İzmir kabus gibi bir yaz geçiriyor!

Günlerdir ne yazayım diye düşünüp duruyorum… Aslında ‘neyi yazayım diye düşünüp duruyorum’ demek daha doğru… Çünkü yazacak o kadar çok şey var ki… İzmir Büyükşehir’e yapılan operasyonların ardından son olarak Cengiz Holding’in Cemil Tugay hakkındaki suç duyurusu, çöp sorunu, kuraklık sorunu, orman yangınları… İzmir tam anlamıyla kabus gibi bir yaz geçirmekte…

Tam da bu sıralarda Bodrum’dan şahane bir haber geldi. “Yüzer Deniz Suyu Arıtma Platformu” projesi tanıtıldı. Ne mi yapıyor? Deniz suyunu arıtıp kullanma suyu haline getiriyor. Üstelik tamamen güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışıyor.

Bu minicik platformda; Tuzlu deniz suyundan günde 20 ton su üretimi yapılıyor. Bu sayede karbon emisyonunda yıllık 500 ton azalma ve yılda 7 bin ton su tasarrufu gerçekleşecek. Bodrum Belediyesi’nin bu projesi hem çevreci, hem akıllı, hem de geleceği düşünen bir iş. Rakamlar küçük gelebilir. Ama orası bir ilçe belediyesi bütçesi belli eti-budu belli. Önemli olan niyet. Yani Bodrum bir yarımada… İzmir’de de iki büyük yarımada var. Çeşme ve Foça yarımadası... Bizim de temiz deniz suyumuz var. Biz neden böyle bir şey yapamıyoruz ki? Bodrum gibi bir ilçe belediyesinin deniz suyundan faydalanma vizyonu neden bizde yok.

İzmir’e dönüyorum… DSİ ile İZSU kavgası dışında pek bir şey göremiyorum. İki taraf da birbirini suçluyor. Sonucu bize nasıl mı yansıyor? Her akşam gerçekleşecek en az 6 saatlik su kesintileri… 

Kesintiler de başladı…Zaten şu an İzmir’de su kesintileri dışında konuşulan bir konu yok. Bütün İzmir sular kesilmeden önce evinde depolayabildiği kadar su depoladı. Damacanalar, 5 litrelik bidonlar, kovalar… Şimdi kapıyı çalıp herhangi bir eve girin, her yerde kesinti korkusundan bir önlem görürsünüz. Ama damacana ama kova ama 5 litrelik su bidonları... Balkonlar koridorlar banyolar su stoklarıyla dolu. Söylediğim gibi İzmirlinin gündemi susuzluk korkusu…

Yıllardır İzmir’de turizmin merkezi haline gelen Çeşme’de durumlar çok kötü. Rezervasyonlar iptal ediliyor, ünlüler susuz kaldık diye Çeşme’yi terk ediyor! İşletmeler sular kesilince tuvaletleri kapatıyor! Çeşme’nin belediye başkanı da sadece AKP’yi ve DSİ’yi suçluyor… Ama İZSU yarımadaya yetemiyor…

Körfez’in rengi Konak tarafında kırmızı Karşıyaka tarafında yeşil… Suyun üzerinde bulaşık köpüğü gibi köpükler var… Mikroplastiği geçtim her yer katı atık.. Pasaport vapur iskelesinde denize bakmak gelmiyor insanın içinden. Biz bu İzmir’e mecbur muyuz? Oy vermedik mi? Verdik!.. Hizmet yerine sürekli ulaşım zammı, su zammı ve otopark ücretleri zamlarıyla karşılaşmıyor muyuz? Araçlarımızın alt takımları sürekli tamir istiyor. 

Başkan’a bir tavsiyem var 221 numaralı otobüse bir binsin… Yolların bozukluğundan insanın içi dışına nasıl çıkıyor bir görsün… İZBETON yol yapsın kardeşim yol!

Büyükşehir’in son bombası ise; Tire’ye yasadışı bir şekilde vahşi depolama yapması ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden bir milyon liranın üzerinde ceza yemesi. Büyükşehir Tire’ye şehir merkezinin bütün çöpünü taşımış. Tarım olanakları ve doğasıyla bilinen Tire’ye yapıyor bunu bir de… Yazacak güzel bir şey bulmaya çalışıyorum, ama bizim başkanın elinde yeşil Bisim bisikletlerini görüyorum. Cemil Başkan özetle ‘Bisim’i Tunç Başkan bitirdi vatandaş istedi geri getirdim’ diyor. Güzel mi güzel… Ama yukarıda saydığımız sorunlar niye görmezden geliniyor anlamıyorum!

Kısacası bu yaz İzmir’in neredesinden tutarsan elinde kalıyor…