Uysal: Meseleye, bütüncül demokratikleşme anlayışı içerisinde bakmalıyız
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Çözüm Süreci’nde gelinen noktayı değerlendirdi. Uysal, yaşanan olumsuzluklara rağmen hak ve hürriyetlerin Türkiye’nin toplam bir bütüncül demokratikleşme anlayışı içerisinde meseleye...
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Çözüm Süreci’nde gelinen noktayı değerlendirdi. Uysal, yaşanan olumsuzluklara rağmen hak ve hürriyetlerin Türkiye’nin toplam bir bütüncül demokratikleşme anlayışı içerisinde meseleye bakabilmenin çok daha doğru olacağını düşündüğünü dile getirdi.
DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, Cihan Haber Ajansı’na Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) raporunda terör örgütü PKK militanları için ’aktivist’ ifadesinin yer almasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Avrupa Komisyonu Parlamenter Meclisi’nin son aldığı kararla teröristlerin aktivist noktasına taşınmasının bu zamana kadar taşınan endişelerin somuta dönüştüğünün bir örneği olduğunu söyleyen Uysal, "İktidarın süreç diye ortaya koyduğunu barış süreci olarak ifade etti. Öte tarafta bölücü örgütün, etnik bölücü siyasi hareketin miğferi olmuş örgütün bir başka eşiğe geçme noktasında bir merhale olarak gösterildiğinin somut göstergesi olarak önümüzde bir gerçeklik halinde olduğunu görüyoruz. O yüzden kurumsal olarak devletimiz hem Dışişlerinden başlayarak Avrupa Komisyonu’nda temsil edilen partilerimizin de meseleye ne kadar hazırlıksız yakalandığının net bir şekilde ortaya konduğu bir gerçek diye düşünüyorum." diye konuştu.
Bugün yaşanan sürecin endişeleri en zirve noktaya çıkardığını belirten Uysal, "PKK’ya zaman ve zemin kazandıracak bir ölçekte bölgede silahlı unsur olarak hayatiyetini sürdürmek noktasındaki varlığını sıkışmış bir alandan çıkartarak siyasallaşan, toplumsallaşan bir siyasal entite olarak bölgeyi adete etnik siyasete mahkum etmiş bir varlığı aktive ettiğimizi bu teşebbüsle beraber kendi elimizle oluşturduğumuzu görüyorum. Bu zamana kadar ülkenin birliği beraberliği hususunda mücadele vermiş insanımızın da PKK’nın ötekisi haline getirilerek bölgede yaşama hakkının da bırakılmadığı kanaatindeyim. Bütün bunlarda rağmen ülkenin birliği beraberliği hakların bireysel anlamda kullanıldığı temelinde hak ve hürriyetlerin Türkiye’nin toplam bir bütüncül bir demokratikleşme anlayışı içerisinde meseleye bakabilmenin çok daha doğru olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Bu zamana kadar ki uygulamalarla marjinal bir takım düşünceler ve teşebbüslerin dışında Türkiye’de hür ve eşit vatandaşlık temelinde birlik ve beraberlik iradesini koymuş milletin bugün sorgulanmaya çalışılan millet kimliği de dahil olmak üzere tüm bunları irfan ve birikimiyle aşabilecek kudrette olduğu kanaatini taşıdığını vurgulayan Uysal şunları söyledi: "Bu yanlış güzergahın bölgede değişen şartları iyi okuyamamanın dış politik tercihlerimizle beraber bir psikolojik üstünlükle özellikle Nevruz kutlamaları ile bir zafer kurultayına dönüştürerek iddialarından vazgeçmemiş bir PKK’nın kendi iklimini genişletmesi için bir katalizör vazifesi olarak fonksiyon gördüğünü düşünüyorum."
"SAĞLIKLI BİR DEĞERLENDİRME YAPILMASI GEREKİYOR"
Uysal, PKK’nın çekilme süreci ile ilgili ise şu açıklamalarda bulundu: "Ümidimiz elbette kanın hiçbir şekilde akmamasıdır. Ama bu noktada iddialarını konjonktürel bir tavırla beraber hiçbir şekilde silah bırakmayacağını varlık iddiasını ortadan kaldırmayacağını temsilcilerini uzantılarının zaman zaman bölücü başının da İmralı’dan seslendiği gerekirse 50 bin kişi halk savaşı veririz iddiasını koruduğunu görüyoruz. Ama bütün bunlara rağmen iktidar partisinin inisiyatif olarak aldığı sürecin neticesinde daha da katmerli bir şekilde Türkiye’nin bedel ödememesi için bu noktayı çok sağlıklı bir değerlendirme yapılarak bir siyasi çerçeveye kovuşturmak gerekiyor."