Yaklaşık 15 sene önce Almanya'dan emekli olarak İzmir'in Karabağlar ilçesine yerleşen İsmet Bayraktar (65), geçtiğimiz yıl el ve ayak uyuşması şikayetiyle, Çiğli'de bulunan İzmir Ekol Hastanesine gitti. Burada Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. G.G.'ye muayene olan Bayraktar, belinde bir sorun olduğunu öğrendi ve doktorun tavsiyesiyle bıçak altına yattı. Geçirdiği operasyonun ardından uyuşma şikayetleri süren İsmet Bayraktar, yeniden hastaneye gidip ameliyat oldu. Bu ameliyatta yemek borusu delinen ve yediği gıdalar yarasından sızan Bayraktar, geçirdiği son operasyonun ardından yürüyemez hale geldi ve son bir senedir felçli olarak yaşamını sürdürdüğünü söyledi. Geçirdiği yanlış operasyonlar sonucu felçli kaldığını öne süren Bayraktar ailesi, Avukat Nur Tavlı aracılığıyla savcılığa giderek, hastane ve doktor hakkında suç duyurusunda bulundu.
"Yeniden ayağa kalkmak istiyorum"
Geçirdiği operasyonlardan birinde yemek borusunun delindiğini, başka bir operasyon sonrasında da yürüyemez hale geldiğini söyleyen İsmet Bayraktar, son bir senedir yürüyemediğini ve artık ayağa kalkmak istediğini söyledi. Bayraktar, "El ve ayaklarımda güç kaybı hissetmiş ve Çiğli ilçesinde bulunan Ekol Hastanesine gitmiştim. Orada doktor beni muayene etti ve sorunun bel kaynaklı olduğunu söyleyerek ameliyata karar verdi. Belimden ameliyat olduktan bir süre sonra dikişlerimi de aldırdım ancak el ve ayaklarımdaki uyuşma geçmedi. Daha sonra beni hastaneden yeniden çağırıp boynumda bir sıkıntı olduğunu ve buradan da bir ameliyat gerektiğini söylediler. Bu ameliyatı olduktan sonra yediğim yemekler pansuman yapılan yerden akmaya başladı. Meğerse benim yemek borumu delmişler. Daha sonra boynumun arka kısmından ameliyat yapacaklarını söylediler, yaptılar ve ben o ameliyattan sonra yürüyemedim. Yaklaşık bir senedir yürüyemiyorum. Yeniden ayağa kalkmak istiyorum" dedi.
"Geçen sene Mayıs'ta yürüyeceğini söylediler, bu Mayıs geçti yürüyemedi"
Eşinin ameliyattan sonra yürüyemez hale geldiğini ve bir senedir sıkıntıyı çektiklerini söyleyen İsmet Bayraktar'ın eşi İrfan Bayraktar (69) ise, "Biz eşimle her gün 7-8 kilometre yürüyüş yapardık. Eşim bana el ve ayaklarında güç kaybı ve uyuşma olduğunu söylediğinde tedavi için bir yer araştırması yaptık ve Çiğli Ekol Hastanesine gitmeye karar verdik. Oraya muayene için gittiğimiz Beyin Sinir Cerrahı, belden yapacağı küçük bir ameliyatla bu sorunu giderebileceğini söyledi. Ameliyatı olduk ama eşimin şikayetleri geçmedi. Sonra bir daha gittiğimizde bize 'Takmayın kafanıza' diyerek eşimin beyninde sıvı olduğunu söyledi ve bir ameliyat daha yapacağını söyledi. Aynı hastanede bir nöroloji profesörüne gittik, o bize eşimin sorunlarını söyledi. Profesörün söylediklerini o cerraha ilettiğimizde ise profesöre hitaben 'O ne anlar. Ben ayda 100 tane ameliyat yapıyorum, benim üstüme kimse yoktur' dedi. Yaptığı boyun ameliyatından sonra taktıkları parça yüzünden eşimin yemek borusu delinmiş ve ne yediyse yarasından sızmaya başladı. En son yaptıkları ameliyattan sonra eşim yürüyemez hale gelince de her gittiğimizde bir problemin olmadığını söylediler. Eşime geçen sene Mayıs'ta yürüyeceğini söylediler; bu Mayıs geçti hala yürüyemedi" diye konuştu.
"Kendi başına tuvalete bile çıkamıyor"
İlerleyen yaşına rağmen eşinin tüm ihtiyaçlarına yardımcı olmak zorunda kaldığını söyleyen İrfan Bayraktar, "Başka bir hastanenin doktoruna gittiğimizde bize , boyun ameliyatında takılan parçanın omuriliği zedelediğini söyledi. Bir de bana eşimi ölümden kurtardıklarını söylediler. Sonra eşime nedense kemoterapi vermeye başladılar. Kemoterapi yüzünden de eşimin saçları o süreçte tamamen döküldü. Eşim ameliyattan çıkıp yoğun bakımda el ve ayaklarını hissetmediğini söyleyince durumu ne olduğunu sordum. Doktor bana yine bir sorun olmadığını söyledi ve 'En fazla beni verin mahkemeye, şikayet edin' dedi. Yine bekledik ancak sorun düzelmeyince 3 ay sonra biz bu durumu CİMER'e şikayet ettik ve avukat aracılığıyla suç duyurusunda bulunduk. Sonra yine muayene için gittiğimizde kendisini şikayet ettiğimiz için bize tavır yaptı. Bu doktordan şikayetçi olanlara baktığımda aynı durumdan muzdarib 7-8 kişinin daha olduğunu öğrendik. Benim eşim bir senedir koltuğun üzerinde duruyor. Ben 69 yaşındayım, her şeyiyle ben ilgilenmek zorunda kalıyorum. Kendi başına tuvalete bile çıkamıyor eşim" açıklamasında bulundu. (İHA)