Bayraklı 2009’da ilçe olduğunda AK Parti’nin yüzde yüz alacağı ilçelerin başında gösteriliyordu.
Ve adaylar açıklandığında yapılan anketleri hatırlıyorum da AK Parti ciddi bir oyla önde çıkıyordu. Neredeyse bütün AK Partililer seçimlerden önce belediyeyi kesin alıyoruz havası yaratmıştı…
Ve o dönem Aziz Kocaoğlu’nun da hakkını teslim etmek gerekir Bayraklı’nın alınmasında ciddi etkisinin olduğunun altını çizmek gerekiyor…
2009 seçimlerinde sandıklar açıldığında, CHP’de bir mucizenin başarılması gerçeği varken, AK Parti’de ise tam bir hayal kırıklığı yaşanıyordu.
Ve o dönemden sonra Bayraklı’da CHP rüzgarı esmeye başladı…
Geçen 5 yıl içinde Bayraklı’da fiziki yatırımlarla birlikte insana yapılan sosyal yatırım 2014’de Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın yeniden koltuğa oturmasını sağladı…
Bunu böyle iki cümleyle ifade etmek tabi ki yetmeyecektir ama bugün Bayraklı gibi muhafazakâr bir yerde iki dönem seçim kazanmak her babayiğidin yapacağı iş değil…
Öte yandan Başkan Karabağ ismini Bayraklı’nın kurucu belediye başkanı olarak tarihe yazdırdı… Bayraklı’da bir gerçek var, o da halkın Başkan Karabağ’ı sevdiği…
Bayraklı’da, CHP’de siyaset yapanlar dışında Karabağ’ı neredeyse eleştiren kimse yok… Bunlarında ne maksatla yaptıklarını kamuoyu çok iyi biliyor…
Şimdi gelelim Başkan Karabağ’ın son dönemlerde üstlendiği role…
Aslında bu rol onun istediği ya da oynamak istediği bir rol değildi… İl kongresiyle birlikte ortaya çıkan senaryo ve kendisini oyunun içinde bulduğu bir filmdi... Başkan Karabağ’ın bu filmde oynaması için ikna eden kişi ise, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan başka kimse değil…
Ali Engin’in seçildiği kongrede birlikte hareket eden Kocaoğlu ve Karabağ kongre öncesi Kocaoğlu’nun telefonuyla yeniden birlikte hareket etme kararı almış olsa da yaşanan gelişmelerden sonra Kocaoğlu kongreye Alaattin Yüksel’le gitme kararı aldı… Ve bu kararını birlikte İl Başkanı çıkarmaya karar verdiği Bayraklı Belediye Başkanı Karabağ’a iletmedi…
Bunun tek gerekçesiyse, ikili arasında il başkanı olacak ismin belirlenmesinden sonra kamuoyundan gelen olumlu tepkiler ve sonrası yaşananlardı. Karabağ’ın adının çok öne çıkmasından rahatsız olan Kocaoğlu’nun seçimlere günler kala Alaattin Yüksel’i Karabağ’ın adayı olan Nevzat Kavalar’ın karşına çıkarmasıyla başlayan senaryo farklı yerlere geldi…
Ancak; bu filmde her zaman iyi adamı oynayan Kocaoğlu senaryoda olmamasına rağmen kötü adamı oynadı… Ve özellikle bize verdiği “bir oyum var O’nu da Nevzat’a vereceğim. Bu partide vefa yok mu” gibi devam eden sözlerinden sonra bu sözlerin arkasında durmaması Kocaoğlu’nun “dürüst Başkan” karizmasını da çizdirdi…
Kongredeki duruşuyla Başkan Karabağ, Yüksel ve Kocaoğlu cephesinin karşısında ki yapının lideri durumuna geldi… Dedim ya aslında Karabağ’ın istediği bir durum değildi. Bu CHP örgütlerinin getirdiği bir misyondu…
Ve gelinen noktada Karabağ’ın belediye başkanlığı yaptığı Bayraklı’da CHP her geçen gün ivme kazanırken, Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel’in başını çektiği İzmir örgütü kan kaybetmeye devam ediyor…
Bunun en güzel örneği Ramazan Bayramı’nda yaşandı. CHP Bayraklı Örgütü bayramlaşmayı 1500 kişiyle gerçekleştirirken, İl Başkanlığı yaklaşık 200 kişi ile bayramlaşma töreni gerçekleştirdi.
Bayraklı’da yakalanan başarı tesadüf değil, neden m? Burada yakalanan başarı parti içinde siyaseti kendisine meslek edinmiş insanların partiden el çektirilmesi ve belki de en önemlisi bugüne kadar partiye oy vermemiş insanların partide yönetici olarak görevlendirilmesi olarak sıralayabiliriz. Bu durum örgütte heyecanı tavan yaptırmış durumda…
İşin özeti Bayraklı’da yeni yüzler ve yeni insanlar la CHP her geçen gün biraz daha büyüyor…
CHP’ye katılmış yeni isimlerin yarattığı heyecan Bayraklı’da CHP’nin Başkan Karabağ’la birlikte yıkılmaz bir kale olduğunu ortaya koyuyor…
Ve ben Bayraklı’da örgütte yaşanan bu heyecanın kesinlikle İzmir siyasetine önemli bir katkı koyacağını düşünüyorum…
Üslubunu, tarzını, siyasi anlayışını beğenmeyenler olabilir, bu konuda eleştirenler olabilir, ancak; ortada bir siyasi başarı var. Siyaset sonuç alma işiyse, söylenecek söz yok…
Başkan Karabağ’ın bu konuda eleştirilecek çok yönünü bulabiliriz ama kim ne derse desin Başkan Karabağ Bayraklı’da bir marka… Ve Bayraklı’da elde edilen başarı önümüzdeki dönem Başkan Karabağ’ı nereye taşır bilemem ama Başkan Karabağ’ın yarattığı bu Bayraklı yıllarca konuşulacaktır…
Bunu ben söylemiyorum zaman zaman ilçelere yaptığım ziyaretlerde CHP’liler ifade ediyor… Hatta bunların içinde AK Parti ve diğer partilerden olan İzmirliler ifade ediyor…
Şimdi gelelim Başkan Karabağ’ın dün yaptığı açıklamaya…
Dün sokakta aldığım izlenim sanki Başkan Karabağ’ın Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Alaattin Yüksel’e bayrak açmış gibi bir algı yaratılmaya çalışıldı… Bunu ifade etmek siyasetten ne kadar basit düşünüldüğünü ortaya koyar… Oysa Başkan Karabağ hem İl Başkanı Yüksel’e hem de Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na olan sitemini ifade etmişti… Böyle bir günde kendisini yalnız bırakan iki isimin dostluğuna ihtiyaç duymadığını siyasi bir dille ifade etmiştir… İşin özeti bu…
Bunu alıp başka yere çekmeye gerek yok…
Karabağ’ın parti içindeki hiyerarşiye ne kadar dikkat ettiğini onu tanıyanlar iyi bilir…
Bu açıklamaları okuduğunuzda sanki Başkan Karabağ’ın kendisini çok beğenen ve egosu tavan yapan bir belediye başkanı açıklaması gibi yorumlamak siyasetten anlamamak anlamına gelir…
Başkan Karabağ’ın verdiği mesaj çok net; aslında Başkan Karabağ belediye başkanlarına “Korkmayın kimseye ihtiyacınız yok, sırtınızı halka dayayın” diyerek incede bir mesaj veriyor…