İZMİR - Olay, geçen yıl 28 Ağustos'ta meydana geldi. Çeşme'de bir restoranda aşçı olarak çalışan 26 yaşındaki O.Ç., 2 yıl önce evlendiği 20 yaşındaki Hatice Çetin'in kendisini aldattığını ve 1 yaşında olan çocuklarının başkasından olduğunu öne sürerek eşi ile tartışmaya başladı. Daha önce içkili eğlence yerlerinde çalıştığı belirtilen Hatice Çetin, bunun doğru olmadığını söylemesine rağmen, eşini inandıramadı.
VİCDAN AZABIYLA İTİRAF ETTİ
İddiaya göre O.Ç., kendisini aldattığını düşündüğü eşi Hatice Çetin'i, yeğenini B.Ö ve onun arkadaşı B.A.S.'yi de yanına alarak gezdirme bahanesiyle Urla yakınlarında öldürttü. Cinayetin ardından vicdan azabı çeken B.Ö., Eskiizmir Polis Merkezi'ne giderek, “Üç gündür uyuyamıyorum, kötü rüyalar görüyorum, yengemi boğarak öldürdüm. Dayım ve bir arkadaşım da bana yardım etti” diyerek teslim oldu.
Soruşturma başlatan jandarma ekipleri, otoyol kenarında toprağa gömülü cesedi buldu. Yapılan incelemede Hatice Çetin'in boğularak öldürüldüğü ve tecavüze uğradığı ortaya çıktı. O.Ç., yeğeni B.Ö. ve ve cinayete yardımcı olduğu belirtilen B.A.S. gözaltına alındı, ardından tutuklandı. Soruşturmayı tamamlayan Cumhuriyet Savcısı, O.Ç., hakkında 'İştirak halinde eşini tasarlayarak öldürme, birden fazla kişi ile nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ve 25.5 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı. Savcı, suça sürüklenen B.Ö. ve B. A.S. hakkında da İzmir 1’inci Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde aynı suçlardan yargılanmaları için iddianame hazırladı. Jandarma ve savcılıkta verdiği ifadesinde cinayeti tüm ayrıntılarıyla anlatan B.Ö. şunları söyledi:
ÖLMEDİ DENİLİNCE BIÇAKLADIM
“Olaydan 5-6 ay kadar önce dayımın kayınpederi ile kavga ettik. O tarihten bu yana kendisini öldürmeye kafaya koydum. Dayım beni telefonla arayıp, “Alaçatı'ya gel seninle bir şey konuşacağız' dedi. Önce kayınpederi, ardından eşi ve sonra da İsmet ustayı öldürecektik. Beni işyerimden aldı. B.A.S. ile birlikte araca bindik. Bana, 'Bugün bu iş olacak' dedi. Dayım ile esrar içtik. B.A.S.'ye daha önce bu olaydan bahsetmiştim. Kendisi yardımcı olamayacağını, yanımızda duracağını belirtti. Dayım, eşini telefonla arayıp gelmesini istedi. Bizi araçtan indirdi. Yolda yürürken tesadüfen görmüş gibi bizleri de arabaya tekrar aldı. Yengemin yanında çocuğu da vardı. Araçla Çeşme Otoyolu’nda giderken, telefon şarj kablosunu yengemin boğazını doladım. Yengem, gevşetmeye çalıştı, şarj kablosu koptu. Bu kez de elimle boğmaya devam ettim. Kurtulmak için çok çaba sarfetti. Çocuk ağlamaya başladı. Dayım çocuğu yanına aldı. Yengemin tepki vermesi kesilince nabzını yokladım, kalbini kontrol ettim ve çimdikledim. Öldüğünden de emin olunca, tecavüz ettim. Dayım ile B.A.S. de olanları gördü. Hatice Çetin'in cesedini 25 metre kadar götürüp, toprağa gömmeye başladık. Dayım ile diğer sanık, bana yengemin ölmediğini bayıldığını söyledi. Ardından dönüp, üç kez bıçağı vücuduna sapladım. Yengem rüyalarıma girmeye başladı. Çok pişmanım.”
Eşini öldürttüğü iddia edilen O.Ç. ise ilk duruşmada mahkemede verdiği ifadesinde, “Zaman zaman yeğenim B.Ö. yanıma gelip, bana Hatice'yi kötüleyip, 'Sen ne biçim erkeksin, eşin pavyonda patronuyla yatmış, hatta benimle de yatmak istedi' diyerek sürekli beni kışkırtıyordu. Hatice ile karşılaştığımızda da aynı şekilde kendi de bana hitaben 'sen ne biçim erkeksin, B. adam, sen adam değilsin' dedi. İkisi arasında birşey olabileceğini düşündüm. Hatice ile buluştuğumuzda çocuğumun yanağında bir yanık izi gördüm. Kimin yaptığını sorunca kekelemeye başladı. Vücuduna da sigara bastırdığını söyledi. Olayın olduğu gün Hatice ile yeğenimi söyledikleri konusunda yüzleştirmeye karar verdim. Hatice ile yeğenim arabada tartışmaya başladı. Birden, eşimin arkasında oturan B.Ö., şarj kablosuyla boğazını sıkmaya başladı. Kopunca da eliyle boğmaya devam etti. Ben engellemeye çalıştım, ancak elinde bıçak olduğu için beni de tehdit edince korktum. Hatice iki büklüm oldu. Arabayı durdurup, Hatice'yi arka tarafa aldılar. Ben kesinlikle B.'nin eşime tecavüz ettiğini görmedim. Ormana bıraktıktan sonra, tekrar geri döndük. Arabanın kontak anahtarını alıp, attığımız yere gittiler. Burada da bıçaklamış” dedi. Diğer zanlı B.A.S. ise suçla bir ilgisinin olmadığını ileri sürdü.
İki ayrı mahkemede yapılan ilk duruşmaların ardından davalar İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleştirildi.
İki sanığın yaşının 18’den küçük olması nedeniyle İzmir 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki son duruşma gizli olarak yapıldı. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nden gönderilen raporda, sanık O.Ç.'nin cezai ehliyetinin tam olduğunun belirtildiği öğrenildi. Savcının, üç sanık için de 'İştirak halinde tasarlayarak öldürme, birden fazla kişi ile nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından, ağırlaştırılmış ömür boyu ve 25 yıl 6'şar ay hapis cezası istediği belirtildi. Sanık avukatları savunma hazırlamak için süre istedi. Bu talebi kabul eden mahkeme heyeti, bir sonraki celsede karar verilmek üzere duruşmayı erteledi.