İZMİR - MHP’li Tanrıkulu Ülkemizde meydana gelen ekonomik sıkıntılara gün geçmiyor ki bir yenisi eklenmesin. 2003 yılında 43 milyar dolar olan özel sektörümüzün dış borcu 226 milyar doları aşmış olduğunu belirterek şunları söyledi: “Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan birikimli karşılıksız çek sayısı 2013 yılı Şubat ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,4 oranında artarak 164 bin 27 adede ulaşmıştır. Protesto edilen senet sayısı ise yılın daha ilk ayında; yani Ocak 2013’te bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28’lik bir artışla 98 bin adedi aşmıştır.
Ülkemizde bu denli sıkıntılı ekonomik gelişmeler yaşanırken, iktidar kaynaklarımızı adeta har vurup, harman savurmaktadır. Büt’çe açı’ğı’nı ka’pat’mak için zam ya’pmaktan, ye’ni ver’gi ka’lem’le’ri ge’ti’rmekten kaçınmayan hükümet, lüks har’ca’ma’la’rını da tam gaz sü’rdürmektedir. Memurumuza 3+3 zam yaparken daha fazla kaynak bulamadığını söyleyenler, son olarak zaten 5 tane uçağı olan Başbakana 400 milyon dolar (yaklaşık 740 milyar TL) değerinde Airbus 330-200 tipi uçak alırken kaynak sıkıntısı yaşamamaktadırlar.
Bu lüks ve ihtişam harcamaları içindeki iktidar; ülkemizdeki artan borçlanmadan, ticaret hayatının bozulan dengelerinden, yetersiz çalışma ücretlerinden hiç rahatsız olmamakta, vatandaşımız, girişimcimiz lehine bu alanda hiçbir tedbir geliştirememektedir.
Bunun yerine dönemleri içinde sayıları hızla artan ve hakları korunmayan taşeron işçilerimizle, asgari ücretle geçinenlerimizle adeta dalga geçilmektedir.
Mevcut ekonomik şartlar altında insanımızın her geçen gün daha da yoksullaştığı bir ortamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın, ‘Bu asgari ücretle geçinilir. 800 lira büyük paradır. Peynirin kilosu, ekmeğin fiyatı bellidir. Bir geçimdir, sürdürebilirsiniz. Bizim meselemiz bu değil.’ şeklinde açıklama yapması, bu alanda en sorumlu kişilerin ne hale geldiğini gözler önüne serip, asıl meselelerinin de ne olduğu sorusunu akıllara getirmektedir.
Asgari ücretle çalışanlarımız; ekonominin gerçekleri, Türk sermayesinin rekabet gücü, enflasyon hedefi gibi pek çok bahane ile sefalete mahkûm edilmektedirler. AKP hükümetleri döneminde ekonominin büyüdüğünü iddia edenler; net asgari ücretin, vergi iadesi ve asgari geçim indirimleri dahil aynı dönemde reel olarak yetersiz bir artış gösterdiğini de itiraf etmelidirler.
Bugün yardıma muhtaç kitlelerin, 2003 yılından bu yana çığ gibi büyüdüğünü görmekteyiz. AKP’nin kömür ve makarna paketleriyle başlattığı yardımlar, 2011 yılı sonunda ihtiyacı olsun, olmasın yaklaşık 27 milyona ulaşmıştır. Neredeyse ülke nüfusunun üçte birine denk gelecek olan bu kitle, aslında ekonomide nereye gelindiğinin de bir başka göstergesidir.
Bu olumsuz ekonomik göstergeleri destekleyen devletin resmî rakamları da mevcuttur. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun son açıklamış olduğu 2011 yılı Gelir ve Yaşam Şartları Araştırması’na göre, Türkiye’de her 100 kişinin 16’sı yoksuldur. Buna göre sadece 2011 yılında 11 milyon 670 bin yoksulumuz bulunmaktadır. Bu asgari ücret rakamlarıyla ve ekonomik yaşam ve çalışma şartlarıyla bu sayının 12 milyonu aşarak, 13 milyona yaklaşması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.
ÇALIŞANLARIN YÜZDE 47’Sİ ASGARİ ÜCRETLİ
Bugün çalışanlarımızın % 47’si asgari ücret ile çalıştığını belirten Tanrıkulu “Bunun yanında 4,5 milyonun üzerinde işsiz vatandaşımız bulunmaktadır. Tarım kesiminde çalışan yevmiyeli vatandaşlarımızın geliri ise neredeyse karınlarını doyuracak kadardır. 503 bin üniversite mezunumuz halen iş beklemektedir.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş)’nun açıkladığı Şubat ayı açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarına göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.007 TL’dir.
Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 3.280 TL’dir.
Çalışanlarımızın, emeklilerimizin, kendilerine ve ailelerine saygın yaşam düzeyi sağlayacak bir gelir elde etmelerini esas alan politikalar 10 yıldır unutulmuştur. AKP döneminde her geçen gün çalışma şartları ağırlaşmış, taşeron işçilik artmış ve ücretler düşmüştür” dedi.
BAKAN ÖZÜR DİLESİN
Geçim mücadelesi içindeki çalışanlarımızı rencide edici bir üslupla ‘bu rakama mahkûmsanız, 800 lira da büyük paradır’ açıklamasını yapanlardan, milletimizden özür dilemesi gerektiğini söyleyen Tanrıkulu “Biz o bakandan çalışanlarımızın aylık gelirlerini artıracak, ticarî hayatın dengelerini gözeten somut adımlar atmasını bekliyoruz. Sırça makamlarda oturanlar, bu makamların içi boş laflar üretmek değil, milletimize dürüst ve gerçek anlamda hizmet etmek için var olduğunu unutmamalıdırlar” diye konuştu.
POLİTİKA
Sayfa başına git
