Ege Postası
Geri

Soma faciasında 45 sanık için bir kez daha hesap vakti

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Soma maden faciası davasının ertelenen üçünü duruşmasına, çapraz sorgu aşamasıyla devam edildi. Savcısın iş güvenliğiyle ilgili sorularına, “Yatırımlarımızın hepsi iş güvenliğine yönelik en ileri teknolojili ve en pahalı yatırımlardır.” diyerek cevap veren Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın, sinevizyondan sunum yaparak soruları cevaplamak istemesi üzerine madenci yakınları tepki gösterdi. Maden şehidi İsmet Yılmaz’ın kızı Nagihan Yılmaz baygınlık geçirince duruşmaya ara verildi. Soma maden faciasında bir kez daha hesap vakti
Soma faciasında 45 sanık için bir kez daha hesap vakti
Haberler / Güncel
18 Ağustos 2015 Salı 10:53
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Soma'da geçen yıl 13 Mayıs'ta meydana gelen faciada, 301 madenci yaşamını yitirmişti. Başlatılan adli soruşturmada, haklarında, 'Olası kastla öldürme', 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2-25 yıl hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 45 sanığın yargılanmasına 63 gün sonra yeniden başlandı. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında, tutuklu sanıklar Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik'in yanı sıra tutuksuz sanıkların bir bölümü hazır bulundu. 

SANIKLAR, KONVOYLA GETİRİLDİ

Duruşma öncesinde, tutuklu 8 sanık, Şakran Cezaevi'nden geniş güvenlik önlemleri altında çıkartılıp konvoy halinde Akhisar'a getirildi. Sanıklar, Soma güzergahının daha kısa olmasına rağmen güvenlik nedeniyle Menemen- Manisa üzerinden getirildi. Sanıklara yine güvenlik önlemleri altında, duruşma salonunun arkasında kendileri için yapılan özel bölüme alındı. 



DURUŞMA SALONUNUN ÇEVRESİ BARİYERLERLE KAPATILDI

Çevresi bariyerlerle tamamen kapatılan, duruşma salonu olarak kullanılan kültür merkezinin içinde ve dışında da yaklaşık 800 polis görev aldı. Faciada can veren madencilerin az sayıdaki aileleri de, toplu olarak arama noktasından geçtikten sonra duruşma salonuna alındı. Şehit madenci yakınları, duruşma salonuna girdikleri sırada, yine faciaya tepkilerini gösterdi, yargılamanın hızlanmasını ve kısa sürede karar çıkmasını beklediklerini söyledi. 

SANIKLARA ÇAPRAZ SORGU

Geçen 15-17 Haziran tarihlerinde yapılan ikinci duruşma ise, bir avukatın aralarında çıkar çatışması bulunan 1'den fazla sanığın vekilliğini yapmasından dolaylı, yeni avukat bulmaları için ertelenmişti. Bugünkü duruşmada savunmaları tamamlanan 45 sanık, özellikle mağdur avukatlarının kendilerine yönelteceği çapraz sorgulama olarak da bilinen yöntemle yöneltecekleri sorulara yanıt vermesi bekleniyor. Mağdur avukatları, sanıkların vereceği yanıtlarla, olayın gizli kalan ayrıntılarının da ortaya çıkmasını beklediklerini söyledi.

DELİLLER MEZARLIKTA 

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 45 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşması, yoklamayla başladı. Ardından askerde olduğu için ifadesi alınamayan tutuksuz sanık maden mühendisi Erdem Cambaz'ın ifadesi alındı. 

Cambaz, işçilerin üzerindeki ekipmanları kontrol ettiğini, madende herhangi bir olumsuzluk görmediğini, ısı değerlerinin zaman zaman makinaların yanından geçtikleri zamanlarda seyyar ölçümlerde yüksek gibi görüldüğünü söyledi. 

Erdem Cambaz'ın anlattıklarına tepki gösteren ölen işçilerin aileleri, "O kadar insan boşuna mı öldü' 301 işçi neden öldü'" dedi. Mahkeme başkanı Aytaç Ballı'nın, "Susun" uyarısı üzerine işçi yakınları, "Zaten hep biz susuyoruz" diye konuştu.

