EGEPOSTASI- Muğla’nın İkizköy Mahallesi’ne bağlı Akbelen mevkinde maden için istimlak edilen alandaki ormanda ağaç kesimine karşı başlatılan direnişe destek vermek için Akbelen'e giden Gıda Mühendisleri Odası Şube Başkanı Uğur Toprak da jandarma tarafından darp edilmişti.
Toprak bugün Mimarlık Merkezi'nde gerçekleştirdiği basın açıklamasında, suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.
"HUKUKSUZLUKLARIN HESABINI SORACAĞIZ"
Hak ihlallerine dikkat çeken Toprak, "Bugün burada bulunma amacımız Limak Holding’in uzun süredir devam eden çevre katliamına karşı Milas İkizköy halkının haklı ve onurlu direnişine destek olmak, dayanışmak için 29 Temmuz Cumartesi günü gittiğimiz Akbelen'de anayasal hakkımız olan protestoya engel olmaya çalışan kolluk kuvvetlerinin kalkanlı, joplu, biber gazlı orantısız şiddetine, işkencesine pek çok kişi gibi benim de maruz kalmam kaynaklı yetkililer ve göz yumanlar hakkında bulunduğumuz suç duyurusunu sizler aracılığıyla kamuoyuyla paylaşmaktır. Elbette bu suç duyurusu sadece benim için değil benimle birlikte ülkenin dört bir yanında talan edilen çevre için direnen tüm yurttaşlar adına. Gerek Oda Başkanı olmamın verdiği kamusal görevle gerekse gıda mühendisi olmam kaynaklı mesleki ödevle ama en çok da yurttaş Uğur Toprak kimliğimle sağlıklı yaşam hakkımızı güvence altına almak ve mücadelesini yürütmek için gittiğim Akbelen'e sadece 3-5 ağaç olarak bakmak son derece yanlış bir yaklaşım olacaktır. Ormanın yok edilmesi doğal yaşamın yok edilmesi demek. Ormanın yok edilmesi orman tarımının sonlandırılması demek. Bu anlamda Akbelen direnişi bir yaşam direnişidir. Tüm canlıların yaşam hakkı savunmasına yapılan engelleme, fişleme, orantısız güç kullanma ve işkence bir hak ihlalidir. Bu hak ihlaline karşı anayasal hakkımız olan yasalar ile güvence altına alınmış olan görüşlerimizi dile getirme, seyahat etme dayanışma hakkımız gasp edilmiştir. Sadece Akbelen'de değil ülkenin her köşesinde devam eden bu hukuksuzlukların hesabını soracağız" dedi.
'GEZİ DİRENİŞİ'NDE DE VARDIM'
Geezi Parrkı direnişinde de sokaklarda olduğunu vurgulayan Toprak, "İstanbul'un en büyük afet toplanma alanı Gezi Parkı park olarak kalsın diye sokaklarda olan milyonlardan biriydim ben de. 541 gündür de Gezi için Adalet Nöbetindeyiz o gün beraber olduğumuz dostlarımızın tutsaklığı bitsin diye, özgürlüklerine kavuşacakları güne dek devam edecek bu nöbet. Baskılar bizi hiçbir zaman yıldırmadı. Üyesi ve yöneticisi olmaktan onur duyduğum bu ülkenin vicdanı olan TMMOB bugün 69 yaşında. İzmir’de de tüm odalarıyla beraber başımız dik, mücadeleye, dayanışmaya devam ediyoruz. Kaz dağlarında altın madeninin karşısında, Bergama Alibeyli köyünde TDİOSB kurulması için meraları ellerinden alınan yurttaşlarımızın yanında Körfez geçiş projesinin karşısındaAkbelen'de kömür madeni sahiplerine karşı direnen halkımızın yanında, Aliağa'da Sao Paolo ve diğer gemileri vahşice sökmek isteyenlerin karşısında, Güzelbahçe'de zeytinlik alanda go-karta karşı çıkan dostlarımızın yanındaHopa'da ve bir çok yerde dereleri hapseden HES'lerin karşısında, Aydın'da uygunsuz JES'lerle toprakları kirlenen, ürünlerini kurutamayan çiftçimizin yanında, Suruç'u, Roboski'yi yaşatanların karşısında, 10 Ekim’de Ankara Tren Garında Emek, Barış ve Demokrasi diyenlerin yanında. Sadece soruları değil, gençlerin hayallerini de çalanların karşısında lle de Barış diyen akademisyenlerin yanında durdum" ifadelerine yer verdi.
"YANDAŞLARIN DEĞİL EMEKÇİLERİN YANINDA DURACAĞIM"
Toprak açıklamasının devamında, Bugün ise, Çeşme Talan Projesinin karşısında, Buca cezaevi alanının yeşil alan kalmasını isteyen halkımızın yanında, İnciraltı’nı ranta peşkeş çekmek isteyenlerin karşısında, Agrobay direnişinde tarım emekçisi dostlarımızın yanında, İzmir'in bağrına hançer vurmak isteyen Zorlu vb kent suçlarının karşısında, Hatay başta olmak üzere depremde her şeylerini kaybetmiş halkımızın yanında, Gençlerimizi okul yemekhanelerinde intihara sürükleyenlerin karşısında, Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmek için okullarda en az bir öğün yemeğin ücretsiz verilmesini savunanların yanında duruyorum. Yarın da yurdun her bir köşesinde devam eden benzer durumlarda emperyalist, sömürücü şirketlerin ve yandaşlarının karşısında emekçi halkımızın yanında duracağım. Hangi şartlar altında olursak olalım, bugüne kadar olduğu gibi doğru bildiklerimi yüksek sesle ve inatla söylemeye, bilimden, doğadan, insandan ve emekten yana tavır sergilemeye devam edeceğim. Altını tekrar çizmekte fayda var. Bu suç duyurusu sadece benim için değil, benimle birlikte ülkenin dört bir yanında talan edilen çevre için direnen tüm yurttaşlar için. Onların beton ve rant hırslarına karşı direnmeye devam edeceğiz" dedi.