1960’lı yıllarda Karşıyaka’dan İzmir’e toplu ulaşım; körfez vapurları, Basmane- Çiğli arası sefer yapan banliyö trenleri ile Karşıyaka-Basmane arasında çalışan steyşın model taksi dolmuşlarla yapılıyordu. O zamanlar “Altınyol” henüz yoktu. Dolmuşlar, Karşıyaka İskelesinin yan tarafındaki alandan (Şimdiki otobüs duraklarının bulunduğu yer) kalkar Alaybey Tersanesinin önünden demir yolunu geçip Anadolu Caddesine çıkarak Turyağ Fabrikasının içindeki yoldan Bayraklı ve Salhane’den Basmane’ye ulaşırdı.
Karşıyaka İskelesinin sağ tarafında ünlü içkili lokanta “Tilla” vardı. Pahalı olduğundan buraya herkes gidemezdi. Balıkçıların İzmir Körfezinden oltayla tuttuğu en güzel çipuralar, lidakiler ve levrekler buranın hatırlı müdavimlerine servis edilirdi.
Alaybey sahilinde de şimdiki otobüs duraklarının bulunduğu yerde daha çok genç kız ve delikanlıların tercih ettiği "Portofino" ile “Akvaryum” çay bahçeleri vardı. Akşamüstleri ve hafta sonları burada boş yer bulmak zordu. Daha sonra buraları yıkıldı yerlerine şimdiki otobüs durakları yapıldı. İskelenin Bostanlı yönündeki sahilindeki "Karşıyakalı Çay Bahçesi” uzun yıllar Karşıyakalıların buluşup sohbet ettiği ve keyifle çay içtiği bir yerdi.
Eshot Sokağından çıkıp İskeleye doğru yürüyünce köşedeki İş Bankasından önce hiç unutmam ünlü “Damla” mandırasıyla bir de adını hatırlayamadığım bir fırını vardı. İş Bankasının karşısındaki köşede ise çatısında, bütün gece neon ışıklı kanatlarını açıp kapayan leyleği ile Yapı Kredi Bankası, Sami Bey pastanesi. Bitişiğinde “Baba Lokantası” onun karşısında da daha çok doğma büyüme Karşıyakalıların buluştuğu ünlü “Celal’in Meyhanesi” vardı.
Karşıyaka çarsısında hatırladığım kadarıyla Nur Galerinin içindeki "Çığır Kırtasiye", Ömerağa Mandırası'nın bitişiğindeki "İhsan Amca"nın kitap ve kırtasiye dükkânı ile postahanenin bitişindeki “Kınlı kırtasiye”, ilkokul, ortaokul, lise talebelerin uğrak ye-riydi.
1960 yıllarda resmi makamlara verilen dilekçelere damga pulu yapıştırmak zorunluydu. Karşıyaka Çarşısında damga pulunun satıldı tek yer ünlü “Karakulaktı.” Burası damga pulunun yanı sıra her türlü baharatın satıldığı tek yerdi.
Tiyatro Sokağının köşesinde, şimdiki Ses Pasajının olduğu yerde, “Ses Sineması” ile sahildeki “Melek Sineması” genellikle yabancı filmler oynatırdı. İskelenin karşısındaki Öğretmenevi'nin altındaki ünlü “Atlas Sineması” ise daha çok yerli filmler oynardı.
Şimdiki Avlar pasajının bulunduğu yerde “Asma altı” denilen minik çarşıda yaz günleri sarmaşıklı gölgesinde keyifle çay içilen bir ocağı, karşılıklı iki manav, berber Kemal’in dükkânı ile arkadaki zafer sinemasına çıkılan daracık geçit de küçük bir mescit, Aynacı Tahsin’in dükkânı ve bir de umumi tuvalet vardı.
O yıllarda Karşıyaka çarşısındaki, Foto Yıldız'ı, Foto Mucit’i, Stüdyo Mehmet’i Kamelya Tuhafiye’yi, Küçük İkbal’i, Kaluç’ların şarküterisi, Hanımların çarşıya çıktıkları zaman uğramadan edemedikleri, “Sarı Araba” adlı ünlü çerci dükkânını, Majestik Bilardo Salonunu, Çocuk Doktoru Ziya Ertemer’i, Dr. Hüseyin Hüsmen’in muayenelerini unutmak mümkün mü'
(Devam edecek)
Sayfa başına git
POLİTİKA