SANIK SAYISI 46 OLDU

Hakkında yine soruşturma açılan daimi nezaretçi maden mühendisi Mehmet Erez'in soruşturmasının da bu dosyayla birleştirilmesi üzerine yargılanan sanık sayısı 46'ya çıktı. Erez de, iş güvenliği görevi olmadığı için sorumluluğunun da bulunmadığını söyledi. 


CAN GÜRKAN'A BÜYÜK TEPKİ

Duruşmada, daha sonra yeni avukatlarıyla gelen tutuklu sanıklar, savunmalarına ekleyecekleri bir husus olmadığını söyleyince çapraz sorguya geçildi. Duruşma savcısının sorularını ilk olarak Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim kurulu Başkanı Can Gürkan yanıtladı. Duruşma savcısının yatırımların ne kadarını iş güvenliğine ayırdıkları yönündeki sorusuna Can Gürkan, şöyle konuştu:

"Söylediğim yatırımın neredeyse tamamını iş güvenliğine yatırıyoruz. Yarı ve tam mekanize üretim sistemi kuruyoruz. Tam mekanize olarak çalışan iki ünitemiz var. Bu alanda dünyadaki en önemli yatırımları yaptık. Bizim yaptığımız bu yatırımlar iş güvenliği yatırımlarıdır. Çünkü bu yatırımların karşılığını maddi olarak ancak 7 ile 10 yıl arasında kara geçirirsiniz. Bunun için bu yatırımlar daha ziyade iş güvenliği yatırımları gibidir. Ayrıca Soma'nın maden sahası şartları mekanize için zordur. Ama mekanize üretim dediğim gibi üretimden çok iş güvenliği için. Biz 30 yıllık bir firmayız. Daha uzun yıllar da bu alanda faaliyet göstermek istedik. Uzun yıllar da buralarda faaliyet göstereceğimiz için de bu yatırımları yaptık."

Duruşma savcısının ağaç tahkimat kullanılıp kullanılmadığını ve gaz maskelerinin eski olduğuna yönelik iddialara ise Can Gürkan, Türkiye'de onaylı üretim bantlarını kullandıklarını söyledi. Gürkan, şöyle konuştu:

"Alev yürümez bantlar bu kazadan sonra ortaya atıldı. Bu konuda bilgim de yoktu. Alev yürümez bantların kullanıldığı Türkiye'de bir maden de var mı bilmiyorum. Bizim tahkimatlarımız çeliktir ve Almanya'dan bir firmadan alırız. Bu firmada ilk çelik tahkimatı yapan üreten firmadır. Bazı yerlerdeki ahşap tahkimatlar neden kullanılır bilmiyorum. Bunu teknik ekiplerimiz cevaplandıracaktır. Ancak ahşap tahkimatı bırakalı 25 yıl oldu. Yani ben çocukken ahşap tahkimatı bırakmışız. Ama kamuoyuna böyle lanse edildi. Gaz maskeleri konusunda da ben evrakları incelettim. 5 bin 300 maskenin siparişini vermişiz. Ancak 25 yıllık maske kullanıldığına yönelik bir haber yapıldı ve haberi yapan kişi gazetecilik ödülü aldı. Oysa ben o maskeyi kullandığını söyleyen işçinin kayıtlarına baktırdım. Bizde olay zamanı çalışmıyormuş. Bir yıl önce ayrılmış ve 2010 üretimi bir maske kendisine verilmiş. Bunların hepsini belgeleyip araştırıyoruz. Mahkemeye de sunacağız. Çünkü ben de 24 yıllık maskeyi duyunca şaşırdım. Savcılık iddianamesinde kim ne dedi hepsine bakıyoruz. Ve gerekli belgeleri hazırlıyoruz. Gerçek ne ise herkes görecek. Ben de birçok konuyu sonradan öğrendim, araştırıyorum." 

Can Gürkan'ın sorulara yanıt verdiği sırada ölen işçilerin ailelerinin tepkisi arttı. Mahkeme başkanının konuşmak için sıralarını beklemelerini söylemesi üzerine aileler de "Bize hiç sıra gelmiyor ki. Ancak ölümde sıra geliyor" karşılığını verdi.

