yol açtı.



 
 
“TEK ADAM ZİHNİYETİNİN GÖSTERGESİ”
Afişleri “yersiz” olarak niteleyen Birleşik Kamu-İş İzmir Temsilcisi ve Eğitim-İş 2 No’lu Şube Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci, BİMER’in tanıtıma ihtiyacı olmadığını ve 2006’dan bu yana var olan bir kurum olduğunu belirterek, “Başbakan’ın kendi fotoğrafını bu şekilde bir kamu kurumunda kullanılması yersiz bir şeydir. Bu BİMER’in kullanılarak kendisinin reklamının yapılmasıdır. BİMER, Başbakan’ın şahsına ait bir kurum değildir. Devletin bir kurumudur. Okul, kurs ve kreşlerde siyasi kimliği olan bir kişinin, Başbakan dahi olsa, BİMER aracılığı ile fotoğrafının asılması doğru değildir. Erdoğan bu afişlerde, sizin sorunlarınızın çözümü benim demeye getirmektedir. Halbuki, kendisi geçici bir görevle o koltukta oturmaktadır. BİMER ise Başbakanlık’a bağlı bir kurumdur. Yarın o makama başka birisi geldiğinde o da kendi afişini mi asacaktı? Burada kişilerin yüceltilmesi vardır. Bir eğitimci olarak, küçücük çocukların hafızalarında sorunların çözümü başbakan algısının yaratılmasını etik bulmadığımı dile getirmek istiyorum.  Ülkemizde padişahlık ve diktatörlük ile değil, cumhuriyet ile yönetilmektedir ve sorunların çözümü için resmi kurumlar vardır, BİMER de bunlardan bir tanesidir. Bunun okullara gönderilmesi ve kursların da buna dahil edilmesi, Başbakan’ın “Benden habersiz bu ülkede hiçbir şey olmaz” lafını hatırlatmaktadır ve tek adamcılık anlayışının da kamuya yansıtılması, toplumun baskı altına alınmasıdır. Bu afişlerin en büyük etki bırakacağı yerler okullardır, dolayısı ile çocuklarımız bundan etkilenecektir. Demokratik hukuk devletinin yerine, tek adam olgusunun yansıtıldığı gerekçesiyle karşı çıkıyoruz ve itirazlarımızı da dile getiriyoruz” dedi.


 
“ETİK BULMUYORUM”
Türk Eğitim Sen 1 No'lu Şube Başkanı Merih Eyyup Demir de, kamu kurumlarında siyasi içerik taşıyan afişlerin asılmasının doğru olmadığını dile getirdi. Eğitim kurumlarının siyasileşme olgusuna karşı olduğunu da söyleyen Demir, “BİMER'in tanıtımı Başbakan Erdoğan'ın resminin olmadığı afişlerle de yapılabilir. Milli Eğitim'de siyasi kadrolaşmanın etkisini her geçen gün arttırdığı bu dönemde, böyle uygulamalardan uzak durulmalı. Bu tarz siyasi içerikli afişler, bazı kesimleri rahatsız eder ve haksız rekabet doğurur. Ben bu uygulamayı doğru ve etik bulmuyorum” diye konuştu.
 
“DEMOKRASİYE VE HUKUK DEVLETİNE AYKIRI”
Hazırlanan afişlerin ve yürütülecek olan kampanyanın Başbakan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönük hayata geçirdiği bir seçim yatırımı ve şahsi tanıtım kampanyası olduğunu savunan Atatürkçü Düşünce Derneği İzmir Şubeleri Eşgüdüm Başkanı Ali Yanar ise, “Bu afişler tüm kamu kurum ve kuruluşlarında yayınlanacak. Burada amaç devletin anayasal kurumlarını devre dışı bırakıp, Başbakanlık’ı ayrı bir yapı oluşturmaktır. Sorunları çözecek bir merci oluşturmuşlar gibi bir algı söz konusu. Ortada siyasi bir olay söz konusu ve burada bir algı yaratılmak isteniyor. Esasında bu, cumhurbaşkanlığı seçimine dönük bir reklamdır ve kamu kurumları dahil her yeri etki altına almaya yönelik bir çalışmadır. Yasa dışı bir şikayet mekanizması söz konusu ve BİMER vasıtası ile bir istihbarat birimi oluşturulmak isteniyor. Devletin devlete şikayet edilmesi söz konusu. Başbakan yasa, demokrasi ve adaleti bir kenara bırakarak, “Bu ülkenin tek hakimi benim. Tüm sorunlarınızı ben hallederim. Ben sizin babanızım” demeye çalışıyor. Hukuk devletinde böyle bir şey olmaz. Bu ülkede onlarca resmi kurum var, hukuk devletine bu yakışmaz” dedi.
 
“DEVLET İMKANLARI İLE SEÇİM KAMPANYASI”
Kampanyaya tepki gösteren Yanar, afişlerin yanı sıra BİMER’in yapısının da sorgulanması gerektiğini belirterek, “Muhbirlik yayılmaya çalışılıyor. Belki de buradan gelecek asılsız birçok ihbarla, sahte iddianameler hazırlanıp, insanlar gözaltına alınıp, tutuklanacak. Masum gibi gözüken bu kurumla yasa dışı bir yapının önünü açıyorlar. Paralel devleti kendi elleri ile oluşturuyorlar. Diğer yandan yaklaşan cumhurbaşkanlığı öncesinde devletin imkanları kullanılarak bir haksız rekabet ortamı yaratılıyor. Bu dönemde devlet kurumlarında, resmi dairelerde, Atatürk resimleri indirilirken, bir yandan da Başbakan’ın resimlerini bizzat bu yolla asmaya çalışıyorlar. “Her türlü sorunu biz çözeriz” mantığı ile BİMER’in kullanılması hem doğru değildir, hem de yasal değildir. Barolar, hukuk çevreleri, siyasi partiler buna elbette karşı çıkacaktır. Devlet içinde devlet oluşturan böyle bir kampanyaya izin vereceklerini sanmıyorum” ifadelerini kullandı.