İZMİR-Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2006'dan bu yana gerçekleştirilen 'Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması'nda, Ege'nin de yoksulluk ve yaşam koşulları konularındaki durumu ortaya çıktı. Araştırma kapsamında fertler 'eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir dağılımı' hesaplaması gereği yüzde 20'lik 5 gruba ayrıldı, en zenginlerle en yoksullar buna göre sınıflandırıldı.
ZENGİNLE YOKSUL ARASINDA 8 KAT FARK
Gelir bakımından ilk yüzde 20'nin toplam gelirden aldığı payın yüzde 46 olduğu, en yoksul yüzde 20'nin ise yüzde 5.8 pay aldığı Türkiye'de en yoksul ile en zengin kesimler arasındaki gelir farkının 8 kat olduğu ortaya çıktı. Öte yandan nüfusun yüzde 16.1'i de yoksulluk sınırının altında çıktı, bu oran kırlarda yükseldi.
EGE'NİN YÜZDE 11.9'U YOKSUL
Araştırmada İstanbul bölgesinde 5 bin 741 TL çıkan yoksulluk sınırı Ege'de 4 bin 714 olarak hesaplandı. Yoksulluk sınırı da geçen yıla göre tüm Türkiye'de arttı. Yoksulluk oranlarında ise İstanbul, Orta ve Doğu Anadolu'da artış görülürken diğer bölgelerde küçük düşüşler yaşandı. Ege'de de yoksulluk oranı yüzde 12.1'den yüzde 11.9'a düştü.
DİSK TEMSİLCİSİ ÇELTEK: RAKAMLAR İNANDIRICILIKTAN UZAK
Bu rakamların gerçekleri yansıtmadığını savunan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Ali Çeltek, sanayi ve hizmetler sektörünün yoğun olduğu kentte çalışanların büyük kısmının asgari ücret aldığını, haneden iki kişi çalışsa gelirin en fazla 2 bin TL'yi bulduğunu söyledi. Kadınların daha düşük ücretlerle çalıştırıldığının da dikkate alınması gerektiğini kaydeden Çeltek, "Bu durumda 5 bin liraya yakın bir hane halkı geliri olduğunu söyleyenler inandırıcılıktan uzaktır. Bu rakamlar Hükümeti şirin gösterme çabalarıdır" dedi. Ege'de bölge içinde kırdan kente göçlerin çoğaldığını, köyünden kopan kimselerin kentlerde güvencesiz ve asgari ücretin altında bile çalışmayı kabul ettiğini dile getiren Çeltek, "Olumsuzluk bizce katlanarak devam ediyor. Bunca zenginliği olan bir bölgede yüzde 11.9'luk yoksulluk oranı, resmi rakamların gerçekliğine inanmasak da ciddiye alınmalıdır" diye konuştu.
DİSK Araştırma Enstitüsü'nün de bu konuda çalışma yaptığını hatırlatan Çeltek, burada da taşeronlaşma ve kayıtdışı istihdamın çalışma hayatına olumsuz etkilerine dikkat çektiklerini sözlerine ekledi.
NASIL HESAPLANIYOR'
Eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir dağılımı hesaplamalarında bireysel refah ön plana çıkıyor. Hesaplamalarda hane halkının toplam geliri kadar, hane içindeki fert sayısı da önem taşıyor ve hane halkının toplam kullanılabilir geliri hanedeki fert sayısı dikkate alınarak bireysel gelire dönüştürülüyor. Doğru karşılaştırma yapabilmek için de eşdeğerlik ölçeği kullanılarak her bir hane halkı büyüklüğünün kaç yetişkine eşdeğer olduğu tespit ediliyor. (DHA)