Erken seçim çanları çalarken

15 Temmuz darbe girişiminden sonra yapılan tüm anketlerde, “Yarın milletvekili genel seçimi olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz'” sorusuna verilen cevaplarda CHP’nin oy oranının %23’lerde sürünmesi sosyal demokratlar için acı bir gerçektir.

Bu anket sonuçları nedeniyle bir kaçı dışında varlığı ile yokluğu anlaşılamayan CHP’nin MYK üyelerine söylenecek tek söz vardır, “Bravo beyler!” Bu anket sonuçlarından sonra sizler koltuklarınızda rahatça oturabilirsiniz.

Siz, yine CHP kurultaylarını, adam öğütme makinesi gibi çalıştırmaya devam edin. Türkiye’nin deneyimli ve bilim adamı niteliğindeki saygın siyasetçilerini koltuk savaşları nedeniyle dışlamaya devam ediniz; TV ekranlarında, basının karşısında gündemdeki önemli konuları CHP adına iki laf edebilme beceriniz varsın olmasın. Hiç önemli değil.

Koltuklarınızı korumak için önemli konularda suskun kalmaya devam ediniz. Partideki bazı kişilerle iyi geçinmeye bakınız. Onlarla yakın dostluklar kurunuz. Onlara, sadık adamı olduğunuzu hissettirirseniz koltuğunuz altınızdan öyle kolay kolay kayıp gitmez. Korkmayın.

Yok, halkın davasıymış, toplumsal mücadeleymiş, cumhuriyet Sevdalısıymışsınız, değilmişsiniz, Atatürkçüymüşsünüz, değilmişsiniz, laik ideolojiye inanmışsınız, inanmamışsınız; hiç birinin önemi yok; evet o koltuğunuz altınızdan öyle kolay kolay kayıp gitmez. Rahat ve mutlu olunuz.

CHP’de birilerinin hak ederek, yarışarak bir yerlere gelip siyaset yapması söz konusu değildir. Genellikle, birileri birilerini istiyor, onlarda önemli koltuklarında siyaset yapma şansına kavuşuyor. Bu tiksindirici model, parti içi demokrasinin sinsice çarpıtıldığı bir modeldir.

Bu model kelimenin tam anlamıyla bir paraşütle bir yerlere konma modelidir. Devlet katında memurlar arasında bazı önemli makamlara atama yapılır gibi; tabandan yukarıya doğru değil tepeden inme bir örgütlenme modeli.

CHP Genel Merkezinde birkaç yönetici bir masanın başında ellerine kâğıt kalem, CHP’nin yönetim kadrolarını, milletvekillerini, belediye başkanlarını, belediye ve il genel meclis üyelerini belirliyorlar. Kimse bunu sorgulayamıyor; “Bu nasıl bir demokrasi anlayış? Diye

Bu kumpasın içinde olanlar, bu eylemlerini tezgâhlayanlar, yaşamı boyunca CHP ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, CHP’nin kurumsal kimliği ve ideolojisiyle kan bağı bulunmayan kişileri partinin önemli koltuklarına yerleştirirken, klişe bir deyimle, “Biz kitle partisiyiz.” diyorlar.

Beyler, bırakın ruhu olmayan bu söylemleri. Kitle partisi olmak için yüreklice, “Biz Atatürk ilkelerinin, laik cumhuriyetin gerçek bekçileriyiz. Sosyal demokrasinin ve halkın gerçek temsilcisiyiz.” demekle olunur.

Diğer önemli bir konuda belki de en önemlisi; Ali Özgündüz, Gökhan Güneydın, Süheyl Batum, Hakkı Süha Okay, Emine Ülker Tarhan, Necla Arat, Umut oran, Turgut Dibek, Hurşit güneş, Atilla Kart, Şahin Mengü gibi ülkemizin yetiştirdiği saygın bilim adamı ve siyaset insanını, koltukları uğruna kurultaylarda ve milletvekili seçimlerinde liste dışı bırakarak tasfiye edenler; CHP’nin iktidar olmasının önünde en büyük engeldir.

Sözün özü:

Erken seçim çanlarının çaldığı şu günlerde, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, hiç zaman kaybetmeden, partinin en üst yönetimi MYK’ da köklü değişiklik yapmalı; laik Cumhuriyetimizi, Atatürk ilkelerini ve sosyal demokrasiyi yüreklice sahiplenecek kişilere görev vermelidir.