Can Gürkan'ın bu sırada avukatına soru sorması üzerine aileler bu kez, "Avukatına sorma, babana sor" diye seslendi. Can Gürkan'ın, mağdur avukatlarından gelen "Şov yapıyorsun" eleştirisi üzerine, "Şov yapmıyorum. Savunmamı yapıyorum" sözleri salonu karıştırdı. İşçi yakınları bu kez, "Delil mezarlıkta" diye bağırdı. Bir işçi yakınının fenalık geçirmesi üzerine duruşmaya ara verildi.


CAN GÜRKAN ŞİRKET İŞLEYİŞİNİ ANLATTI 

Soma faciasıyla ilgili 8'i tutuklu 45 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasında, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim kurulu Başkanı Can Gürkan'ın çapraz sorgusu devam etti. 

Sık sık söyledikleriyle salondan tepki alan Can Gürkan, Meclis Araştırma Komisyonu tarafından yapılan ve yatırımlarda kısıntıya gidildiği yönündeki tespit için, şirket yatırımlarının belli olduğunu, kısıntıya gidilmediğinin buralarda görülebileceğini anlattı. Şirket işleyişiyle ilgili bilgi de veren can Gürkan, şöyle dedi:

"Ramazan Bey, alttan gelen talepleri bizlere aktarırdı. Ayrıca ayda ya da 2 ayda bir de genel şirket toplantılarımız olurdu. Şirketimizde de, herkesin belli bir görevi vardır. Yani bir maden mühendisi her işi yapmaz. İleriye dönük atamaları da yine bu yönde olur."

Can Gürkan, sanık avukatlarının sorusu üzerine TKİ Kontrol Şube Müdürlüğü çalışanlarının, sözleşme kaynaklı denetimleri yaptığını, yatırımların da kendi insiyatiflerinde olduğunu, TKİ'den bir yönlendirme olmadığını söyledi.

MÜFETTİŞLERİN DENETİMLERDE BİR EKSİKLİK BULDUĞU RAPORU GELMEDİ

Can Gürkan, sanık avukatlarının, Migem yada Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin teftilerinden sonra kendisine bir rapor gelip gelmediği yönündeki soruya da, "Teftişler belli zamanlarda, yapılır. Genel müdür ya da işletme müdürü bunlarla ilgilenir. Raporlar benim önüme gelmiyordu. Eğer biri eksiklik varsa ve bunun için büyük bir bütçe lazımsa o zaman bizim haberimiz olurdu ve giderilmesi için karar alınırdı. Ama küçük eksiklikleri ilgili sorumlular kendi insiyatifleriyle hallederdi. Ama bize böyle bir eksiklik gelmedi. Demek ki müfettişler bulamadı. Zaten teftişler sonrasında müfettiş raporlarında hiçbir eksiklik ve noksanlık bulunmadığı var" karşılığını verdi.

"PATRON OLARAK BÜYÜK VEBAL TAŞIYORUM" 

Tutuklu bulunduğu 1.5 yıldan bu yana olayla ilgili her bilgiyi raporu okuduğunu söyleyen Can Gürkan, şunları söyledi:

"Bilirkişi olay yerine gitmemiş, gidememiş. Ama gitmek isteyen herkes olay yerine gitmiş. Kurtarma ekipleri gitmiş, sorumlular gitmiş. Bunların hepsi 'orada kömür yok, taş baca var' diyorlar. Patron olarak büyük vebal taşıyorum. Bunun farkındayım. Bilmek istediğim olayın neden olduğudur. Ancak ondan sonra sorumlu bulunur. Olayın sebebiyle ilgili somut bilgi olsa, o zaman açıklama yapayım. Her gün olayın oluş nedeniyle ilgili yatıp kalkan benim. Ama ben bilmiyorum. Bu olayın neden olduğunu bilmiyorum."  

