Ege Postası
Geri

Tahir Elçi: Kaos için en iyi hedeflerden biriyim

Diyarbakır'da öldürülen Baro Başkanı Tahir Elçi'nin yakın avukat arkadaşı Nejet Girasun konuştu. Olaydan 10 gün önce Elçi ile aldığı tehditler nedeniyle kendisine özel koruma tutması konusunda konuştuklarını söyleyen Girasun, Tahir Elçi'nin 'Bir kaos ortamı var. Bu toplumsal barışı daha da bozmak isteyenler, dinamitlemek isteyenler için, karanlık güçler için en iyi hedeflerden biri benim' dediğini öne sürdü.
Tahir Elçi: Kaos için en iyi hedeflerden biriyim
Haberler / Güncel
4 Aralık 2015 Cuma 13:33
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Diyarbakır Barosu'nun öldürülen Başkanı Tahir Elçi'nin aile avukatı, büro ortağı ve hemşerisi olan Avukat Neşet Girasun, Tahir Elçi ile ilgili bilinmeyenleri ve Elçi ile aralarında geçen son konuşma ile soruşturma boyutunu anlattı. Olayın yaşandığı gün silah sesleri gelince ve saldırganlar sokağa girince herkesin korunmak için bir yere kaçtığını, ancak Elçi'nin kaçmadığını hatırlatan Neşet Girasun bunu şöyle yorumladı:  "Tahir bey hayatımda tanıdığım en cesur, en yiğit ve en gururlu insanlardan biriydi. Oradan kaçmayı hem gururuna yedirememiştir, hem de onun cesareti buna el vermemiştir, izin vermemiştir. Cizre'de 10 gün sokağa çıkma yasağının ilan edildiği dönemde, yasağın ilan edildiği gün ve büyük katliamlar yaşanmadan önce Cizre'ye ilk giden kişi Tahir Elçi olmuştur. Diyarbakır Barosu ile birlikte. yasak ilan edilip şehrin giriş çıkışları yasaklandıktan sonra Cizre'ye gitmiş ve polisler ilçeye girişine izin vermemiş. Elçi ısrarla gireceğini söylemesi üzerine polisler 'Tarayacağız' demiş. Bu ısrarından geri adım atmayınca Emniyet Müdürü devreye girip Tahir Elçi'nin Cizre'ye girişine izin vermiş. Yine Silvan'da Elçi sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinde Silvan'a gitmiş, orada da etrafında avukatlar olmasına rağmen zırhlı araçtan ateş açılmıştı. Yine etrafındakiler insani bir refleks ile korunmak için bir tarafa çekilirken Tahir Bey panzerin üzerine yürümüştü. Tahir Bey böyle bir kişilikti, korkusuz bir adamdı, gururluydu. Bu yüzden o gün oradan ayrılmadı. Ben ayrılmamasını yadırgamadım."

 'YA POLİS KURŞUNU, YA ÖNCEDEN PLANLANMIŞ SUİKAST'
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Elçi'nin eşi Türkan Elçi'ye taziye ziyaretinde bulunduğu sırada kendisinin de orada hazır olduğunu söyleyen Avukat Girasun, şöyle konuştu:"Türkan Hanım'ın tek isteği vardı, soruşturma sağlıklı ve hukuka uygun şekilde yürütülsün. Tahir Elçi'nin katilleri ortaya çıkarılsın. Bu kaygısını ısrar ile birkaç defa dile getirdi. Bakan ve yanındakiler bu soruşturmanın üzerine kararlılık ile gideceklerini, devletin eski devlet olmadığını belirtiler.  Bakan Bozdağ Tahir Elçi'nin failleri kimler olabilir diye kendisi konuyu açtı. 1 olay yerindeki polislerden biri olabilir, 2 kaçan iki saldırgandan biri olabilir, 3 planlanmış bir suikast olabilir, 4 hendekler tarafından açılmış bir ateş olabilir. Ben orada Bakan beyin sözünü keserek devreye girdim. Tahir Beyin hendekler tarafından atılan bir kurşun ile öldürülme ihtimalinin sıfır olduğunu söyledim. Çünkü, hendeklerin bulunduğu sokak Tahir Elçi'nin vurulduğu sokağı görmüyor. 'Bunu ihtimaller arasından çıkarın' dedim. Hatta kaçan iki saldırganda bu konuda şüpheli görünmüyor, çünkü birinin mermisi bitmiş ve silahı polise atıyor, diğeri ise silahı bir elinden diğerine alarak kaçıyor. Dolayıyla burada iki ihtimal kalıyor. Bizde defalarca görüntüleri izledik. Ya olay yerindeki 3- 4 polisten biridir, ya da Elçi'nin öldürülmesi için daha önce düğmeye basılmış, bu suikast planlanmış, bu plan dahilinde hareket eden bir kişidir. Savcılıktan bize verilen dosya fotokopisinde olay yerinden ateş eden polislerin ifadesi yoktu, sadece ilk olayın olduğu yerdeki polislerin ifadesi vardı."


