Damdan düşen milletvekili
Her politikacının gönlünün bir köşesinde ütopik bir hayalde olsa az çok milletvekili olmak tutkusu vardır. TBMM’de tuvaletli, duşlu, özel sekreterli bir çalışma ofisi ile ücretsiz telefon, her istediğinde VİP ayrıcalıklı uçak bileti, kendisine ve ailesine ömür boyu kırmızı pasaport, iki yıllık milletvekilliğinden sonra ömür boyu ballı emeklilik. Bu ayrıcalıklarıyla ekonomik ve sosyal yönden sınıf atlamaktır milletvekilliği.
Bu onurlu görevi, ön seçim sonucu bileğinin hakkıyla yaşayanlardan biri de İzmir eski Milletvekili Sayın Veli Aksoy’dur. 12 Eylül Darbesinden sonra 1985’de yapılan ilk yerel seçimlerde, Sayın Veli Aksoy, Menemen’den ben de Karşıyaka’dan Sosyal Demokrat Parti /(SODEP) İzmir İl Genel Meclis Üyeliğine seçildik. Yaklaşık iki yıl birlikte görev yaptık. Veli Aksoy, İzmir İl Genel Meclisi toplantılarında yaptığı yapıcı konuşmalarıyla, iktidar olsun muhalefet olsun bütün meclis üyelerinin taktirini kazanmıştı.
İzmir İl Genel Meclisi Üyesiyken, 1987’de 18, dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde milletvekili adaylığına soyundu. İzmir 2.bölge de SHP’li tüm üyelerin katıldığı ön seçimde aday listesinin 3. sırasına yerleşerek İzmir Milletvekili seçildi.
Siyasi yaşamda şu veya bu şekilde milletvekili olmayı başaran onlarca milletvekili tanıdım. Bu onurlu görevi gerçekten hak edelerin en başında, beyefendi kişiliği ve alçak gönüllüğüyle ile Sayın Veli Aksoy vardır.
Milletvekili mazbatasını aldığı gün çok heyecanlıydı. Karşıyaka iskelesinin karşısındaki bir pastanede baş başa bir saate yakın çay kahve içerek sohbet ettik. Milletvekili seçildiğine inanamıyordu. Mutluluktan sesi titriyordu. Güzel bir rüyanın gerçeğe dönüşmesinin duygu seli içinde kendisini, “Damdan düşen bir milletvekili” gibi hissediyordu.
Fakat hiç de öyle değildi sayın Veli Aksoy, Milletvekilliği düşlerini halkın kalbinde, sevgisinde arayıp buldu.
Sözün özü: Darısı, her birini, genel başkanların karpuz sergisinden karpuz seçer gibi seçtiği, “Seçmece vekillerin” başına.