CAN GÜRKAN'DAN PARK ENERJİ'YE SUÇLAMA 

Sanık avukatlarından sonra ölen işçilerin avukatları bu kez Can Gürkan'a soru sordu. Avukatlardan Serhan Özbek'in Bahtiyar Ünver raporuna yönelik sorusu üzerine Can Gürkan, raporun öngörülemez durumdan söz ettiğini ifade ederken şunları söyledi:

"Madencilikte riskler vardır. Bu rapor bize verilmedi. Zaten sıradan riskler olsa, emniyet birimi kurmazdık. Aylık 400 bin TL, maaş verdik. Ben bu tür ifadeleri, raporları tek tek okudum. Burada tarihe not düşmek istiyorum. Burada kömür yangınından söz eden bilirkişiler, olay yerine gitmediler. Park enerji, bize 700 işçi devretti. Basiretli olsalar, bize raporu verirlerdi. İşçilere bu tehlikeyi söylerlerdi. İşçileri göndermezler, tazminatlarını verirlerdi. Ama daha önemlisi, yine Bahtiyar Aydın'ın 2008 yılında yazdığı bir rapor daha var. Bu hiç gündeme gelmedi. Raporda, çok tehlikeli bir üretim yönteminin kullanıldığı var. Devirden 1.5 yıl önce hazırlanmış bu rapor. Bunu bize vermediler. Kaza tam da burada raporda söylendiği gibi olmuş. Park Holding, burada işi geciktirdi. Ocağın tam ortasında, tehlikeli bir alan olan ocak bırakmış."   

"KAZAYI SENDİKACIDAN ÖĞRENDİM" 

Can Gürkan, kazayı nasıl öğrendiğine yönelik soruya şu yanıtı verdi:

"Kazadan sonra Ramazan Doğru'ya ulaşamadım. Tüm yetkililer, ocakta olduğu için görüşemedim. Beni ne olduğunu öğrenmek isteyen biri sendikacı aradı. Ben de gelişmeleri ondan öğrendim. Ancak iki ya da üç gün sonra Ramazan Doğru ile görüşebildim. Kazayla ilgili bazı düşüncelerini söyledi ama ben onlara katılmadığımı kendisine anlattım. Benim görüşüm bilirkişilerin gelip araştırma yapmasıydı. Olay yerinin bile tam olarak yeri, çok sonra ifadelerden ortaya çıktı. Bunun için ilkgün yapılan tüm yorumlar afaki. Olay yeri olarak bilinen yerden iki gün sonra geçenler oldu. Kömür yangını olsa, geçmek imkansız olurdu." 

Zaman zaman tartıştığı avukatın sorduğu sorularla süpekilasyon yaptığını ve bu nedenle de cevap vermeme hakkını kullanacağını söyleyen, iş güvenliğiyle ilgili eleştirilere Can Gürkan, “Türkiye'de yeraltında 25 sene çalışan mühendis çok azdır. Çalışanların çoğu da bizim firmamızda çalışıyor. Genel müdürümüz 25 yıllık madenci, işletme müdürümüz 25 yıllık madenci. Çok gelişmiş bir kadroya sahibiz. 150'den fazla maden mühendisimiz var. Türkiye'de başka bir firmada bu rakam yok. Biz maden mühendisi yetiştiriyoruz. Bu kadar insan, olayı öngörse yeraltına iner m? 4 tane bilim insanının yazdığı raporla yargılanıyoruz" dedi. 

Duruşmada, sanık ve mağdur avukatları arasında da tartışmalar oldu. Sanık avukatlarının sık sık mağdur ailelerinin sataşmalarını hakime şikayet etmesi üzerine Sosyal Haklar Derneği Başkanı Avukat Can Atalay, “İşiniz çok. İşçi aileleriyle uğraşmayın" sözleriyle tepkisini dile getirdi. Mahkeme başkanı Aytaç Ballı ise, sık sık isimleri kullanılan Bahtihar Ünver ile diğer isimleri tanık olarak dinleyeceğini de açıkladı. 

