İzmir Çeşme’de yaşayan Doğan Saygı, 1999 yılından bu yana Ilıca Plajı’nın bir bölümünde işletmecilik yapıyor. Plajda tuvalet, deneme kabinleri ve şezlonglar kuran, ayrıca büfe hizmeti de veren Doğan, Çeşme Belediyesinin ‘belediyeye tahsis edilen alanın içinde yer alma' gerekçesi ile verdiği yıkım kararına tepki gösterdi. Milli Emlak Genel Müdürlüğüne giderek belediyeye tahsis edilen alanın içerisinde yer almadıklarını ispatladıklarını, İmar Kanunu’ndan yararlanarak yapı kayıt belgesi aldıklarını ifade eden Doğan, kanunsuz iş yapmadıklarını ancak belediyenin tebligatta bulunulmadan yıkım kararı aldığını söyledi. Öte yandan bugün belediye yetkilileri yıkım için bölgeye geldi. Doğan, avukatı Okan Özaydın ve çalışanlar, kararın kanunsuz olduğunu savunarak yıkıma engel olmaya çalıştı. Belediye yetkililerinin ise plajda vatandaşlar güneşlenirken şezlongları topladığı görüldü. Yıkım, polislerin görevlendirilmemesi üzerine gerçekleştirilemedi.
“Rant hayalleri mi var'”
Doğan, “Biz 99 yılından beri buradayız. Daha önce Milli Emlak Genel Müdürlüğü ile belediyenin yaptığı protokol gereği belediye burayı ihaleye çıkardı, 99’da burayı ihale ile aldık. Belediye ile yapılan protokol bitince Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ecimsil ödemeye başladık. 2010 yılından beri ecimsil ödeyerek buradayız. Bizi buradan ‘belediyeye tahsis edilen alanın içindesiniz’ diyerek çıkarmaya çalışıyorlar. Biz öyle olmadığını Milli Emlak Genel Müdürlüğüne giderek ispatladık. Yapı kayıt belgemizi de aldık. Belediye, yapı kayıt belgemizin iptali için de uğraştı. 2019 Kasım ayında yıkmaya geldiler ama biz bunun kanunsuz olduğunu söyledik ve yıkamadılar. Belediye başkanı seçilmeden önce ‘burayı yıkarsam bir ben yıkarım, onları bir ben çıkartırım’ deyip bizi buradan çıkarmaya çalışıyor. Tebligat da yapmıyorlar. Emrivaki yapıyorlar. Burada yapılan işlem yasal değil. Ilıca Plajı’nda bir rant hayalleri mi var'” dedi.
“Ruhsatı iptal ettiler”
Doğan’ın avukatı Okan Özaydın da, “3194 Sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16. maddesi ile yapı kayıt belgeleri düzenlenirken ‘İmar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince verilen idari para cezaları ve yıkım kararları ortadan kalkar’ dediler. Burası, tarihe göre bu duruma uyan bir yer. 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun burada uygulanması ya da buna dayalı bir yıkım kararı verilmesi zaten mümkün değil. ‘Yıkım kararı yasal değil, burada 775 Sayılı Gecekondu Kanunu’nu uygulayamazsınız’ dedik ama inatla uygulayacaklarını söylediler, sonra da geri adım attılar. Bu plaj aslında devletin hüküm tasarrufu altındaki yerlerden biri. Plajda bulunan büfe için verilen ruhsat, 6 metrekarelik büfe işletilmesi için verilmiş. Belediye burayı da yıkmaya çalıştı olmadı. Yapı kayıt belgesine itirazlarda bulundu ama o da olmadı. Bu kez de ‘sizin ruhsatınız 6 metrekare alan içindi, siz 100 metrekare ilave bir alan kullanıyorsunuz. Ruhsata aykırı iş yaptığınız için ruhsatı iptal ediyoruz’ dediler. 6 metrekare için ruhsat verdiler ama biz yanındaki yapıyı zaten yapı kaydına konu etmiştik. Yani belediye bunu ruhsatlayabilir ama hala ruhsat iptali söz konusu” diye konuştu.