İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, yaptığı açıklamada Adalet ve Kalkınma Partili meclis üyesi ve il yöneticilerinin sosyal medya üzerinden Başkan Tunç Soyer’e yönelik eleştirilerindeki üslubun kentteki siyasetin seviyesini düşürdüğünü söyledi. Nefret ve hakaret dilinin kente yarar sağlayamayacağını ifade eden Özuslu şunları kaydetti:
“Siyasetin halka hizmet için bir araç olduğunu, toplumu bölmek ve ayrıştırmak için değil birleştirmek için yapılması gerektiğini savunan bir anlayışın temsilcileri olarak, İzmir siyaset ve kültürüne yakışmayan söylem ve davranışlarla karşı karşıya kalmanın derin üzüntüsü içindeyiz.
AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal ve AK Parti İl Başkan Yardımcısı Mustafa Kandil’in sosyal medya hesaplarından yapmış oldukları açıklamalar, AK Parti sözcülerinin İzmir’de siyasetin seviyesini düşürme ve çamura bulama çabalarının tartışmasız en olumsuz örnekleridir.
Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki; kem söz sahibine aittir...
Hem Sayın Hızal’ın hem de Sayın Kandil’in sözlerini misliyle iade etmek durumundayız.
AK Parti sözcülerine siyaseti indirgedikleri sokak diliyle cevap verme bilgi ve becerisinden yoksun değiliz ama onlarla aynı seviyeye düşmenin İzmirli hemşehrilerimize karşı büyük saygısızlık olacağı düşüncesiyle hala nezaket dilini kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz.
Yoksa bizim şu an telaffuz bile edemeyeceğiz o hakaretamiz ifadelerin kimlere karşı sarf edileceğini Mustafa Kandil kadar bizler de bilmekteyiz.
Siyasete ayıbı sokacaksınız, yalan ve iftirayı sokacaksınız, montajı, hileyi ve desiseyi sokacaksınız, kumpası, kurmacayı ve entrikayı sokacaksınız ve sonra hiçbir şey olmamış gibi normal bir siyasi süreç sürdürebileceğinizi düşüneceksiniz.
Bunları Sayın Hızal’ın fantezileri olarak kabul ediyoruz ve buna asla izin vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Ayrıca hakaret ve nefret dili üzerinden yaptıkları siyasetin kentimize hiçbir yarar sağlamayacağı gibi yaratacağı olumsuz tablonun sorumluluğunun da kendilerine ait olacağını bir kez daha hatırlatıyoruz. Bunu tüm İzmir ve Türkiye kamuoyunun bilmesini istiyoruz.
“Mecliste birlik, hakarette serbestlik” diye bir anlayış, keyfiyet, beklenti, yöntem olamaz ve olmayacaktır. AK Partili arkadaşlarımızın bunu bilmeleri gerekir.
Elbette tahammülün de bir sınırı vardır…"