BALKIZ'DAN TEPKİ 

MHP Manisa Milletvekili Zeynel Balkız, duruşma ardından konuşurken, kamu görevlilerine yönelik sürdürülen soruşturmaları eleştirdi. Balkız, şunları söyledi:

"Müfettişlerin hepsini bakanlıklara ve savcılıklara şikayet ettim. Danıştay Çalışma Bakanlığı müfettişleriyle ilgili karar verdi. Soruşturma izni vermediği kararını kaldırdı. Yeni bir ön rapor hazırlanmasını istedi. Bununla ilgili üç dört ay sonra bakanlık bir çalışma yapmaya başladı. Aynı konu enerji bakanlığının müfettişleriyle ilgili vardı. Onunla ilgili davaya aynı Danıştay birinci dairesi onlar içinde, ülkedeki her türlü soruşturmayı kurumu olarak başbakanlık denetleme kurulunu yapar deyip orayı adres gösterdi. Dosyayı oraya gönderdi. Danıştay'ın böyle bir yetkisi yok. İdare makama talimat veremez. Danıştay kendi görevini aşarak başbakanlığı adrese gösterdi. başbakanlık denetleme kuruluna gönderilmesini emsal alan Çalışma Bakanlığı elindeki dosyayı, başbakanlığa gönderdi. Olay çorba oldu. 4 aydır başbakanılık teftiş kurulu da bunu sallıyor. Teftiş kurulu başkanıyla görüştüm ama bir daha telefonlara çıkmıyor. İpe un seriyorlar. Engellemeyi daha önce iki bakanlık yapıyordu, şimdi başbakanlık yapmaya başladı. Bu işlemi yapmayarak adil yargılamayı engelliyor. Bu dava bu şartlar altında bitmez." 

ÖZGÜR ÖZEL'DEN DE CAN GÜRKAN'A ELİŞTİRİ 

Duruşma sonrasında açıklama yapan CHP Grup Başkanı vekili Özgür Özel, Can Gürkan'ın, ilk soruya verdiği yanıtla kendisini hiç şaşırtmadığını söyledi. Özel, şöyle dedi:

"Savcı kendisine soma komisyonunun ve bilirkişinin olayın başlaması, büyümesi ve bu kadar çok ölüm olmasının sebebi olarak ifade ettiği 'alev sızdırmaz ekipman ve alev yürümez bant niye yoktu'' diye sordu. O da 'niye olsun mevzuat bizden bunu istemedi ki' dedi. Geçen hafta Türkiye alev sızdırmazlık için AB Standardı olan ATEX'in aranmasını 2020 ye kadar erteledi. Bundan sonra alev sızdırmaz ekipmanlar ile ilgili olarak verilecek tüm sorulara verilecek cevap da belli oldu. Geçen günlerde çıkarılan Bakanlar Kurulu kararı Soma davasında savunmaların seyrini ve davanın seyrini etkilemeyi suçu suç olmaktan çıkarmaya, suçluyu korumaya yöneliktir."

TAŞERON SİSTEMİNİ 2006 YILINDA BİTİRDİK

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasına, öğleden sonra  devam edildi. Duruşmada ilk olarak, müşteki avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın sorularını yanıtlayan Can Gürkan, kazanın meydana geldiği ocakla birlikte bölgedeki maden sahalarına 150 milyonu öz kaynaklarından olmak üzere toplam 500 milyon liralık yatırım yaptıklarını anlattı. Madencilik dışında, inşaat sektöründe yatırım yapıp yine madencilik için finansman sağladıklarını söyleyen Can Gürkan, “Madeni devraldıktan sonraki 5 yılda, bir kuruş temettü çekmedik, aksine üstüne para yatırıp yatırım yaptık" dedi. Ocaktaki kazanın nedeninin hala belirlenemediğini sık sık ifade eden Can Gürkan, “Bilirkişiler, kazanın meydana geldiği ocakta delil toplasınlar diye baskı yaptık. Ancak bilirkişiler, en ufak bir delil bile almadan raporu hazırladı. Olayın nedeni bizden kaynaklandığı kanıtlanana kadar, bizim sorumlu addedilmemizi kabul etmiyoruz. Gerçek ortaya çıktıktan sonra sorumlular bulunmalı" dedi. 

