İzmir Büyükşehir Belediyesi, meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin yeşil alan olması için ortak mücadele kararı aldığı Buca Cezaevi alanıyla ilgili Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu'ndan da çağrı geldi.
"TÜMÜYLE BETONA BOĞULACAK"
ANKA Haber Ajansı'na konuşan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın hazırladığı imar planlarıyla arazinin yapılaşmaya açıldığına dikkat çekti. Akdemir, şöyle konuştu:
"Yaklaşık 80 bin metrekarelik alan var. Bu alanın yaklaşık yarıdan fazlası yapıya açılıyor. Tekrar oraya bina ya da konut yapılacak. Yani tümüyle betona boğulacak ve geriye kalan kısımları da park ya da ona benzer farklı yapılar üzerinden halkın kullanımına açılacak. Oysaki bu, doğru bir yöntem değil. Buca, İzmir’in en büyük metropol ilçesi, 500 binin üzerinde nüfusu var. Buca’da trafik dehşet. Ara sokaklardan bile geçemezsiniz, yoğunluk var. Bir de o binaları yapınca, yoğun olan bir bölgedeki yoğunluğa yeni bir yoğunluk ilave ediyorsunuz. Bu, bir kere akla, mantığa, şehir planlama tekniğine uygun bir durum değil."
"DEPREM ANINDA İNSANLAR NEREDE TOPLANACAK"
İzmir'de sık sık yaşanan depremleri anımsatan ve afet toplanma alanlarına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Akdemir, şöyle devam etti:
"Son iki haftadır Buca’da deprem yaşıyoruz. İzmir’in en planlı yerinde, Bayraklı'da deprem yaşadık. 4’ü tam, 2’si kısmi yıkılmış olan toplam 6 noktada kurtarma süreci varken bile 6 şeritli bulvarları olan, dehşet büyük parkları olan bir ilçede trafik tıkandı. Kurtarma ekipleri, kurtarma noktalarına ulaşamadı. Şimdi Buca’da yaşanan süreci hatırlayın. Daha deprem olmadı, sadece depremin korkusu geldi, herkes sokaklarda. Buca’nın halkı olası bir deprem anında nerede toplanacak? Deprem toplanma noktası yok. Hasanağa Parkı, Hipodrom; başka yer yok. Şimdi böyle bir durum varken hâlâ planlar konusunda ısrar edip işin hukuki sürecinde 'Yetki bizde' demek pek doğru bir yöntem değil. İhtiyaçlar, talepler, insanların hakları yasalardan, planlardan önce gelir. Orada bu ihtiyaç varsa bu planlar revize edilmeli. Bunu yapması gereken de Çevre Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü ama yapmaya niyetleri yok. Biz, onu fark ettik. O alan, Buca’nın ihtiyacı olan nitelikli yeşil alan ve afet toplanma alanı olarak yeniden revize edilmeli ve düzenlenmelidir. Bizim talebimiz, çok net biçimde bu."
"İZMİR'İN GEZİ'Sİ, BUCA CEZAEVİ ALANIDIR"
Buca Cezaevi arazisinin yeşil alan olarak kente kazandırılması için mücadele edeceklerini vurgulayan Akdemir, sözlerini şöyle tamamladı:
"İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile yaptığımız toplantıda, Buca’nın nefes alması için o bölgenin nitelikli yeşil alana dönüştürülmesi için grup oluşturduk. Aynı Aliağa’daki Sao Paulo gemisinde olduğu gibi. Yürütmesi de DİSK, KESK, TMMOB ve İzmir Barosu olarak belirlendi. Onunla beraber, Buca Cezaevi'ni Özgürleştirme Platformu ve muhtarlardan da oluşacak şekilde genişletilerek devam edilecek bir sürece yayılacak. Burayı da kazanacağımızı düşünüyorum. İzmir’in de Gezileri var. Gezi kazanmıştı ve şu an Gezi Parkı'nın olduğu yeri halk kullanıyor. Şu an biz de aynı şeyi Buca için istiyoruz. Yani İzmir’in Gezi’si de Buca Cezaevi alanıdır. Bugünden sonra bu şekilde bakmaya ihtiyaç vardır. Gezi'de nasıl Türkiye’de bütün herkes o alanı kamusal alan olması için korumuşsa eğer, bugün aynı şeyi Buca Cezaevi alanı için de söylemek gerekiyor. İzmir’in Gezi’si, Buca Cezaevi alanıdır. Bu kadar nettir. Talebimiz de açıktır. Bütün halkımızla da bu mücadeleyi sürdürüp biz de kazanacağız."