Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman, küresel ekonomide son yaşanan gelişmelerde asıl sorunun, Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkelerden çok Batılı ekonomilerin devam eden zayıflıkları olduğunu söyledi.
'EN SON GÖRMEK İSTEDİĞİMİZ ŞEY BİR KRİZDİ'
Krugman, “Halihazırda politik karmaşanın yaşandığı bir ülkede en son görmek istediğimiz şey yeni bir ekonomik krizdi. Evet, ekonomik büyüklüğü Los Angeles kadar olan Türkiye’deki ekonomik krizin küresel ekonomiye etkisi çok büyük olmayacak. Ama son zamanlarda “yayılma” sözcüğünü sık sık duyuyoruz. Buna benzer bir kriz daha önce Tayland’da başlayıp tüm Asya kıtasına yayılmıştı. En yakın örneği Yunanistan’dan tüm Avrupa’ya yayılan kriz. Şimdi de herkes Türkiye’deki sıkıntıların diğer gelişmekte olan ülkelere yayılıp yayılmayacağından endişe ediyor” dedi.
'TEMEL GÜVEN VERİCİ'
Krugman yazısının küresel ekonomide bugüne kadar yaşanan krizlerle ilgili örnekler vermesinin ardından, “Peki daha büyük bir kriz mi geliyo? Temellere bakıldığında durumun güven verici olduğunu görüyoruz. Türkiye özellikle düşük hükümet borcu olan bir ülke. Her ne kadar şirketler yurtdışından borçlansa da, Türkiye ekonomisinin genelinde durum hiç de kötü görünmüyor. Ancak küresel ekonomide daha önce yaşanan krizler umutların önüne geçiyor. Bu kötümser beklentiler Türkiye’yi etkilediği gibi aynı zamanda tüm dünyayı da krizlere karşı savunmasız hale getiriyor” diye devam etti.
'ASIL SORUN BATILI EKONOMİLERDE'
Dünyanın balonlar ve krizler arasında sıkışmış bir hale geldiğini bu yüzden de para harcama için önce krizlerin çıkıp bitmesinin beklendiğini belirten Krugman, asıl sorunun Türkiye ve diğer gelişen ülkeler değil dünyanın en büyük ekonomilerinin kendi borçlarını kontrole alıp almayacağıyla ilgili olduğunu söyledi.
Krugman, “Daha büyük resme baktığımızda. Gerçek sorun Türkiye değil. Aynı şekilde Güney Afrika, Rusya, Macaristan, Hindistan ya da şu anda ekonomik sıkıntı yaşayan ülkeler de değil. Gerçek sorun dünyanın en büyük ekonomileri, ABD, Euro Bölgesi ve diğer küçük ama güçlü ülkelerin kendilerinin devam eden zayıflıklarıyla mücadele edememeleri. Net bir şekilde görülüyor ki daha çok tasarruf edip, az yatırım yapmak isteyen özel sektörlerle, mevcut ekonomik durgunluk daha da derinleşti. Daha da kötüsü, işsizlik rakamlarının artmasına izin vererek, özel sektör yatırımlarının daha da azalmasına neden oluyoruz” dedi.
POLİTİKA
Sayfa başına git