Kaza sonrasında şirketlerine, yeni maden sahası tahsis edilmediğini, madencilik konusundaki kendilerine güvenin de devam ettiğini anlatan Can Gürkan, “Metan birikmesi nedeniyle 2010 yılında madende, 6 milyon liralık tahkimatı da almadan panoyu kapattık. Bu, yaklaşık 35 milyon liralık zarara yol açtı. Eğer riski göz ardı etseydik, 30 - 35 kişi hayatını kaybedebilirdi. 2013 yılında da Merzifon'da bir işletme devraldık. Gezince, o koşullarda işletilen sahanın güvenlik standartları olmadığı için ocağı kapattık. Teknik olarak güvendiğim genel müdürümüz Ramazan Doğru ve işletme müdürü Akın Çelik, sorun olduğunu bildirseydi, kazanın meydana geldiği ocağı hemen kapatırdık. Ama kaza, öngörülemeyen ve hala belirlenemeyen nedenle meydana geldi" diye konuştu. 

KAZA GÜNÜ BENDE GÖRÜŞMELER YAPTIM, ANKARA'DA DEĞİLDİM

Avukatların sorusu üzerine, babası Alp Gürkan'ın şirketin büyük hissedarı olduğunu, kendisinin de cüzi miktarda hissesi bulunduğunu anlatan Can Gürkan, “İşletmeyle ilgili elbette risk analizleri yaptık. Biz arkadaşlarla oturup çok tartıştık. Ama en kötü senaryomuz bile bu yaşanan olayın yanından geçemezdi" dedi. Olayın ardından basın toplantısı düzenleyen babası Alp Gürkan'ın, Ankara'da bulunduğuna yönelik sözleri hatırlatılınca Can Gürkan, “Babam benim o zaman Ankara'da bulunduğumu düşünmüş olabilir ama ben İstanbul ve Soma arasında gidip geliyordum. Ben de o sırada öylece duramazdım. O sırada nerede olduğumu hatırlamıyorum. Süreçte alınması gereken önlemler olduğunu düşünüyordum. Bankacılarla görüşüyordum. Hukukçularla konuşuyordum. Bir kenarda oturup beklemiyordum" yanıtını verdi. 

HER AY 1.5 MİLYON TON ÜRETİM YAPMAK ZORUNDAYDIK

Üretimin artması ve üretim baskısının olup olmadığına yönelik sorunlarını da yanıtlayan Can Gürkan, “TKİ programı kapsamında her ay 1,5 milyon tonluk üretim yapmak zorundaydık. Madenler, fabrika gibi işletmeler değil. Madende çıkabilecek bir yangın, 4 ay boyunca üretimin durması anlamına gelecektir. Bu nedenle de her ay asgari rakamı yakalayabilmek için bazı aylar 2,5 - 3 milyon tonluk üretim yapıyorduk" dedi. 

TAŞERON YOK EKİPBAŞI VAR

Ocakta çalışan maden mühendislerinin düz işçiden düşük maaş aldığı yönündeki sorular üzerine Can Gürkan, bunun işletme müdürünün takdirinde olduğunu, 7 bin kişinin maaşlarını ayrı ayrı bilemeyeceğini, taşeron sisteminin olmadığını sadece ekip başı olan kişilerin bulunduğunu anlattı. Can Gürkan ayrıca, Soma'daki madencilik yatırımlarında yüzde 10 -15 kar marjı elde ettiklerini, bunun da bankaya mekanizasyon ödemesi olarak gittiğini söyledi. 

KAMU GÖREVLİLERİNİ HİÇ GÖRMEDİM

Müfettişlerin madendeki incelemeleriyle ilgili bir bağlantısının olup olmadığına yönelik soru üzerine Can Gürkan, hayatının hiçbir döneminde madende kamu görevlisi görmediğini, ayrıca madenin Park enerjiden devri sırasında da herhangi bir kamu görevlisinden bir not, tavsiye almadığını ileri sürdü. Madende çalışan işçilerin eğitimleriyle ilgili soru üzerine ise Can Gürkan, “Biz çalışanlarımıza hem meslek içi madende hem de üniversiteden eğitim verdirdik. Bunu da yaptığımız biri protokol doğrultusunda sürdürdük" dedi. Park enerji zamanındaki kazalarda 3 işçinin kendileri zamanında ise, 5 işçinin hayatını kaybettiğini bunların da tazminatlarının ödendiğini söyleyen Can Gürkan, kazanın gerçek nedeni ortaya çıktığı zaman kendisini huzurlu ve rahat hissedeceğini, kendilerinin baştan suçlu gösterildiğini öne sürdü. Ayrıca, 2008 yılında hazırlanan raporun, hem park enerji hem de TKİ tarafından kendilerine iletilmesi gerektiğini ancak bunun yapılmadığı bilgisini veren Can Gürkan, bu tehlikeleri bilselerdi riske almayacaklarını da söyledi. 

