“Oğlum ‘anne’ diyebilse, bana en güzel Anneler Günü olurdu”
Bugün Anneler Günü. Türkiye’nin dört bir tarafından anneler çocuklarının kendilerine aldığı hediyelerle mutlu oluyor. Engelli çocukların anneleri ise Anneler Günü'nü kutlamak bir yana, çocuklarının ‘anne’ sözüne hasret yaşıyor....
Bugün Anneler Günü. Türkiye’nin dört bir tarafından anneler çocuklarının kendilerine aldığı hediyelerle mutlu oluyor. Engelli çocukların anneleri ise Anneler Günü'nü kutlamak bir yana, çocuklarının ‘anne’ sözüne hasret yaşıyor.
Hayatını 11 yaşındaki tek çocuğu spastik engelli Mert’e adayan fedakar anne Ayfer Alemdar, Anneler Günü hayalini gözyaşları içinde şöyle ifade ediyor: “Ben de çok isterdim oğlum bana hediye alsaydı da gelseydi ama hiç olmadı. En büyük temennim, ‘Mert ne zaman büyüyecek, koşacak bana sarılacak’ ama böyle bir şey yaşamadım.” 9 yaşındaki Efe’nin konuşup yürüyebilmesi için hastane hastane dolaşan Nalan Cengiz ise Anneler Günü'nde alabileceği en büyük hediyeyi şöyle açılıyor: “Önce keşke ‘anne’ diyebilse. Bana en güzel anneler günü olurdu.”
Onların ortak özelliği çocuklarının spastik engelli olması. Erzurum’dan, Konya’dan yada Ankara’dan Bursa’ya gelerek Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi ettiriyorlar. Yaklaşık 4 aydır çocukları ile birlikte hastane havası soluyorlar. Anneler gününü de hastanede çocuklarını öperek geçiriyorlar.
Tek çocuğu 11 yaşındaki Mert’in kendi ayakları üzerinde durabilmesi için uğraşan anne Ayfer Alemdar, eşini 10 yıl önce kaybetmiş. 11 yıldır tek başına mücadele veriyor. Devletten özel sınıflar yerine çocukların rahatsızlıklarına uygun okullar istiyor.
“ÇOK İSTERDİM OĞLUM HEDİYE ALSIN AMA HİÇ OLMADI”
Oğlunun Anneler Günü'nde kendisine hediye alıp geldiğini hayal ettiğini söylerken gözyaşlarını tutamayan fedakar anne, ağlayarak şöyle konuşuyor: “Ben hep isterdim keşke benim oğlum da, şimdi ben oraya girmeyeyim ağlayacağım. Ben de çok isterdim oğlum bana hediye alsaydı da gelseydi ama hiç olmadı. En büyük temennim, ‘Mert ne zaman büyüyecek, koşacak bana sarılacak’ ama böyle bir şey yaşamadım. Keşke yaşasaydım ama olmadı. Demek ki bizim de kaderimiz buymuş. Yapacak bir şey yok.”
“HİÇ İSYAN ETMEDİM”
Hiçbir sosyal hayatlarının olmadığına dikkat çeken Ayfer Alemdar, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Ne yazımız belli, ne kışımız belli. Bir bakıyorsun yaz olmuş bir bakıyorsun kış olmuş ama bizim hiçbir şey anlamıyoruz. Ya hastanedesin, ya özel eğitimdesin, ya çocuk ameliyat olmuştur, tekrar hastanedesin. Hiç bizim özel hayatımız yok, kendimizi çocuklarımıza adamışız gidiyoruz işte. Baba yok başımızda. Zaman geliyor erkek işi yapıyorum. Ben çok yıpranıyorum ama yine de çok mücadele veriyorum. Bu zamana kadar hiç isyan etmedim. Ben oğlumu çok seviyorum. İnşallah oğlum kendi ihtiyaçlarını görebilecek hale gelir. Allah’tan bunu istiyorum şu mübarek günlerde.”
CENGİZ: ANNE DİYEBİLSE BANA EN GÜZEL ANNELER GÜNÜ OLUR
9 yaşındaki Efe’nin annesi Nalan Cengiz ise zamanının tümünü oğluna ayırdığını söylüyor. Cengiz, Anneler Günü ile ilgili düşüncesini de şöyle açıklıyor: “Önce keşke ‘anne’ diyebilse. Bana en güzel anneler günü olurdu. Çünkü başka bir şey istememe gerek yok Allah’tan. Bu bize Allah’ın bir lütfu. Her anneye böyle çocuk vermiyor. Bu bizim Allah’tan emanetimiz. İnsan kıyamıyor, hepsi birbirinden güzel. O sevgiyle size baktığı zaman daha bir şey istemiyorsunuz. Çok duygusallar, sevgi dolular.”
OĞLUNUN ANNELER GÜNÜ HEDİYESİ BİR ŞARKI
7 yaşındaki Umut’un annesi Şerife Türk, Ankara’dan tedavi için geldiği Bursa’da 4 aydır hastanede kalıyor. Tek çocuğunun Umut olduğunu belirten acılı anne, kendisi için şarkı söyleyen oğlunu öperek, anneler günü hediyesinin bu şarkı olduğunu, “Söyledi aldım, bu kadar” sözleri ile ifade ediyor.
Erzurum’dan tedavi için Bursa’ya gelen Filiz Arı’nın oğlu Oğuzhan, annesini çok sevdiğini ve Anneler Günü'nde yüzük almak istediğini söylüyor. Oğlunu öpen anne Filiz Arı ise şimdiye kadar anneler gününde kendisine hediye alınmadığını üzüntüyle dile getiriyor.
Rukiye Küçükoğlu ise 4 yaşındaki engelli oğlu Fatih ve 28 yaşındaki engelli kızı Ferhan’ın tedavisi için 4 aydır hastanede kalıyor. Günler ağlamakla geçmediğini belirten fedakar anne, “Zevkle, seve seve çocuklarıma bakıyorum. Şuanda hastanede, sabah 08.30’a kadar benim işim bitecek. Sonra fiziğe giriyoruz, havuzdur, bakımlarıdır saat 15.00’e kadar boşluk yok. Sonra da yıpranıyoruz. Ama yinede mutluyuz.” diye konuşuyor.
AKDENİZ: HER GÜNÜMÜZ ÖZEL BİZİM
29 yaşındaki engelli oğlu Adem’i özel eğitimlere götüren Hanife Akdeniz de, her şeye rağmen Allah’a şükrediyor. Acılı anne, “Neler yaşamadım ki oğlum. Bugünüme şükürler olsun. Ama dünya imtihan dünyası. Allah bizi sevmese bize vermez onları. Herkese nasip etmiyor. Bizim anne günümüz, özel günümüz bu. Hastane köşelerinde özel eğitimlerdeyiz. Her günümüz özel bizim.”