CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, bugün TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Malatya’da vatandaşların yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Ağbaba, şunları söyledi:
“SANKİ MALATYA’DA DEPREM YAŞANMAMIŞ GİBİ BİR GÖRÜNÜM VAR KAMUOYUNDA”
“Sanki Malatya’da deprem yaşanmamış gibi bir görünüm var kamuoyunda. Malatya, tabii depremde çok acı çekti ama bir acıyı da AFAD’ın yaptığı açıklamayla çekmiş oldu. Afetten daha az etkilenen iller kapsamında Malatya’yı da ifade etti. Maalesef bu, acılarımızı çok artırdı. Ardından bir özür yayınladı, AFAD tarafından bir yazım hatası olduğu ifade edildi. AFAD’ın nasıl yönetildiği, nasıl bir yazım hatasıyla karşı karşıya kaldığımızı görüyorsunuz. İnsan, bunu söylerken biraz utanır.
“MALATYA DİYE BİR ŞEHİRDEN SÖZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİL. MALATYA MERKEZ YERLE BİR OLMUŞ DURUMDA”
Malatya’da toplam bina sayısı 126 bin 814, depremde yıkılan bina sayısı 31 bin 604. Ağır hasarlı ve acilen yıkılması gereken bina sayısı 89 bin 676. Yani toplam bina sayısı içindeki oran yüzde 71. Malatya’nın yüzde 71’i yıkılmış durumda. Ağır yıkık konut sayısı 70 bin 939, iş yeri sayısı 14 bin 398, yıkık ahır sayısı bin 991. Malatya merkeze gelin, Malatya diye bir şehirden söz etmek mümkün değil. Malatya merkez yerle bir olmuş durumda. Özellikle ticaretin yoğun olduğu alan yerle bir olmuş. Doğanşehir ilçesinden söz etmek mümkün değil. Maalesef köylerimiz yerle bir olmuş durumda.
“12 KAT, 8 KAT İMAR VEREN BELEDİYE BAŞKANLARININ TAMAMI YARGILANMALI, BUNUN BEDELİNİ ÖDEMELİ”
Malatya, diğer illerden farklı olarak depremde tecrübeli bir il. 2020 depremini yaşamış bir iliz. 2020 depreminde ‘ağır hasarlı’ verilen, daha sonra ‘az hasarlı’ verilen bina yerle bir oldu. Liyakatin, mühendisliğin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bu, bir cinayet teşebbüsüdür. Hep eski binaların yıkıldığı doğru değil. Malatya’nın en lüks semti Bostanbaşı. Bostanbaşı’nda hasarsız bina yok. Yeni binalar, Malatya’nın en pahalı binaları. Bostanbaşı’na 12 kat, 8 kat imar veren belediye başkanlarının tamamı yargılanmalı, bunun bedelini ödemeli. CHP’li mi, MHP’li mi, AK Partili mi; hangi partiden olursa olsun bunun bedelini ödemeli. Maalesef bedel ödemeyi bırakın, utanma duygusu yok; hâlâ ortada geziyorlar. Yeşilyurt Belediyesi’nin 6 ay önce yapmış olduğu toplu konutlar var, orası da ağır hasarlı.
“DEPREM BİR AYI GEÇTİ, HL ÇADIR YOK. VALLAHİ YOK, BİLLAHİ YOK”
Deprem bir ayı geçti, hâlâ çadır yok. Vallahi yok, billahi yok. İnsanlar 30 günden beri duş alamıyorlar. 30 günden beri insanlar su göremediler. Hâlâ enkazın altında hayvanlar var. Hâlê hayvanlara çadır bulunamamış.”