PARA HARCAMA YETKİM YOK 

Can Gürkan'ın ardından Genel Müdür Ramazan Doğru'nun sorgusuna geçildi. İlk olarak duruşma savcısının sorularını yanıtlayan Ramazan Doğru, havalandırmanın yönünün nasıl değiştirildiği sorusuna, “Kazayı haber alır almaz ocağa gittim. Olayın anlatılandan daha vahim olduğunu anladım. Hemen diğer madenlerden yardım istedim. Ama havalandırmanın yönünü içerideki kişilerin durumlarını bilmeden değiştiremezdik. Bunu öğrendikten sonra saat 18.00 gibi bunu gerçekleştirdik" dedi. Yeni havalandırma fanının olay tarihinden 6 gün sonra devreye girmesinin planlandığını da anlatan Ramazan Doğru, S panosuna havalandırma bacası yapımına ise, TKİ'nin rezerv kaybı olur diye izin vermediğini ileri sürdü. 2001 yılında işe başladığı zaman taşeronluk sistemi olduğunu anlatan Doğru, “Daha sonra bunun iyi bir sistem olmadığını söyledim. Yönetim kurulunda karar alındı. 2006 yılında da tamamen kaldırdık" dedi. Ramazan Doğru ayrıca, 5 ayrı şirketin koordinasyonunu sağladığını, ancak para harcama yetkisinin bulunmadığını da avukatların soruları üzerine anlattı. 

Duruşma, yarın saat 09.00'a ertelendi. Duruşma sonrasında, CHP Grup başkanvekili Özgür Özel ile CHP Zonguldak milletvekili Ünal Demirtaş ise, duruşmaları yakından takip etmeyi sürdüreceklerini açıkladı. 


DAVANIN GEÇMİŞİ

Manisa'nın Soma İlçesi'nde geçen yıl 13 Mayıs'taki maden kazasında, 301 madenci hayatını kaybetti. Faciadan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Faciadan yaklaşık 6 ay sonra Soma Cumhuriyet Savcılığı 3 Kasım'da fezlekeyi hazırlayıp ağır ceza mahkemesi bulunan en yakın yer olan Akhisar Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi. Akhisar Cumhuriyet Savcılığı ise fezlekeyi inceleyip, hazırladığı iddianameyi Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ne 10 Kasım'da sundu. İddianameyi inceleyen Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi de 25 Kasım'da 4 eksiklik sebebiyle savcılığa iade etti. Bunun üzerine Akhisar Cumhuriyet Savcılığı iddianamenin iadesine itiraz etti. İddianame bu defa Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. 

Manisa Ağır Ceza Mahkemesi ise eksikleri iki maddeye indirdi. Bunun üzerine geçen Aralık'ta Soma Savcılığı'na dönen dosyada eksiklerin giderilmesi için yeniden çalışma yapıldı. Facianın yıldönümüne iki ay kala 2 Mart tarihinde iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, tutuklu 8 kişi için, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20-25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2-6 yıl hapis cezası istedi. Tutuksuz 37 zanlı için de, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15 yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Ancak bu kişilerden, 25'inin cezalarının, kusur durumundan dolayı 3'te 1 oranında artırılması talep edildi. 13 Nisan'da ilk kez hakim karşısına çıkan 45 sanık, peş peşe yapılan 8 duruşmada, savunmalarını yaptı. 24 Nisan'da tamamlanan ilk duruşmalardan sonra mahkeme, 15 Haziran'a ertelendi ve yeniden başladı. 

DAVANIN SANIKLARI

Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan ilk 8 kişi: Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy ve emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik. Tutuksuz yargılanan 37 sanık ise maden mühendisleri Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Caner Uysal'dan oluşuyor. (DHA)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası