Olay, geçen yıl 24 Temmuz günü akşam saatlerinde Selimiye Mahallesi'nde meydana geldi. Konya'dan Milas'a çalışmaya gelen Zehra Bayır, madde bağımlısı olduğu ileri sürülen kardeşinin tedavi masraflarını karşılayabilmek için eğlence mekanında şarkı söylemeye başladı.
İddiaya göre işletme sahipleri, Zehra Bayır'a toplu para vereceğini belirterek bu süre içinde hiç ödeme yapmadı. Kardeşinin tedavisi için Konya'ya gideceğini ve 50 bin liralık alacağının olduğunu söyleyen Bayır ile işletme sahipleri arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle sert cisimle başına vurulan Bayır, ardından mekanın bahçesindeki havuza attı. İhbar üzerine adrese jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Havuzdan çıkarılan Zehra Bayır'ın hayatını kaybettiği belirlendi.
Olayın ardından işletmenin ortakları İlimder İlter ve Ömer İlter, garson Ünal Karakülah, Hatice K. (20), Taner K. (28) ve Milas Adliyesi'nde görevli katip Ahmet G. (42) gözaltına alındı. Şüphelilerden İlter kardeşler ile Karakülah tutuklandı, diğerleri ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
ZEHRA'YI TANIMADIKLARINI SÖYLEMİŞLER
Yürütülen soruşturmanın ardından şüpheliler hakkında Bodrum Cumhuriyet Başsavcısı Tolga Yamalı tarafından 65 sayfalık iddianame hazırlandı.
İddianamede, Zehra'nın sağ kulağında darp izi, sol göz dış kısımda açılma, omuzda kesici olan yaralanma izleri, sol kol dirsek çevresinde çok sayıda darp izi, sol el orta parmakta kesi olduğu belirtildi.
Olay yerinde yapılan incelemede Ünal Karakülah ile İlimder İlter'in kolluk görevlileri ve cumhuriyet savcısı tarafından bilgilerine başvurulduğu, ortak beyanlarında ölen Zehra Bayır'ın bir süre önce mekana eğlenmeye geldiği için sima olarak tanıdıklarını söyledikleri ifade edildi.
İlimder İlter ve Ünal Karakülah'ın Hatice K.'nin kendilerine gelerek arkadaşı Zehra'yı bulamadığını, kendilerinden aramalarını istediğini, mekanın etrafında ararken suyun içerisinde yatar vaziyette gördüklerini ve birlikte sudan çıkardıklarını anlattıklarına yer verildi.
Zehra'ya ait olan cep telefonunun yapılan kontrolünde, genç kızın en son İlimder İlter, Ünal Karakülah ve Ömer İlter ile yazışmalarının bulunduğu da belirtildi. Zehra'nın İlimder İlter'e saat 03.34- 03.36’da "Sen odana onu aldın, ben gördüm, Allah senin belanı versin" şeklinde mesajlar gönderdiği, İlter'in de "Senin gibi kimseyi yukarı çıkarmam, Allah senin belanı versin" diye cevap verdiği iddianameye girdi.
"ZEHRA'NIN ODASININ BOŞALTILARAK TEMİZLENMESİ İSTENDİ, SÖYLENENLERİ YAPTIK"
Sanıklardan Hatice K.'nin savcılıkta alınan ifadesinde iddianameye girdi. Hatice K., ifadesinde Zehra Bayır'la beraber çalıştıklarını belirterek, "Olayın olduğu günün gecesi sabaha kadar iş yerinde çalışmaya devam ettik. Zehra'yı da çalışırken gördüm. Akşama doğru uyandığımda Zehra'yı gölün içerisinde ölmüş vaziyette gördüm. Durumu orada bulunan çalışanlara bildirdim. Ömer İlter bana ve oradakilere nasıl ifade vereceğimizi tembihledi. Zehra'nın odasının boşaltılarak temizlenmesi istendi, söylenenleri yaptık" dedi.
CESEDİN ÜZERİNE SERİLEN BATTANİYEDE İLİMDER İLTER'E AİT DNA ÖRNEĞİ ÇIKTI
İddianamede, Zehra'nın kaldığı odanın içerisinde çarşafsız bir yatak ile baza bulunduğu, odanın kullanılmadığı izleniminin yaratıldığı, Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvarı Amirliği'nin raporunda saat, perde ve çamaşırlarda Zehra'ya ait DNA profilinin elde edildiği, cesedin üstüne örtüldüğü belirtilen kırmızı battaniye üzerinde ise şüpheliler İlimder İlter'e ait DNA örneği elde edildiği kaydedildi.
İlimder İlter'in saat 03.43'te Zehra'nın odasına gittiği, burada tartışmanın devam ettiği, bu sırada mekanda bulundukları sabit olan Ömer İlter ve Ünal Karakülah'ın da olay yerine geldikleri, tartışma ve arbedeye dahil oldukları belirtildi. Ayrıca Zehra'nın 3 kişi tarafından şiddetli şekilde darbedilerek öldürüldüğü anlatıldı.
İddianameye giren Muğla Adli Tıp Kurumu'nun otopsi raporunda Zehra'nın ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası, sternum ve çok sayıda kot kırıklarıyla birlikte beyin, beyincik, beyin sapı ve omurilik kanaması ile beyin doku harabiyeti sonucu meydana geldiği ortaya koyuldu. Şüpheliler tarafından cesedinin bir müddet dışarıda bekletildikten sonra da göletin içine bırakıldığı anlatıldı.
Hatice K.,'nin ifadesinde Ömer İlter'in kurmuş olduğu senaryoyu ve nasıl ifade verecekleri hususunu adliyede çalıştığını bildiği tanıdığı şüpheli Ahmet G.'ye danıştığı ve 'uygun olur' şeklinde onay aldığı belirtildi. Ahmet G.'in bu eyleminin de suç delillerini gizleme veya değiştirme suçuna yardım etme suçunu oluşturduğuna yer verildi.
İddianamede, tutuklu İlimder İlter, ağabeyi Ömer İlter, "kasten öldürme, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçlarından müebbet hapis cezası, "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan Ünal Karakülah'a 10 yıla kadar hapis; tutuksuz sanıklar Ahmet G.'ye 15 yıla kadar hapis, Hatice K. ve Taner K.'ye ise 5 yıla kadar hapis cezaları istendi.