Ege Postası
Geri

Örsan Öymen: İki genel seçimi üst üste kaybeden biri genel başkan adayı olmamalı

CHP Genel Başkanlığı aday adayı Örsan K. Öymen, Ankara İl Kongresi'nde, “Kongrelerde, kurultayda birden fazla adaya imza verilebilmeli, herkes kürsüde konuşabilmeli. Çarşaf listeyle seçimlere gidilmesi mahallede başlamak üzere kolaylaştırılmalı blok listeyle seçime gidilmesi zorlaştırılmalı. İki genel seçimi üst üste kaybeden bir genel başkanın bir daha genel başkan adayı olmasının engellenmesi, bunun tüzüğe bağlanması gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. Demokratik ülkelerde bir veya iki seçim kaybedildiğinde genel başkan istifa eder veya bir daha aday olmayacağını açıklar. CHP ben demokratik bir partiyim, Türkiye’de demokrasiyi savunuyorum iddiasında değil mi” dedi.
Örsan Öymen: İki genel seçimi üst üste kaybeden biri genel başkan adayı olmamalı
Haberler / Politika
23 Eylül 2023 Cumartesi 14:18
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

CHP Ankara İl Olağan Kongresi, bugün Atatürk Spor Salonu'nda yapılıyor. Kongre'de söz alan CHP Genel Başkanlığı aday adayı Örsan K. Öymen, Ankara İl Kongresi'nde, konuştu. Öymen, şunları dile getirdi:

“22-26 ARASINA SIKIŞMIŞLIK DURUMUNU AŞMAMIZ VE BUNU BİR KADER OLARAK KABUL ETMEMEMİZ GEREKİYOR”

“Genel Başkanımızın öncülüğünde girilen tüm seçimler ne yazık ki 13 yıldaki 12 seçimin tamamı kaybedilmiştir. 1989 yılında SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün öncülüğünde belediye seçimlerinde birinci olmuştuk, öyle bir başarıyı uzun bir süredir yaşayamadık. 14. yılda neyin değişeceğini, ya da değişecekse hangi temellerle bunu açıklayacağımızı çok iyi düşünmemiz lazım. CHP’nin oyu yüzde 22-26 arasına sıkışıp kalmıştır. Bu önceki yönetim döneminde de böyleydi. Bu 22-26 arasına sıkışmışlık durumunu bizim aşmamız ve bunu bir kader olarak kabul etmememiz gerekiyor.

“KILIÇDAROĞLU’NUN ÖNCÜLÜĞÜNDE GİRİLEN BU SEÇİMLE YÜZDE 48 ORANI AŞILAMAMIŞTIR”

Kaderci, determinist ve karamsar bir anlayışı terk edip yeniden o koşulları sağlamamız lazım. Siyasetçi, lider, konjonktüre göre siyaset yapmaz, konjonktürü değiştiren kişidir. Bu koşulları değiştirmek için stratejik planlamalar yapmalıyız. Yüzde 48 çok değerli bir oy fakat daha önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefet partilerinin gösterdikleri adayların oy toplamı yine yüzde 48 idi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde girilen bu seçimle yüzde 48 oranı aşılamamıştır. Bunun bir çok nedeni var. AKP hükümetinin uyguladığı baskılar da bu nedenlerden birisidir fakat bazı nedenler bizim ortadan kaldırabileceğimiz nedenlerdi, o konuda gerekli olan şeyler yapılamadı.

“ÖN SEÇİMİN OLMADIĞI YERDE PARTİ İÇİ DEMOKRASİDEN SÖZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"

Parti içi demokrasi süreci çalıştırılmadığı için bir çok lojistik, stratejik ve ideolojik hata yapılmıştır. Milletvekili listeleri konusu... Oyu en fazla yüzde 3 olan siyasi partilere 38-39 milletvekilliğinin verilmiş olması, bu temsiliyet, halkın egemenli ilkesinin ortadan kaldırılmasıdır. 10-15 milletvekili diğer ittifak içindeki partilere verilebilirdi ve CHP’nin kendi adayları da ön seçimle belirlenebilirdi. Ön seçimin olmadığı yerde parti içi demokrasiden söz etmek mümkün değil. Bir genel merkez kontenjanı olabilir yüzde 5 fakat tüm diğer milletvekili adaylar ön seçimle belirlenmeli. Kongrelerde, kurultayda birden fazla adaya imza verilebilmeli, herkes kürsüde konuşabilmeli. Çarşaf listeyle seçimlere gidilmesi mahallede başlamak üzere kolaylaştırılmalı blok listeyle seçime gidilmesi zorlaştırılmalı.

“İKİ GENEL SEÇİMİ ÜST ÜSTE KAYBEDEN BİR GENEL BAŞKANIN BİR DAHA GENEL BAŞKAN ADAYI OLMASI ENGELLENMELİ, BU TÜZÜĞE BAĞLANMALI”

İki genel seçimi üst üste kaybeden bir genel başkanın bir daha genel başkan adayı olmasının engellenmesi, bunun tüzüğe bağlanması gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. Demokratik ülkelerde bir veya iki seçim kaybedildiğinde genel başkan istifa eder veya bir daha aday olmayacağını açıklar. CHP ben demokratik bir partiyim, Türkiye’de demokrasiyi savunuyorum iddiasında değil mi? CHP kimliksiz bir konuma sokulmuştur. İlkelerimizden uzaklaştık, başta laiklik olmak için ilkelerimizi rafa kaldırdık. Pragmatik bir açıdan bile bakılsa bunun bir sonuç vermediği ortaya çıkmıştır.

“ALTI OK 1920-1930’LARDA KALDI DEMEK KARŞI DEVRİME HİZMET ETMEK DEMEKTİR”

Bugün Türkiye’de AKP iktidarı monarşik, oligarşik, ümmetçi, statükocu, muhafazakar, serbest piyasacı, özelleştirmeci bir düzen kurdu. Bunun panzehri altı oktur, altı ok 1920-1930’larda kaldı demek karşı devrime hizmet etmek demektir. Bu konuda bilinçlenmemiz, ilkelerime sahip çıkıp bunu halkımıza anlatmamız gerekiyor. Her alanda ilkelerimizle uyumlu projelerimizi üyelerimize anlatmak, üyelerimizin bunu vatandaşlarımıza anlatması gerekiyor."

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası