CHP'nin sorunu
CHP, milletvekili genel seçimlerde arka arkaya yaşadığı %25 sendromundan kurtulmak için giderek grileşen politikalarını terk etmelidir. Önceki yıllarda, oy oranını %43’lere çıkaran sol ideolojisine mutlaka geri dönmelidir. Bu ideolojiye uygun parti programını, halka anlatabilecek yetenekli, inançlı, özverili İl ve İlçe yönetimleri oluşturmalıdır.
Umutla girdiği her milletvekili seçimini kaybeden CHP’nin en önemli sorunu, hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan zorunlu bürokratik görevleri dışında siyasi işlevlerini yitirmiş İl ve ilçe yönetimleriyle sonu gelmeyen seçim başarısızlıklarından CHP kurtulması hayaldir
CHP’de yönetici olmanın bilincinden, sorumluluğundan yoksun, görevini umursamayan, partisinin programını ve ideolojini, sokağa anlatma konusundaki deneyimsiz, yeteneksiz ve her şeyden önemlisi beceriksiz İl ve ilçe yönetimleri, CHP’nin toplumla bütünleşebilmesinin önündeki en büyük engeldir.
İl ve İlçe yönetimlerinin göstermelik örgüt içi çalışmalarıyla, görevlerini layıkıyla yapıyormuş gibi bir algı yaratma gayreti içinde olması, CHP’nin sürekli seçim kaybetmesine neden olan büyük bir handikaptır.
Oysa partinin İl ve ilçe kongrelerinde iddialı sözlerle yönetim kurullarına aday olup seçilenler, gelecekteki politik ikballerine ulaşmanın gücünü elde etmenin çabalarını bir kenara iterek tüm enerjisini, örgütün içinde değil, CHP’ye oy verecek seçmenlerin nezdinde ortaya koyması gerekir.
Ne yazık ki, İl ve İlçe yönetimlerine seçilenlerin pek çoğunun hedefi milletvekilliği, belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliğidir. Bu yöneticilerin seçim yasasını fırsat bilerek görevlerinden istifa etmeleri, seçimlerde CHP’nin güç kaybetmesine neden olmaktadır.
İl ve İlçe yönetim kurullarına seçilenlerdeki bu eğilim siyaseten etik değildir. Seçim sahtı mahallinde partisini terk etmektir. Partisini yalnız bırakmakla eş anlamlıdır. Bu anlayış, partili olmanın masumiyetine gölge düşürmektedir.
Bu nedenle, CHP’nin önümüzdeki aylarda toplanması beklenen tüzük kurultayında, İl, İlçe yönetim kurullarına seçilenlerin; yerel ve genel seçimler öncesi yasa gereği görevlerinden istifa etseler bile; hiçbir koşulda ve kesinlikle aday olamayacağı hususu tüzükte net olarak belirtilmelidir.
Sözün özü:
Düşüncelerimizi, “Dost acı söyler” bağlamında üstüne alınan-alınmayan herkese saygımız sonsuzdur.