EGEPOSTASI- Tınaztepe Hastaneleri'nin ve Borsa'da işlem gören TAPDİ Oksijen Özel Sağlık A.Ş.'nin Sahibi Mehmet Bektur, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de ruhsatına itiraz edip iptali için dava açtığı tartışmalı inşaat projesi için Büyükşehir Belediyesi, ruhsatın usulsüz olduğunu tespit etmiş ve iptali için yürütmeyi durdurma talebiyle birlikte İdare Mahkemesi’nde dava açmıştı.
Kararla ilgili TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi ve TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi yazılı açıklama yaptı. Açıklama, "Bu kentte rantın hüküm sürdüğü anlayış sona erene kadar mücadelemize devam edeceğiz!" dedi.
Açıklama şu şekilde;
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yaptığı imar planı değişikliği öncesinde Belediye Hizmet Alanı olarak Hazine mülkiyetinde bulunan Buca İlçesi, Tınaztepe Mahallesi, 624 Ada 8 Parsel; kamusal ihtiyaçlar için kullanılacakken önce imar planı değişikliği ile rantı artırılmış, ardından da satılmıştır.
Yapılan plan değişikliği ile E:2.40, 6 Kat yapılaşma koşullu “Ticaret” alanı olarak belirlenmiş sonrasında da Buca Belediyesi tarafından imar planına aykırı bir şekilde 15 kat yüksekliği esas alan ruhsat düzenlenmiştir. Yaşanan süreçte, 15 kat yüksekliğindeki ruhsat yetmemiş; imar planında kullanım kararı “Ticaret” olsa da projeye ilişkin mülk sahibi şirketin KAP bildirimlerinde, müteahhit şirketin proje satış ilanlarında projede imar planındaki kullanım kararına aykırı olarak 400’ü aşkın konutun yer aldığı ifade edilmiştir.
Gelinen noktada ise söz konusu parsele yönelik; düzenlenen ruhsatın imar planına aykırı olduğu ve dolayısıyla da ruhsatın iptal edilmesi gerekliliği konusundaki yazılı taleplerimiz, Buca Belediyesince dikkate alınmamış olup, İzmir Büyükşehir belediyesi tarafından, ruhsatın iptaline yönelik açılan davanın ilgili mahkemenin aldığı karar neticesinde yürütmeyi durdurma kararı ile sonuçlandığı geçtiğimiz günlerde basına yansımıştır.
Öncelikle Buca Belediyesi tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu gereğince hızlıca inşaatın durdurulması ve beraberinde yapı tatil zaptı gereğince inşaatın devam edip etmediğinin takip edilmesi gerektiğini, yalnızca yapı tatil zaptını düzenleyip devamında inşaatın sürmesi halinde de esas sorumluluğun müteahhit şirketle birlikte ilgili belediyede olduğunu hatırlatıyoruz. Bu konuda süreci takip ederek mevzuata ve mahkeme kararlarına aykırı bir tutum olması halinde sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı bir kez daha deklare ediyoruz.
Söz konusu inşaatın durdurulması bizler için yeterli değildir!
İzmir’in tarihinde; kaçak olarak inşa edilmiş, daha sonraki idari işlemlerle de aklanmış binalar ve çukurlar meşhurdur. Meslek odaları olarak, usule aykırı yapılan işlemlerden ve yapılan bu usulsüz işlemlerin hesabını sormayan yerel yöneticilerden usandık.
İdarelerin arkasına sığındığı, geçmiş dönemlerde yapılmış usule aykırı iş ve işlemlere yönelik adım atmama çabasının hiçbir yasal dayanağı bulunmamaktadır. Aksine, usule aykırı devam eden inşaatların yaratacağı kamu zararında bu tutumun da doğrudan payı bulunmaktadır.
Söz konusu parsele ilişkin atılan tüm adımları takip ettiğimiz bilinmelidir. Bu parselde ve benzeri projelerde, imar planlarına ve kanunlara aykırı olarak hazırlanan her türlü iş ve işlemin meşrulaştırılmasını sağlamak adına; imar planı, imar planı değişikliği, plan notu değişikliği, meclis kararı gibi alınabilecek herhangi bir kararın rant amaçlı olduğunu ve karşısında duracağımızı şimdiden beyan ediyoruz.
Bu kentte rantın hüküm sürdüğü anlayış sona erene kadar mücadelemize devam edeceğiz!"