ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- İzmirlilerin denize girip, balık tutma hayallerini gerçekleştireceği “Yüzülebilir Körfez” projesi Mayıs 2013’ten bu yana Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onayı beklerken, enerji yatırımlarıyla dikkat çeken holdinglerin gözdesi haline gelen Yarımada bölgesinde bir RES yatırıma daha onay çıktı. Yer seçimleri, acil kamulaştırmalar, teşvikler, SİT alanları, orman arazileri, tarım arazileri ve koruma alanlarının yatırıma açılması nedeniyle tartışma konusu olan RES’lere kısa sürede onay veren Çevre Bakanlığı, İzmirlinin rüyası olan ve kentin 40 yıllık deniz hasretine son vererek İzmir’i eski günlerine döndürecek olan “İzmir Limanı ve Körfez temizliği ile rehabilitasyonu” projesini ise 18 aydır es geçti.
HALK İSYAN ETTİ, BAKANLIK VİZE VERDİ Çalık Holding kuruluşu olan Çalık Rüzgar Enerjisi'nin Urla Demircili'de kuracağı 40 megawattlık rüzgar santrali projesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan ÇED onayı çıktı. Çalık Holding’in Demircili, Akçahisar, Cumaliköy ve Gızıligediği bölgelerini kapsayan Demircili RES projesine ÇED vizesi veren Bakanlık, projeyle ilgili resmi duyuruyu da yayınladı. Geçtiğimiz aylarda benzer tartışmalara yol açan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu raporu alan enerji yatırımı başta yerel idare, sivil toplum kuruluşları ve çevre örgütlerinden büyük tepki almış, kurulacak rüzgar türbinlerinin yerleşim yerlerine çok yakın olacağını, rüzgar santrali ile doğanın güzelliğinin bozulacağını, özellikle organik tarım olmak üzere bölgedeki tarımsal faaliyetin zarar göreceğini savunan yöre halkı ise projeye karşı çıkmış ve Urla'da enerji yatırımlarına değil, tarım ve ekolojik turizmle kalkınmaya öncelik verilmesini istemişti.
ÇED ONAYLARININ SAYISI YÜZÜ GEÇTİ Öte yandan, Bakanlık tarafından son dönemde ÇED onayı alan yüzü aşkın proje arasında taş, maden ve altın ocakları, RES yatırımları, konut ve gökdelen içerikli ticari yatırımlar, termik santralleri, kimyasal üretim tesisleri, balık çiftlikleri, AVM, çimento fabrikaları ve Çeşme TOKİ gibi projelere onay çıkmıştı. Yüne kentte büyük tartışmalara yol açan Konak Tünelleri Projesi gibi sosyal ve ekonomik hayatı yakından ilgilendiren ulaşım yatırımlarına ÇED muafiyeti tanındığı gerekçesiyle konu yerel yönetim tarafından mahkemeye taşınmıştı.
“YÜZÜLEBİLİR KÖRFEZ” HAYALİ 18 AYDIR ONAY BEKLİYOR Onay alan yatırımların aksine, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilecek kentin en önemli projelerinden bir tanesi olan İzmir Limanı ve Körfezi Rehabilitasyon Projesi Mayıs 2013’ten bu yana Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan izin bekliyor. Belediyenin tüm hazırlıklarını tamamladığı ve ihale çıkmak için Ankara’dan gerekli izinleri beklediği TCDD’nin de ortak olacağı İzmir’in 40 yıllık deniz hasretine son verecek rüya proje, tam 18 aydır askıda kaldı. Büyük Kanal Projesi’nin devamı niteliğindeki proje hayata geçtiği takdirde, İzmirliler 3 yıl içerisinde körfezde denize girip balık tutabilecek ancak, “gelmeyen onay” nedeniyle proje başlamadan ertelenmeye devam ediyor.
İZMİRLİNİN 40 SENELİK HAYALİNE ANKARA’DAN İMZA YOK İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun “Hayata geçiremediğim iki çevre yatırımından bir tanesi” dediği söz konusu proje kapsamında, körfezin kuzey aksında 8 metre derinliğe uzanacak , 13 kilometre uzunluğunda 250 metre eninde bir sirkülasyon kanalı açılacak. Orta körfezden gelen su böylelikle güney körfeze girecek ve kuzeyden döngü ile çıkarak körfezin tamamına temiz su girdisi artacak. Böylece sağlanacak sirkülasyon,körfezdeki ekolojik kalitenin korunmasını ve iyileştirilmesini sağlayacak. Körfezin güney aksı boyunca açılacak olan navigasyon kanalı körfeze temiz su girişi artacak. Kuzey akdında oluşturulacak sirkülasyon kanalı da bu bölgedeki akıntı hızlarını arttıracak. Su kalitesi ve biyolojik çeşitlilik iyileştirilecek. İzmir Limanı’nın kapasitesi artacak, yeni nesil gemilere hizmet vermeye başlayarak ana liman olma statüsüne kavuşacak. Ayrıca yapılacak çalışmalar kapsamında körfezden çıkan tarama malzemelerinden, canlılar için üzerinde alternatif yaşam ve üreme alanlarının yer aldığı “Doğal Yaşam Adası” oluşturulacak. Bu yaşam adası yapılacak peyzaj düzenlemeleriyle de turizme kazandırılacak. Üzerinde yeşil alanlarıyla, botanik bahçeleriyle, piknik alanlarıyla İzmirlilerin denize girebileceği yepyeni bir ada oluşturulacak.