Üniversitelerin açılmasına sayılı günle kala her yıl yaşanan barınma krizi bu yılda tün Türkiye genelinde ortaya çıktı. Yaşanan barınma krizine dikkat çekmek isteyen Türkiye İşçi Partisi İzmir İl Örgütü üyesi öğrenciler, Buca’da bulunan Gazi Ayşe Hanım Kız Öğrenci Yurdu önünde kamp çadırı ile basın açıklaması yaptı.
Kamp çadırı ile yurt önüne gelen öğrenciler ellerinde “100 öğrenciden 8’i yurtta kalabiliyor”, “Saray değil yurt yapın”, “Öğrenci evlerine kira ve fatura desteği yapılsın”, “KYK bursu temel ihtiyaçları karşılamıyor”, “KYK borçlarını Recep Ali Er ödesin”, “İnsani koşullarda yurtta yaşamak istiyoruz” yazılı pankartlar tuttular.
Öğrenciler adına basın açıklamasını TİP İzmir Gençlik Sekreteri Baran Köseoğlu okudu. Köseoğlu açıklama öğrencilerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekerek şunları söyledi:
“ÜLKEMİZDE ÖĞRENCİLER GÜNDEN GÜNE AĞIRLAŞAN BİR BARINMA KRİZİ İLE PENÇELEŞİYOR”
“Ülkemizde öğrenciler günden güne ağırlaşan bir barınma krizi ile pençeleşiyor. Bütün dünya bir konut krizi ile karşı karşıya olmakla birlikte Türkiye açık ara farkla krizin boyutunun en büyük olduğu ülke. Türkiye toplumunun tamamını etkileyen bu krizden ise en çok öğrenciler nasibini alıyor. Konutun bir yatırım aracı olarak kullanılmasından, gelir adaletsizliğinden ve onu körükleyen piyasacı politikalardan kaynaklanan bu kriz, yurttaşların en temel ve anayasal hakkı olan konut hakkına erişimini engellemektedir. Öğrenciler için krizin tek boyutu bu değildir. Zaten yetersiz olan kredi miktarları, TL cinsinden artıyor gibi görünse de dolar cinsinden erimekte ve mezun olduktan sonra ağır borçlar olarak öğrencilerin karşılarına çıkmaktadır. KYK yurtları hem nicelik hem de nitelik olarak yetersiz durumdadır. Eylül 2022’de Mili Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan örgün eğitim istatistiklerine göre 2020 yılında Türkiye genelinde 793 KYK Yurdu bulunurken yurt sayısı 2022’de 776’ya düşmüştür. Üstelik Üniversiteye giden her 100 öğrenciden sadece 8’i KYK yurtlarında kalma şansına sahip olabilmektedir. Buna rağmen yurt kapasitesini artırmış görünmek için odaların kontenjanları artırılarak yurtların niteliği düşürülmekte, yetersiz çalışma ve saklama alanı gibi sorunlara yol açmaktadır.
“TARİKAT YURTLARININ SAYISI ARTIYOR”
KYK yurtlarına psikologların yerine “manevi danışmanlar” atanmakta, öğrencilere dini baskılarda bulunulmaktadır. Hükümet eliyle KYK’ların işlevselliği baltalanarak cemaat ve tarikat yurtlarına alan açılmaya çalışılmaktadır. Geçmişte Fethullahçı çetenin işgal ettiği varlıklar bugün TÜGVA, Ensar gibi vakıfların ve Nurcular diye bilinen yapıların tekeline aktarılmıştır. Bu yapılara kamu kaynaklarından destek ve teşvikler sağlanmaktadır. 2006 yılında Türkiye’deki resmi tarikat yurdu sayısının bin 723 olduğu 2022 yılında ise yüzde 93 artarak resmi tarikat yurdu sayısının 3 bin 331 olduğu biliniyor. Gayriresmi, ruhsatsız, denetimsiz olarak faaliyet gösterenlerle birlikte bu sayı çok daha fazladır. Öğrencilerin mecbur bırakıldıkları tarikat ve cemaat yurtları, sürekli baskı, zorbalık, şiddet ve hatta intihar haberleri ile gündeme geliyor”
TALEPLERİNİ DİLE GETİRDİLER
Açıklamanın sonunda öğrenciler taleplerini ise şu sözlerle sıraladı:
“KYK yurtlarının sayısı ve kapasitesi arttırılmalı ve nitelikleri insanca yaşam standartlarına yükseltilmelidir, Cemaat ve tarikat yapılarına bağlı yurtların tamamı kamulaştırılmalı ve boş kamu binaları yurt olarak hizmete açılmalıdır, KYK bursları bir öğrencinin hayatını idame etmesini mümkün kılacak şekilde arttırılmalı ve burs alan öğrenci sayısı arttırılmalı, Öğrenci evlerine kira ve fatura destekleri yapılmalıdır.”