Şimdi savaşları kendileri için
MANİSA'da bir süre önce kurulan Malul Sayılmayan Gaziler Derneği'nin avukatlığını üstlenen emekli binbaşı Vecdi Okşaşoğlu, terörle mücadeledeki görevleri sırasında yaralanan, ancak malul sayılmayan gazilerin haklarını almaları için mücadele veriyor.
Bu durumda Türkiye'de yaklaşık 10 bin kişi bulunduğunu belirten Avukat Okşaşoğlu, "Şu anda derneğe kayıtlı üye sayısı bin civarında. Bu insanlar terörle mücadele edip malul sayılmayan ve kendilerine hiçbir hak verilmeyenlerdir. Bu insanlara karşı pozitif ayırımcılık yapmak gerekiyor" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) görev yaptığı sırada hukuk eğitimi alan Vecdi Okşaşoğlu, 2002 yılında Kıdemli Binbaşı olarak emekli olduktan sonra avukatlık yapmaya başladı. Manisa'da bir süre önce kurulan Malul Sayılmayan Gaziler Derneği'nin avukatlığını üstlenen emekli asker Vecdi Okşaşoğlu, Türkiye'de yaklaşık 10 bin kişinin, terörle mücadele sırasında yaralanmasına rağmen, gazilik haklarından yararlanamadığını dile getirdi.
Çeşitli platformlarda yaşadıklarını dile getiren malul sayılmayan gazilere yeterli önemin gösterilmediğini savunan avukat Okşaşoğlu, "Ülkemizde özellikle 1984 ile 2000’li yıllar arasında çok ciddi bir savaş yaşandığını biliyoruz. Adı ne olursa olsun bu durumun ülkemiz insanları üzerinde ciddi travmalara yol açtığı da malum. Bununla ilgili olarak terörle mücadele edip, malul ve gazi sayılmayan insanlarla ilgili Manisa’da bir dernek kuruldu. Şu anda kayıtlı üye sayısı bin civarı, ancak bu rakamın Türkiye’de 10 bin kadar olduğunu düşünüyoruz. Bu insanlar terörle mücadele edip malul sayılmayan ve kendilerine hiçbir hak verilmeyenlerdir. Son zamanlarda bunlara bir kısım haklar verilse de çok ciddi olmayacak küçük haklardır. Terörün en yoğun olduğu zamanda terörle mücadele edip haklarını alamayan insanlardan söz ediyoruz" diye konuştu.
İKİ AYRI RAPOR
Askerliğe elverişlilik raporuyla ilgili de bazı sıkıntıların olduğuna değinen Okşaşoğlu, "TSK’nın Sağlık Yönetmeliği'ni incelediğimizde bazı şeyler göze çarpıyor. Siz TSK’ya vatani hizmetinizi yapmak için başvurduğunuzda, bacağınıza, boyunuza ve sağlık durumunuza bakarlar. Eğer bacaklarınızdan biri diğerinden 1.5 santimetre kısa olursa size ‘Askerliğe elverişli değildir’ diye rapor verilir ve askere almazlar. Ancak terörle mücadele sırasında yaralandıysanız, yediğiniz bir mermi veya şarapnel isabet ederse ve bu nedenle bacağınız 1.5 santimetre kısaldıysa maalesef size ‘Askerliğe elverişlidir’ diye rapor veriliyor. Askere alırken elverişli değil, ancak terörle mücadele ettikten sonra verilen rapor farklı. Bununla ilgili TSK Sağlık Yönetmeliği'nde düzenleme yapılması gerekiyor" dedi.
POZİTİF AYRIMCILIK YAPILMALI
Malul sayılmayan gazilere de tıpkı kadın ve çocuklarda olduğu gibi pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini dile getiren avukat Vecdi Okşaşoğlu, çatışmada yaralanan askerle, 'Gazino' denilen askeri dinlenme alanında yaralanan askerin eşdeğer görülmemesi gerektiğine dikkat çekti. Okşaşoğlu şöyle devam etti:
"Terörle mücadele sırasında yaralanan insanlar için pozitif ayrımcılık gözetilmeli. Bizim maalesef ucube yasalarımız var. Kısa bir süre önce 6098 sayılı Borçlar Kanunu yürürlüğe girdi. Burada, sürelere baktığınızda, idari yargılamada ciddi farkların olduğunu görüyorsunuz. Buna somut bir örnek vermek gerekirse; Caddede giderken ben size tabancamı çekip ateş edersem siz bana tazminat davası açabilirsiniz. Bu davayı açma süreniz iki yıldır. Terörle mücadele sırasında yaralandığınızda yine maddi manevi tazminat talep edebilirsiniz ama bunun süresi 1 yıldır ve bu süre hak düşürücü süredir. Yani bir yıl geçtikten sonra geriye dönüşü mümkün değildir. Derhal yasadaki süre aşımının yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Ve yaralanan çocukların bundan haberi yok. 20 yıl 25 yıl geçmiş, biz haklarını söylüyoruz, onlarsa ‘Avukat bey bizim böyle bir hakkımız mı var'’ diyorlar. Bu hakları bu çocuklara kim söyleyecek, şehit ve gazi dernekleri, bağlı oldukları komutanlıklar söyleyecek. Bir birlikte bir askerin yaptığı, yapmadığı her şeyden komutan sorumludur, o komutanlar bu çocuklara haklarının ne olduğunu söyleyecek. Belediye otobüsünden indirim sağlamak bir haktır ama maddi manevi tazminat gibi değildir. Kum saatini geriye çevirip, bu çocukların o davaları açmaları ve bir nebze olsun yaralarını sarmak için onlara fırsat verilmeli."(DHA)