TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- TMMOB Şehir Plancıları Odası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 7 Temmuz tarihinde onayladığı İzmir-Manisa planlama bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğini değerlendirmek adına bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Mimarlık Merkezi‘nde düzenlenen toplantıya Şehir Plancıları Odası İzmir Temsilcisi Ali Kemal Çınar ve Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Ekici katıldı.
Yapılan açıklamada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve yıllar içerisinde birçok değişime uğrayan İzmir-Manisa planlama bölgesi çevre düzeni planının, tarım alanı ve doğal alanları yapılaşmaya açtığı ve bu şekilde doğa tahribatının ve rantın önünün açıldığı belirtildi. Açıklamada, İzmir depreminin yapı ve nüfus yoğunluğu oranının önemini bir kere daha gösterdiğinin altı çizilerek, “İzmir’in imara açılacak yeni alanlara ihtiyacı yok. Bu anlayış sahip olduğumuz yeşil alanların yok edilmesine sebep olacaktır” denildi.
“KENTLERİMZİN GELECEĞİ TEHLİKEYE ATILIYOR”
30 Ekim tarihinde meydana gelen İzmir depreminin yapı ve nüfus oranlamasının önemini bir kere daha gösterdiğini söyleyen Şehir Plancıları Odası İzmir Temsilcisi Ali Kemal Çınar, “İzmir depremi özellikle kent merkezinde belirli nüfus ve yapı yoğunluğun aşılmaması gerektiğini göstermiştir. Gayrimenkul rantı her şeyin zerinde tutulduğunda ve yeterli analizden uzak planlamalara prim verildiğinde kentler doğal afetlere karşı savunmasız kalırlar. Bu nedenle kamucu bir şehir planlama yaklaşımı tesis dilmelidir. 23 Haziran 2014 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa planlama bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı, bugüne kadar birçok değişikliğe uğramıştır. Şehircilik esasları ve kamu yararını dışarıda bırakan ve sermayenin elini rahatlatan bu idari işlem kentlerimizin geleceğini tehlikeye atmaktadır” ifadelerini kullandı.
Çınar, plan değişikliğinin İmar Mevzuatına aykırı alarak hazırlandığını ve kamuoyuna hatalı haliyle sunulduğunu belirtti ve “Planın hazırlanma sürecinde olduğu gibi askı sürecinde de türlü usulsüzlükler tespit edilmiştir. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 34.maddesinde açıkça belirtildiği üzere her türlü ölçekte mekânsal plan aleni olmak zorundadır ve bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin sorumluluğundadır. Ancak, Çevre Düzeni Planı Değişikliğinde yapılan değişikliklerin gerekçelerini açıklayan ‘plan değişikliği açıklama raporu’ bulunmadan kamuoyuyla paylaşılmıştır” dedi.
DOĞAL ALANLAR TAHRİP EDİLECEK
İzmir–Manisa Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin özellikle İzmir’de bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu belirten Çınar, “Plan, ‘Kentsel Yerleşik Alan’, ‘Kentsel Gelişme Alanı’, ‘Tercihli Kullanım Alanı’, ‘Tarım ve Hayvancılık Geliştirme Alanı’, ‘Sanayi Alanı’ gibi kullanımlar aracılığıyla tarım alanlarının ve doğal alanların yapılaşmaya açılmasına, tahribatına ve doğal varlıkların kontrolsüz biçimde yok edilmesine neden olacaktır. Söz konusu plan değişikliği ile çok sayıda alanda nüfus yoğunluğu artışı getiren ‘Kentsel Gelişme Alanı’, ‘Tercihli Kullanım Alanı’ gibi kullanım kararlarının önerilmesine rağmen nüfus kararlarının değişmemesi söz konusu plan ve önceki süreçlerin tümüyle hatalı olduğunun kanıtıdır. Her türlü mekânsal plan, kendi kademesinin ve yapılış amacının gerektirdiği çizim ve gösterim tekniğine göre hazırlanmaktadır” ifadelerini kullandı.
