Yüksel: Maden kazalarında dünya birincisiyiz
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Soma’da yaptığı “Böyle kazalar madenciliğin fıtratında var. Bunlar olağan şeyler” sözlerine sert tepki gösterdi.
İZMİR - Maden faciasının ardından Soma’ya giden CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Başbakan Erdoğan’ın Soma’daki açıklamalarını değerlendirdi, “Hükümetlerin görevi, iş kazalarını en aza indirecek önlemleri almaktır. Türkiye'de ise iş cinayetlerinin faturası Allah'ın takdiri ile açıklanıyor.Ne yapalım kader böyleymiş demek, ne vicdana ne insanlığa sığar. Bu AKP hükümetleri dönemi boyunca iş cinayetleri en yüksek seviyede yaşanmaktadır” dedi.
2010 yılında Zonguldak maden ocağında 30 işçinin ölümü sonrasında Başbakanın “Madenciliğin kaderinde bu var, takdir-i ilahi”, Çalışma Bakanı Ömer Dinçer’in de “Güzel öldüler, o konuda ben acı çekmediklerini ve fizik olarak da güzel öldüklerini rahat söyleyebilirim” ifadelerinin hala kulaklarda olduğunu belirten Yüksel, “AKP Zonguldak’taki maden kazasının sorumlu müdürünü, Ankara’da genel müdürlükte görevlendirerek ödüllendirilmiştir” diye konuştu. Yüksel, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“İş cinayetlerinin en sonuncusu Manisa Soma’daki maden ocağındı yaşandı. Facianın yaşandığı ilk günden bugüne, madencilerimiz ve aileleriyle birlikte Soma’dayız. Yaşamını kaybeden işçilerin sayısının şimdiden 300’ün üzerine çıkacağı beklenen facia, tarihimizin en büyük maden felaketidir. Çevredeki hastanelerde madenden çıkarılan 130 işçi yataklı, 30 işçi ayakta tedavi görmektedir. Yeraltında halen kaç işçinin mahsur kaldığı Bakanlık yetkilileri tarafından hala bir türlü açıklanamamaktadır. Bu anlaşılır bir şey değildir. Tüm maden ruhsatlarını kendine bağlayan Başbakan, iş cinayetlerinin baş sorumlusudur. Başbakan, kar hırsıyla, iş güvenliğini hiçe sayan şirketlere imtiyazlar tanımaktadır. İş kazalarının madenciliğin fıtratında olduğunu ve bunun olağan karşılanması gerektiğini söyleyen bir Başbakan var ne yazık ki ülkemizde. İşçiler taşeron sistemiyle çalıştırılmaya zorlanarak ölüme razı edilmektedir. Hiçbir iş güvenliğinin alınmadığı ülkemizde, iş cinayetlerinin yaşanmamasının tesadüflere bağlı olduğu Sayıştay raporlarından da anlaşılmaktadır. 1.5 milyon işyerinin bulunduğu, yılda ortalama 70 bin iş kazası olan bir ülkede 595 yetkili iş müfettişiyle işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması mümkün değildir.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin 2010 yılında hazırladığı 'Madenlerdeki İş Kazaları'na ilişkin rapora göre; 2008 yılında işletmelerde üretilen milyon ton taş kömürü başına düşen ölüm sayısı Türkiye Taşkömürü Kurumu’unda yüzde 4, 41 iken, özel sektörde ise bu oran 11.50, Çin’de bu oran 2008 yılında 1. 27, ABD’ ise 0.02 seviyelerindedir.
Türkiye’nin maden kazalarında dünyada birinci, iş cinayetlerinde Avrupa‘da birinci ve dünyada üçüncü sırada olması tesadüf değildir.
Soru önergelerimize, madencilik sektöründe yaşanan can kayıplarını önlemek üzere araştırma komisyonu kuralım taleplerimize gözü kapalı red kararı veren ve tüm ihmallerin, iş cinayetlerinin tek sorumlusu AKP’nin vicdanı göçük altındadır. Ancak bütün Türkiye’nin vicdanı ayaktadır. Özelleştirmeler bir an önce durdurulmalı, taşeronlaşma uygulamaları en kısa zamanda iptal edilmelidir. Ucuz işgücüne dayanan, insanı ve emeği yok sayan sömürü düzeni son bulmalıdır.”