Seçim döneminde adı yolsuzluklarla anılan Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, her geçen gün yeni bir skandala imza atıyor. Ekonomik kriz öyle bir boyutta ki, nefes almak bile lüks oldu artık.
İşte tam bu noktada Cumhurbaşkanlığı bir genelge yayınladı.
Ne mi diyor bu genelge?
Kamu harcamalarında tasarruf yapılması, israfın önlenmesi, kamu kaynaklarının verimli kullanılması gerektiğini söylüyor.
Peki, sevgili okurlarım, bu tasarruf genelgesinin Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay’la ne alakası var diye soruyorsunuzdur.
Öyle bir alakası var ki, öğrendiğinizde küçük dilinizi yutacaksınız!
Belediye maaş ödeyemez hale gelmişken, Başkan Kınay ne yapıyor dersiniz?
Stratejik planına bakıyoruz, belediyenin en büyük kalemlerinde artış var. Hem de öyle böyle bir artış değil. Temsil, ağırlama giderleri mi dersiniz, tiyatro ve konserler için ayrılan bütçe mi?
Hepsi yüzde 300, 400 artıyor!
Şimdi soruyorum size: Bu kadar ekonomik dar boğazda, belediyeler personel maaşlarını zar zor öderken, bu "temsil ve ağırlama" merakı nereden geliyor?
Kültür-sanat etkinliklerine bu devasa bütçeler neden?
Karabağlar halkı açlık sınırında, Başkan Kınay festivallerde!
Daha da ilginç olanı, bu harcamaların neden hep Başkan’ın özel kalemi ve kültür etkinlikleriyle ilgili olması… Sahi, Başkan’ın çevresindeki bazı isimler de dikkat çekiyor. Hani şu bağış yolsuzluğu ile anılan isimler… Yoksa bu kadar devasa kültür-sanat etkinliği harcaması bir organizasyon mu?
Birilerine mi kazandırılıyor?
Sorular çok, cevaplar ise sessiz... Ama ne demişler, sessizlik bazen en büyük itiraftır. Helil Kınay, bu kadar büyük artışlarla nereye varmayı planlıyor acaba?
Tasarruf tedbirlerini hiçe sayan bir başkan mı Karabağlar’ın geleceğini inşa edecek?
Halkın tasarrufla mücadele ettiği bir dönemde, temsil ve ağırlama giderleriyle sahneleri süsleyen bir başkan mı?
Karabağlar halkı bu soruların cevabını merak ediyor. Ama biz cevap alana kadar, sanırım Başkan Kınay’ın yeni organizasyonlarını izlemeye devam edeceğiz.
Ne de olsa tasarruf, sadece halkın sırtında bir yük, başkanın değil!
Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay yeni bir şaşırtıcı hamle yapmasın. Bu sefer de elimize 468 sayfalık bir “eser” tutuşturuluyor. Ama öyle alelade bir eser değil bu! “Karabağlar Belediyesi 2025-2029 Stratejik Planı, 2025 Yılı Performans Programı ve 2025 Mali Yılı Bütçesi”... Başlık bile insanı yoruyor, bırakın içeriği!
Yanlış duymadınız: Tam 468 sayfa! Hem de oylamaya 1 gün kala meclis üyelerine sunuluyor.
Evet, 1 gün kala!
Hadi bakalım, bir gün içinde bu 468 sayfayı incele, sorularını hazırla, tartış, eleştir ve oyla.
Nasıl mı?
Tabii ki mümkün değil!
Ama görünen o ki Başkan Kınay, tam bir “yangından mal kaçırma” operasyonu yaparak bu planı apar topar oylatmak derdinde.
Peki, neden bu kadar acele?
468 sayfayı bir günde okumak mı yoksa sadece başlıkları mı ezberlemek gerekiyor?
Anlaşılan Helil Kınay ve ekibi yangını hissetmiş, meclis üyelerinden yangından kaçırılacak ne varsa kaçırmak istiyor. Ama biz de buradayız, yangını seyretmekle kalmıyor, soruyorum:
Neden bu kadar acele?
AK Parti Grup Sözcüsü Fırat Eroğlu’nun dediği gibi, “Bir buçuk günde ne değişecek?” Ceren Hanım’dan bir hafta önce kitapçıklar istendiği halde ancak bugün veriliyor.
Neden?
Bu işte bir tuhaflık yok mu?
Bir acelecilik, bir kaçış kokusu yok mu?
Daha da ilginci, muhalefetten gelen itirazların yanı sıra, CHP’li meclis üyeleri de bu duruma pek sıcak bakmıyor. Demek ki mesele sadece muhalefet değil, işin ucu herkese dokunuyor. Ama Başkan Kınay her zamanki gibi kendi bildiğini okuyor.
Bütün bunlar gösteriyor ki bu 468 sayfalık dev eseri bir günde tartışıp oylamak imkansız. Ama işte Helil Kınay’ın stratejisi bu: Yangından mal kaçırır gibi, meclis üyelerinin ve halkın gözünden bir şeyleri kaçırmak.
Sormak lazım: Helil Kınay, bu acele niye?
468 sayfayı okumadan, tartışmadan, oylamadan geçirmeye çalışmanın ardında ne var?
Birileri bir şeyleri görmesin diye mi bu acele?
Karabağlar halkı ve meclis üyeleri, bu acele hamlenin ardındaki gerçekleri sorgulamalı. Çünkü yangından kaçırılan malın hesabını sormak, sadece bir meclis üyesinin değil, her vatandaşın görevi.