POLİTİKA
EGE POSTASI - Darbe girişimi esnasında İzmir Valiliğine ilk giden isimlerin başında gelen AK Parti İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli 15 Temmuz gecesi bir çok kahramanlık hikayesine şahit olduğunu söylerken, o gece yaşadıklaırnı anlattı, kendisi için de en önemli anıyı paylaştı.
VALİLİKTE OLANLARI ANLATTI
15 Temmuz akşamı Boğaziçi Köprüsünde ve Genel Kurmay Başkanlığı’ndaki hareketlilik üzerine İzmir Valisi Erol Ayyıldız ile telefonda görüşme yaptıktan sonra hızlı bir şekilde Valiliğe geçtiğini hatırlatan Sürekli, "Valimizle telefonda durumu istişare ettik. Valimize, Valilik binasına geçmemizin ve olası tehditleri oradan savuşturmamızın iyi olacağını dile getirdim ve akabinde Milletvekilimiz Sayın Mahmut Atilla Kaya ile haberleşerek valiliğe hareket ettik. Herhangi bir girişime karşı valiliği hainlere teslim etmeyecektik. Hareketliliğin gerçek gayesini öğrenmeye çalışırken Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın 'bunun bir darbe kalkışması olduğunu düşünüyoruz' açıklaması ile birlikte, tüm teşkilatlarımızı ve İzmir bürokrasisini darbeye karşı seferber etmek için harekete geçtik. Sıcak gelişmelerin olduğu sırada gerek sosyal medyadan gerek televizyon kanallarımızdan gerekse devlet organlarından hızlı bir istihbarat akışı sağladık" dedi.
İZMİRLİLER SOKAĞA AKIN ETTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz gecesi televizyondan yaptığı açıklama sonrası vatanını, bayrağını, liderini ve demokrasisini savunmak için İzmirliler'in sokaklara akın ettiğini belirten Sürekli, "Toplumun hiçbir siyasi görüş ayrımı olmaksızın her kesiminden insan İzmir’de meydanları dolduruyordu. Özellikle can siperhane askeri kışlaların kapılarının halk tarafından kapatılması, milletin bu hainlerin tankından topundan korkmadan iman dolu göğsünü siper etmesi hususu o gün bu aziz milletin ne kadar cesur olduğunu bizlere tekrar gösterdi. Rabbim bu milletin kalplerine şehadet inancını bir kere nakşetmiş" dedi.
HIZLI ŞEKİLDE MÜDAHALE EDİLDİ
" Bizi o gece en çok üzen husus, Sayın Cumhurbaşkanımızın kaldığı otele giden suikast helikopterinin Çiğili’deki askeri üsten kalkmış olmasıydı" diyen Sürekli, "Bu süreçte emniyet güçlerimizle İzmir’deki darbe planlamasının merkezleri olan, Foça ve Çiğili’de bu işe nasıl müdahale edeceğimizi kararlaştırdık ve hızla müdahaleler başladı. Aynı zamanda da valiliğe 500 askeri okul öğrencisinin müdahalede bulunacağı istihbaratları geliyordu. Tabi ki, hain darbecilere burada geçit vermeyecektik" dedi.
VALİLİKTEN AYRILMADIK
Darbe girişimi gecesi çok sayıda olayın yaşandığını ifade eden Sürekli; bir çok kahramanlık hikayesine şahit olduklarını söyledi. Sürekli kendisi için en önemli anıyı şöyle anlattı;
"15 Temmuz gecesi sabah 6-6:30 sularıydı. O zamanki Emniyet Müdürümüz Marmaris’teki girişimden dönen helikopterlerin valilik binasına ve bina önünde toplanan halka saldıracağı ve gemilerin körfezden liman ile karayı bombalayacağı ihtimalini bizlerle paylaşarak; güvenlik gerekçesiyle valiliği boşaltmamız gerektiğini dile getirdiler. Atilla Kaya vekilim Güzelbahçe’deki balıkçı tekneleriyle gemilerinin girişinin kesilmesini gündeme getirdi. Balıkçılar Derneği Başkanı ile iletişime geçildi. Kayıklar, tekneler Körfez girişini kestiler. Lakin valiliği boşaltmamız söz konusu değildi. Biz valilik binasından çıksak da hala valiliğin önünde 2000-2500 kadar vatandaşımız vardı ve helikopter saldırısı tehlikesiyle karşı karşıyaydılar. Emniyet Müdürümüze “halkımız tehdit altında iken asla yalnız bırakamayız” diyerek Valilikten ayrılmayacağımızı dile getirdim. Atilla Bey ve Sayın Valinin de benimle aynı görüşte olmalarıyla çalışmalarımızı valilikten sürdürdük. Tabi bir yandan Ankara’da ve İstanbul’da çok büyük olaylar gerçekleşiyordu. Atilla Bey’le bizler de sabah İzmir’de cesur savcılarımızın hainleri toplamaya başlamasıyla gün içerisinde Ankara’ya doğru yola çıktık. Tekrar kalkışma ihtimali haberleri geliyordu. Ankara’da tanklara dur demek, uçaklara, helikopterlere mâni olmak ve özellikle yüce meclisimizi korumak, velhasıl hainleri bertaraf etmek için milletimizle birlikte olmalıydık. Yolda özellikle Uşak’tan sonra milletimizin birçok noktada tankları, askeri araçları nasıl durduğuna; kullanılamaz ve hareket edemez hale getirdiğine şahit olduk. Polatlı’da özellikle darbeciler tarumar edilmişti ki Polatlı-Ankara yolunu kullanmak mümkün olmadığından Ayaş üzerinden Ankara’ya giriş yaptık ve soluğu Milletin Meclisinde aldık."
GÖZYAŞLARIMA HAKİM OLAMADIM
Meclis'e girerken duygulandığını söyleyen Sürekli, " Milletimiz milli iradenin sembolü meclisimize sahip çıkmıştı. Meclise girdiğimiz anda bizleri kucaklayan milletimiz “vekilim biz meclise sahip çıktık, hainlere sakın geçit vermeyin” diyordu. Meclis ve civarında ciddi saldırılar yaşanmış onlarca kardeşimiz şehit olmuş birçok kişi de yaralanmıştı. İçimde bir yandan bu büyük tahribatın hüznü bir yandan milletin canını feda ederek vatanını savunmasının gururu ve aziz milletin bizlere olan inancı ile gözyaşlarıma hakim olamadım" dedi.
MEYDANLAR BOŞ KALMADI
Demokrasi nöbetlerinde vatandaşın meydanları hiç boş bırakmadığını söyleyen Sürekli, "Nöbetler esnasında karşılaştığımız 100 yaşında nenemiz ile 70-80 yaşlarında 3 hacı amcamızın her gece hiç vazgeçmeden sonuna kadar nöbetlere gelmesi; 7’den 70’e bu memleketin evlatlarının ne kadar vatanperver olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi" dedi.
Sayfa başına git