10 GÜN ÖNCE 'KAOS İÇİN EN İYİ HEDEFLERDEN BİRİ BENİM' DEMİŞ
Avukat Neşet Girasun, Elçi'nin televizyonda sarf ettiği sözler nedeniyle hakkında linç kampanyası başlatıldığını da ifade ederek şunları söyledi: "Tabi biz sürekli Tahir Bey ile bu meseleyi kendi aramızda konuşuyorduk. Linç kampanyası sadece sosyal medya üzerinden yapılmadı maalesef. Buna en büyük partnerliği yargı yaptı maalesef. Bakırköy Cumhuriyet Baş Savcılığı da bu sosyal medyadaki linç kampanyasının bir ayağını oluşturdu. O yüzden bunu bir devlet politikası olarak da algıladık. Bu sebeple ben bir kaç defa kendisine şey önerisinde bulundum, yani profesyonel yakın koruma tahsis edelim sana diye. 'Tamam' falan diyordu ama, onun için her zaman öncelik olan toplumsal meseleler, olaylar, baronun sorunlarıydı. Onun için öncelikli gündem maddeleri bunlardı. Kendisi ikinci plandaydı. 10 gün önce bu konuyu konuşurken güvenlik boyutunu şöyle bir şey demişti bana 'Türkiye bir karanlık tünelin içerisine doğru hızla yol alıyor. Ciddi bir belirsizlik var. Bir kaos ortamı var. Bu toplumsal barışı daha da bozmak isteyenler, dinamitlemek isteyenler için, karanlık güçler için en iyi hedeflerden biri benim' demişti. Tahir Elçi bu şeyi görüyordu, aslında hissetmişti. Hissetmişti derken yani rasyonel verilere dayanarak bunu söylüyordu. Çünkü, konumunu biliyordu. Toplumdaki karşılığını biliyordu. Biz Tahir Bey ile sokağa çıktığımız zaman Tahir Bey yürüyemiyordu insanların sevgisinden, kendisine gösterilen saygıdan. Bu durumun farkında olduğundan dolayı bu kaygılarını da en son dile getirmişti. Vefatından 10 gün önce. Hatta Hrant Dink'le bir şeyle kurmuştu, yani hem başlangıç boyutu hem gelişme boyutu hem de sonuncunun da ona benzeyebileceğini ifade etmişti." 

'TEMİZÖZ  DAVASINI TAKİP EDİYORDU'
Tahir Elçi'nin en son Perşembe günü bürosundaki odasına geldiğini, büroda kamuoyunda 'Temizöz ve diğerleri davası' olarak bilinen JİTEM mensupları ile ilgili dava üzerinde çalıştığını kaydeden Girasun, "Askerler ve itirafçıların kurduğu bir infaz mangasının Cizre'de işlediği faili meçhul 20 küsür cinayet davasını takip ediyordu. Tahir Bey'in bu davanın ilerlemesinde ciddi katkıları olmuştu, hatta bir kaç sanığın yakalanmasını Tahir bey sağlamıştı. Bu dosyada yakın zamanda tüm sanıklar beraat etti. Bu dosyanın temyizi için çalışıyordu. Temyiz dilekçesini yazmak için en son bununla ilgili çalışmalar yapıyordu. Bir de Diyarbakır'da tutuklanıp serbest bırakılan 2 İngiliz muhabirin tutuklu olan tercümanlarının davasına bakıyordu. Tahliyesi için itiraz dilekçesi yazıyordu. (DHA)


TAHİR ELÇİ CİNAYETİNDE YENİ BULGULAR

Tahir Elçi'nin vurulduğu sokaktan kaçan iki saldırgan da vurulmuş

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin hayatını kaybettiği olayı soruşturan savcılığın elindeki ilk bulgulara göre, polislerin ateş açmasına karşın kaçmayı başaran iki kişi vuruldu. Görüntülerin iyileştirilerek izlenmesi sonrasında bu tespiti yapan savcılık, iki kişinin ölüp ölmediği konusunda herhangi bir bilgiye ise ulaşamadı.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayetine ilişkin soruşturmada elde edilen ilk bulgulara göre, olayın yaşandığı sokaktan, polisin defalarca ateş açmasına karşın koşarak kaçmayı başaran iki saldırgan polis tarafından vuruldu. Savcılığın elinde, bu kişilerin ölüp ölmediği konusunda bir bilgi ise yok.

Olay öncesinde iki polisi şehit ederek, Tahir Elçi'nin bulunduğu sokağa yönelen iki saldırgana defalarca ateş edilmesine karşın, bu kişilerin kaçmaları soru işaretlerine yol açmıştı. Polisin kullandığı silahta plastik mermi olduğu iddiaları da ortaya atılmıştı. 

Al Jazeera Türk'ten Abdülkadir Konuksevir'in savcılık kaynaklarından elde ettiği bilgilere göre saldırganların ikisinin de polislerin açtıkları ateş sonucu vuruldukları, görüntülerin iyileştirilerek izlenmesi ile tespit edildi. Ancak mermiler saldırganların kaçmasına engel olamadı.
Kaçan saldırganların yaralı olma ihtimâllerini, olaydan hemen sonra dikkate alan polis, hastanelerde arama yapmış ancak herhangi bir sonuç alamamıştı.

83 DELİLDEN 43’Ü TOPLANDI
Soruşturma kapsamında toplanan deliller ve görevli polislerin silahları ise incelenmek üzere Ankara’ya gönderildi. Olay yerinde inceleme yapan heyet, bugüne kadar belirlenen 83 delilden 43’ünü toplayabildi.
Basın mensuplarının ve çevredeki güvenlik kameralarının görüntüleri de toplandı. Toplanan görüntüler arasında Dört Ayaklı Minare’nin karşısındaki Mardin Kebap Evi ve Postanenin güvenlik kameralarının görüntüleri inceleniyor, henüz görüntülerde ne olduğu kamuoyu ile paylaşılmadı. Toplanan ve TÜBİTAK’ta uzman ekiplerinin inceledikleri görüntülerde iki husus özellikle inceleniyor. Birincisi mermi izlerinin tespiti. Bu sayede Elçi’nin nasıl vurulduğu tespit edilmeye çalışılacak. Bir diğer husus ise ses analizleri. Bu incelemede de olay bölgesinde kaç silahın kullandığı ve seslerin hangi silahlara ait olduğu anlaşılmaya çalışılacak. 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası