Vakit tamam geliyoruz

CHP İzmir 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Hüseyin Sezer, Çiğli’de örgüt üyeleri ile bir araya geldi. Yoğun bir katılımın gerçekleştiği toplantıda katılımcılar, parti binasını tıklım tıklım doldurdu. Hüseyin Sezer'e Karşıyaka ve Çiğli'de büyük ilgi

Haberler / Seçim

4 Mart 2015 Çarşamba 10:00

PAYLAŞ

İzbeton Genel Müdürlüğü görevinden 10 Şubat 2015’te milletvekilliği aday adaylığı için istifa eden Hüseyin Sezer, seçim çalışmaları kapsamında Karşıyaka ve Çiğli İlçe Örgütleri'ni ziyaret etti. Sezer’in toplantısına örgüt üyelerinin yanı sıra, mahalle muhtarları, meclis üyeleri ve sivil toplum kuruluşlarından katılımcılar da oldu.

2011 yılında 2. Bölgeden “Gencin Adayı” sloganıyla milletvekilliği için yola çıkan ve seçim bölgesinde etkin bir çalışma gerçekleştiren Sezer, 7 Haziran’da gerçekleşecek genel seçimde yeni sloganı “Vakit Tamam, Geliyoruz” ile çalışmalarına devam ediyor.

Sezer, Karşıyaka ve Çiğli İlçe Başkanlığı'nda gerçekleştirdiği ziyarette şunları söyledi:

"Biz siyaset içerisinde olan arkadaşlarımızla birlikte hem partimizin iktidar olması için çalışırken bir taraftan da parti içi demokrasi mücadelesi verdik ve ön seçim olmazsa olmaz yönünde tavır koyduk. 16 yıl aradan sonra yaşanan bu süreçte 16 yıl boyunca savunduğumuz ön seçimin, örgütü harekete geçireceği, partinin iktidar umudu doğuracağı düşüncemizi bugün Çiğli salonu çok net olarak gösteriyor.

“29 MART’TA DEMOKRASİ ŞÖLENİ VAR”
29 Mart akşamı parti içi demokrasi şöleni olsun diyorum, diğer tüm arkadaşlarıma da başarılar diliyorum. Hüseyin kazandı , Ahmet kazandı değil, 29 Mart akşamı kesinlikle ve kesinlikle Cumhuriyet Halk Partisi kazanacak. 29 Mart şölenini 7 Haziran'da sandıktan halkın iktidarını çıkararak Türkiye Şölenini yaşamak ve yaşatmak umudu ile yola çıktık. 13 yıllık AKP İktidarını sizlere ben anlatmayacağım. Yaşar Kemal’in 2014 yılındaki düşünceleri ile anlatmak istiyorum bu iktidarı

'Savaş karşıtı olacak, barıştan yana olacak benim kitaplarımı okuyanlar. Cinayetten yana değil, katillikten yana değil, yüreğinde sevda ile olacak. Bu ülke sevdası içerisinde bulunanlar, ötekileştirme yapmayacak. Birlikten birleştirmekten yana olacak. Zulmedenlere karşı dik duracaksın. Zulmedenlerden zalimlerden hesap soracaksın. Benim kitaplarımı okuyanlar halkın sömürülmesine yiğitçe ve mertçe karşı duracaktır.'

İte Cumhuriyet Halk Partisi’nin de felsefesini ortaya koyduğumuzda önce insan diyen CHP her zaman ve her zaman sessiz yığınların yanında zulmedenlerin karşısında olmuştur.

“TEK PARTİ DÖNEMİ BU ÜLKENİN MİLLİ MUTABAKAT DÖNEMİDİR”
Peki 65 yıl geçmiş, 1950’den 2015’e… 65 yıldır CHP olarak tek başına iktidar olmamışız. Kendisi 13 yıldır İktidar olmasına rağmen yapılan tüm hataları kendisinden önceki partilere yükleyip üstelik sürekli tek parti dönemine dil uzatıyor. Tek parti dönemi bu ülkenin milli mutabakat dönemidir. Ve kendinsin göklere çıkarmış olduğu o partilerin hepsi tek partinin içerisinde görev yapmış o dönemin sorumluluğunu birlikte paylaşan partilerdir. 65 yılın toplamında 13 yıldır tek başına iktidar olan bu parti bu zulmünü devam ettirmek için yalan iftira ve riyaya devam etmektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak diyoruz ki emeğin en yüce sayılacağı, çağdaş, demokratik hukuk devleti noktasına ancak Cumhuriyet Halk Partisi Aracılığı ile varabiliriz.

“O GEÇMİŞ”

70 milyon insan için CHP’nin iktidarı çok önemli. Hepimiz bunu başarabilecek bir geçmişe sahibiz. Sarayında oturan zat, yarın bunu duyunca cevap verebilir. 'İki başkan orda oturdunuz hangi geçmişten bahsediyorsunuz' diyebilir. O geçmiş şu yarin yanağından gayri paylaşmak her şeyi diyen şeyh Bedrettin, 'dönen dönsün yolundan, ben dönmezem' diyen Pir Sultan, Kuvayı Milliye ateşiyle Ulu Önderimiz, Çanakkale’ de koyun koyuna yatanlar, altıncı filoya “defol” diyen Deniz’ler, emek sınıfı, Gezi ruhudur.

“KENDİMİ ÖRGÜTÜN VİCDANLARINA BIRAKIYORUM”
Padişahların sarayı da olsa CHP olarak, Türkiye halkı yalnız değildir. CHP vardır. 90 yıllık çınar yeni filizleriyle iktidara yürüyecek. Biz CHP’nin birleştirici gücü ile Türkiye’yi yeniden inşa etmek istiyoruz. Dünyadaki hiçbir mahkemenin terazisi örgüt vicdanının terazisi kadar olmaz. Ben örgütten geldim. 29 mart akşamı demokrasi şöleninin olduğu o gün kendimi örgütün ellerine, yüreğine, vicdanlarına bırakıyorum. Ön seçim sonucunda çıkacak olan sonucun başımızın üstünde yeri olduğunu belirtmek istiyorum. Yürüdüğümüz bu yolda beni yalnız bırakmadığınız için, yürekten teşekkür ediyorum."