Cordelion'un belediye başkanı

“İpek siyah mantolu beyaz beyaz yakalı/Kalbim kalbim çarpıyor sana sana bakalı
Hem cakalısın biraz da fiyakalı/Ne yaman şeysin ne güzel şeysin Karşıyakalı...”
Mahmure Handan Hanım’ın bu destansı unutulmaz şarkısını dillerinden hiç düşürmeyen, Cordelion’lulara, “Biz İzmirli değiliz. Karşıyakalıyız.”dedirten. nedi? Karşıyaka’nın havası suyu m? Sahilindeki eski köşklerinin güzelliği m? İmbat meltemiyle süzülen palmiyeleri mi'
Yoksa; sarışın menekşe gözlü küçük kızın, kırmızı gül kurusu rujuyla, rimelli kirpikleri ve mini eteğiyle, Karşıyaka çarşısında kuğu gibi süzülürken delikanlılara çığlık attıran kendini beğenmiş edası m? “Biz İzmirli değiliz. Karşıyakalıyız.” dedirten.
“Azrail gelse, sevaplarından çok günahın var dese, tek günahımız seni sevmek ise, Karşıyakalıyız cehennemde bile” diyebilecek kadar Karşıyaka’ya sevdalı Karşıyakalılarla, Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın genleri, bir senfoninin büyülü müziği gibi birbiriyle uyuşmuştur.
Göreve geldiği ilk günlerde, Hüseyin Mutlu Akpınar’ın Karşıyakalılığını tartışanlar, Karşıyakalıların onu kısa zamanda bağrına basınca mahcup olmuşlardır. Bugün hiç kimse Hüseyin Mutlu Akpınar’dan daha fazla Karşıyakalı olduğu iddia edemez.
İzmir CHP İl Yönetiminde yaklaşık 10 yıl yönetici, İl sekreterliği, İl Başkan Yardımcılığı gibi önemli görevler yapan Hüseyin Mutlu Akpınar’ı ilk kez 1996’da İzmir CHP İl Gençlik Kolu Başkanı seçildiği yıllarda tanımıştım.
Aydın yüzlü, gelecek vadeden pırıl pırıl bir gençti. İzmir CHP İl Yönetimindeki başarılı çalışmalarının ardından, Mart 2014’de, Laik Cumhuriyetin, Atatürk İlke ve Devrimlerinin solmayan çiçeği Karşıyakalıların Belediye Başkanı oldu.
Karşıyaka Belediyesinin, halkının mutluluğuyla direk ilintili bir belediye olması için büyük mücadele veren, Hüseyin Mutlu Akpınar, söylemlerinde, “Ben hiçbir zaman tek adamlık yapmadım, katılımcılığı ön planda tuttum. Kapıyı açtım. Gelin beraber yönetelim, beraber üretelim; Karşıyaka’ya bir hizmet yapılacaksa; bunda herkesin katkısı olsun. Ben bilirim. Ben yaparım anlayışına kesinlikle karşıyım. Belediyecilik, başkalarını kötülemek değildir; kendi yeteneğimizi halka anlatabilmektir.” Diyerek, klasik belediyecilik anlayışını yerine katılımcı sosyal belediyeciliği ön plana çıkarmış, Karşıyakalıların sevgi, barış ve kardeşlik duygularıyla bir arada yaşaması için kültüre, sanata ve spora ayrı bir önem vermiştir.
Sözün özü:
Bu yazının notlarını tuttuğum hüzünlü bir sonbahar günü, Konak İskelesinden ağır aksak adımlarla bindiğim Karşıyaka vapurunda, elime tutuşturulan sıcak demli çayı yavaş yavaş yudumlarken, hoyratça savrulup giden zamana kırgındım; acelelisi varmış gibi alıp götürürken yılları.

Yorum Ekle