Delican için kritik karar
AK Parti İzmir İl Başkanlığında ikinci Bülent Delican dönemi resmen başladı…
Yönetim kurulu üyeleri ile ilgili yaptığım değerlendirme AK Parti İzmir İl teşkilatı içinde çok büyük etki yarattığını gördüm…
Geçtiğimiz aylarda AK Parti yürütme kuruluyla ilgili yaptığım değerlendirmelerin yanlış olmadığını ve yazdıklarıma birçok AK Partilinin, “Altına imzamızı atarız” diyerek destek verdiğini gördüm…
Geçtiğimiz dönemde ifade ettiğim gibi İl Başkanı Bülent Delican büyük bir fırsatı kaçırdı…
Yine kongrede böyle bir şans kendisini geldiğinde bu şansı kullanmak istemedi. İstemedi diyorum çünkü bu şansının olduğunu anlamak için biraz siyasetten anlamak yetiyor…
Çünkü ne vekillerin neden parti üstünde bulunan diğer üyelerin önümüzde genel seçimlerin olmasından dolayı bu kudreti kendilerinde bulamadılar…
Onların koltuklarını korumaktan başka derdi olmadığını biliyoruz…
Ancak; İl Başkanı Delican’ın paylaşımdan yana bir tavır sergilediğini söylemek yanlış olmaz… “Çorbada herkesin tuzu olsun” diyerek düşünmüş olabileceğini düşünüyorum…
Ama şunu söylemek yanlış olmaz, güçlü olduğunda o gücünü sonuna kadar kullanacaksın. Bu siyasetin doğasında var…
O nedenle geçtiğimiz yazımda inisiyatif kullanmadığı için İl Başkanı Delican’ı eleştirmiştim.
Şimdi il yönetim yapılanmasının nasıl olacağı ve ne zaman açıklanacağı konusunda bir fikrim yok, Ancak; teşkilat içinde yürütmenin en önemli görevi teşkilat başkanlığı olsa gerek…
Geçtiğimiz dönem Teşkilat Başkanı olan Yunus Kalkan’ın bu işi yapamadığını ve başarısız olduğunu hep birlikte gördük.
Her yerde her ne kadar İl Başkanı Bülent Delican’ın altında çalışıyor gibi görünse de, her zaman İl Başkanı Delican’ın üzerindeki popülaritesini ortaya koydu…
Oysa teşkilat başkanın görevi İl Başkanı’nın yükünü hafifletmek değil midir'
Yunus Kalkan İl Başkanı Delican’ın planladığı stratejiden ziyade kendisinin inandığı bir strateji uygulayarak teşkilat içinde İl Başkanı Delican’ı etkisiz hale getirmek için ciddi çabalar göstermişti.
Ve bir nebze de olsa İl Başkanı Delican’ın teşkilat üzerinde etkisinin olmadığını hissettirmeyi başarmıştı. Ve o dönemler Delican kendisine muhalif olan isimler tarafından ciddi anlamada eleştirilmişti.
Oysa geçtiğimiz dönem Teşkilat Başkanı olan Atilla Kaya’nın kendi İl Başkanı’nı nasıl yücelttiğini ve yaptığı çalışmalarda öne çıkardığını hep birlikte gördük.
Ancak; Yunus Kalkan’ın kendi siyasetini yaptığını gördük. Bu tecrübeyi yaşayan İl Başkanı Bülent Delican’ın teşkilat başkanı yapacağı ismi çok iyi seçmesi gerekiyor… Başarının tek anahtarı kendisine yakın bir ismin teşkilat başkanı olmasında fayda var…
Geçtiğimiz dönemlerde Abdullah Tekbaş’ın Genel Merkeze rağmen aday olduğu dönemde Tekbaş’ı perde arkasında destekleyen ve bugün Genel Merkeze yakın olarak görüntü veren Kalkan’ın önümüzdeki dönem yönetim içindeki durumu tartışılır…
Diğer taraftan, Yunus Kalkan’un yeniden teşkilat Başkanı olması İl Başkanı Bülent Delican’ın Ordulu olması ve Yunus Kalkan’ın Trabzonlu olması nedeni ile Teşkilat içinde “Karadeniz lobisi” eleştirisini de yeniden gündeme getirecektir.
Kendisine yeni bir sayfa açacak olan İl Başkanı Bülent Delican’ın bu dengeleri göz önünde bulundurarak yürütmeyi oluşturmasından fayda var…
NOT; Diğer taraftan geçtiğimiz hafta yazdığım köşe yazımda bir yanlışı düzeltmem gerekiyor… İl yönetim kuruluna giren İbrahim Ölmez ile ilgili şirketinin taşıma işi yaptığı yolundaki ifadelerimin doğru olmadığını buradan açık yüreklilikle ifade etmek istiyorum…
Bu düzeltmenin gazetecilik etiği açısından doğru olacağını düşünüyorum…
Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın İzmir mitingine geldiği gün tartışmalara neden olan ve CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin’in basın toplantısı yaparak İzmirliler ile paylaştığı DSİ’ye kesilen faturaların, DSİ’nin taşıma işini yapan firma Ölmez’e ait olan firma değil “ ZENGİNOĞLU Gida Mar,Teks,Kone Mak,San.Tic.Ltd.Şti” ait faturalar olduğunu, ve yaptığım araştırmada bu şirketin İbrahim Ölmez’e ait olmadığını gördüm. Bu yanlışı düzeltiyorum.