Çınar, “Hatalı plan kararlarından bir an önce vazgeçilmelidir” dedi ve şunları söyledi; “Kentlerimizin şekillenmesinde planlama açısından oldukça kapsamlı yetkilere sahip Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerekçeleri yukarıda ve ekte belirtilen hususlar dikkate alındığında kendini inkar etmeye devam etmektedir. Sonuç olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının İzmir–Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planını bütünüyle iptal ederek bilimsel ve teknik tüm çalışmaların eksiksiz yapıldığı, katılımcı süreçlerin işletildiği, şehircilik ilkeleri, planlama esasları, toplum ve kamu yararına uygun bir planlama süreci yürütülmesi gerekmektedir.
“NÜFUS HESAPLAMALARINDA CİDDİ HATALAR VAR”
Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Ekici ise 2014 yılında başlatılan proje planının altı yılda birçok kez değişikliğe uğradığını belirten Ekici, planlardaki nüfus hesaplamalarında ciddi hatalar olduğunu söyledi ve “Odalarımızın açtığı davalar sonucunda süreç hala devam ediyor. Bilirkişi raporlarında planın aleyhine ilişkin değerlendirmeler bulunsa da bu değerlendirmeler Bakanlık tarafından dikkate alınmıyor. Planın nüfus kararları bütünüyle hatalıdır diyoruz. İzmir-Manisa genelinde plandaki nüfus yoğunluğu, 7 milyon 474 bin olarak öngörülmüş. İzmir için 5 milyon 545 bin kişi olarak değerlendirilmiş. Fakat 2014 yılından sonra onaylanan planlarda nüfus kararı değişmedi. Yeni bir alanı imara açıyorsunuz bunların kararı değişiyor ama nüfus kararınız değişmiyor. Bu durumun Bakanlık tarafından açıklanması gerekiyor. Çevre Bakanlığı’nın onayladığı planlarda nüfus 5 milyon 545 binken İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarafından alınan planlarda 6 milyon 650 bin kişi olarak hesaplanıyor. Ancak bakanlığın nüfus hesaplamasının nasıl yapıldığı göremiyoruz raporda. Arada yaklaşık 1 milyondan fazla nüfus kararı var. Şöyle bir çelişki de var. 1/100.000 ölçeklideki kentsel gelişim bölgeleri bir alt ölçekteki 1/25.000’den daha fazla olmasına rağmen nüfus kararı daha az. Bunun açıklanması lazım” dedi.
“DOĞAL SİT ALANI DÜZENLEMELERİ PLAN KARARLARINA YANSITILMADI”
Odanın tespitlerine göre planda yaklaşık 200 noktada değişiklik yapıldığını ifade eden Ekici, “Yapılan değişiklikler var ancak değişikliklerin neden yapıldığına dair bilgi yok. Bunun yanında doğal sit alanlarıyla ilgili düzenlemeler yapılıyor. Bu kararlar da plan kararlarına yansıtılmıyor ve 2014 yılındaki doğal sit kararları planın yeni haline de aktarılmış durumda. Planda bazı somut değişiklikler de var. Mesela, Çeşme’de mevcut durumda planlarda ağaçlandırılacak olan yer öncelikle kentsel geliştirme alanı olarak belirlenip daha sonra ağaçlandırma alanı olarak değiştirilip son olarak yeniden kentsel gelişim alanına çevriliyor. Kemalpaşa’da bazı değişiklikler var. Burada İzmir’de kent merkezi kuşağında olan yeşil kuşak meselesi var. Bu yeşil kuşak kararını olumsuz etkileyecek kararlar veriliyor. Normalde ağaçlandırılacak ve yeşil alan olan alanlar daha sonra kentsel gelişim alanı olarak değiştiriliyor. Soma’da da önemi bir karar var. Mevut durumda tarım alanı olan yer için yeni bir ulaşım kararı getiriliyor. Raporda bunun gibi birçok çelişki var” diye konuştu.
Ekici, İzmir’in imara açılacak alana ihtiyacı olmadığının altını çizerek, “Sonuç olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu süreci idari işleri tamamlama yolu olarak görüyor. İzmir’in toplam hane sayısını düşünürsek İzmir’de 6 milyon üzeri kişiye yetecek kadar konut var. Biz bu konutların birçoğunun yazlık olduğunu düşünürsek bile 1 milyonun üzerinde bir fazlalık var. Özetle, İzmir’in imara açılacak yeni alanlara ihtiyacı yok. Bu anlayış sahip olduğumuz yeşil alanların yok edilmesine sebep olacaktır” dedi.