ENGİN ALTAY: İLK GÜN TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ, MADENCİLER ORAYA YETİŞTİRİLEBİLSEYDİ EN AZ 10 BİN KİŞİ HAYATTA OLACAKTI
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, bugün TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Deprem öncesi ve sonrası gelişmeleri değerlendiren Altay, şunları söyledi:
“SONUÇLARIN YIKICILIĞI VE AĞIRLIĞI DEPREM ÖNCESİ İHMAL, DEPREM SONRASI MAALESEF BECERİKSİZLİKTİR”
“Bir ay bir gün önce Türkiye, 85 milyon büyük bir acıyla sarsıldı. Malum depremi yaşadık. Şüphesiz kimse bunu istemez, şüphesiz ne yönetenler ne muhalefet böyle bir şey olsun istemez. Ama yönetenlerin sorumluluk noktasında işi Allah’a havale etmelerini de anlamak mümkün değil. Sonuçların yıkıcılığı ve ağırlığı depremin şiddet ve büyüklüğünden değildir. Sonuçların yıkıcılığı ve ağırlığı deprem öncesi ihmal, deprem sonrası maalesef beceriksizliktir. Bunu bir siyasi polemik olsun, buradan bir şey üretelim diye söyleyen namerttir. Böyle konularda Cumhuriyet Halk Partisi her zaman devletiyle güç ve iş birliği hatta iktidarla güç ve iş birliği yapma konusunda samimi olmuştur.
Sayın cumhurbaşkanının da kabul ettiği gibi bizim özellikle ilk iki günle ilgili vatandaşlardan bize gelen, benim bizzat ikinci günde oraya gittiğimde yaşadıklarımızdan, gördüklerimizden kaynaklı feryadımızdır. Bizim feryadımız vatandaşın sesiydi. Ama cumhurbaşkanı bize hakaretamiz laflar ederek bizim gördüğümüz gerçekleri kamuoyuyla paylaşmamızı yadırgadı. Sonra devletin valisi gitti vatandaşlara, ‘İlk üç gün gelemedik, özür diliyoruz’ dedi. Sayın Cumhurbaşkanı çıktı, ‘İlk günlerde gereğini yapamadık’ dedi, ‘helallik’ istedi. Demek ki neymiş muhalefetin sesine ilk baştan kulak vermek lazımmış.
“GÖREVİNİ YAPMAYANLAR KIZILAY VE AFAD BAŞTA OLMAK ÜZERE, İLGİLİ BAKANLAR OLMAK ÜZERE BU YÖNETİCİLER”
Biz söyleyince bize hakaret ettin sonra Adıyaman’da niye bizim söylediğimizi tekrar ettin? Bu doğru değil. ‘Vinç vardı operatör yoktu’ dedik. ‘Çadır vardı kurulamadı’ dedik. ‘Erzak vardı depoda çürüdü’ dedik. ‘Battaniye vardı ama herkes üşüdü’ dedik. Bunların hepsi doğru. Bağlandığımız televizyonlara oradaki çadır feryadını söylerken, aradan belli bir süre geçti Kızılay çadır satışına geçti. Kızılay deyince akla üç şey gelir; kan stoku, çadır stoku, erzak stoku. AFAD’ın da yoktu. Üçüncü gün devlet kendini gösterebildi. ‘Devlet hiç yoktu’ demiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanında altını çizdiği ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilk gün söylediği gerçek maalesef bir vebal. Her vebalin bir bedeli var. Ben demedim ki Erdoğan istifa etsin ama komşumuz Yunanistan’da tren kazası oldu Ulaştırma Bakanı istifa etti. AFAD çadır kurmada yetersiz kalmış, geç kalmış sonra Kızılay çadır satmış. O adamın orada oturması abesle iştigaldir. AFAD yöneticileri aynı şekilde; ben orada 9 günümü geçirdim AFAD, Kızılay, belediyeler, gönüllüler dahil ilk günden bugüne kadar can siperhane çalışanlardan Allah razı olsun. Herkes görevini yaptı. Görevini yapmayanlar Kızılay ve AFAD başta olmak üzere, ilgili bakanlar olmak üzere bu yöneticiler.
“BUNUN BİR BEDELİ OLMAMALI MI?”
50 bini aşkın insan ölmüş, bir valinizde, ‘ölü sayısı bu açıklananın 3 katı’ dedi. Gerçekleri gizlememek lazım. Deprem öncesi ihmaller sonrası beceriksizlik, izansızlık ve özensizlikten dolayı ölü sayımız depremin vurduğundan fazla olmuştur. Yani depremin şiddet ve büyüklüğünden ziyade öncesi ihmal sonrası beceriksizlikten dolayı daha çok insanımız canını kaybetti. İlk gün Türk Silahlı Kuvvetleri, madenciler oraya yetiştirilebilseydi bugün ölmüş en az 10 bin kişi hayatta olacaktı. Bunun bir bedeli olmamalı mı?” (ANKA)