İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılış töreninde yaşananlar günlerdir İzmir kamuoyunu meşgul ediyor.
Yaşananlara baktığımız da şaka gibi geliyor.
İzmir'in ruhuna yakışır bir olay değil... Bu duruma neden olanlar bunun hesabını İzmir halkına mutlaka vermesi gerekiyor.
İzmir'in dünyaya açılan kapısı ve bütün dünyanın gözünün İzmir'de olduğu bir organizasyonda ajanslara düşen ilk haber "İzmir'de protokol krizi, CHP'li vekiller salonu terk etti"
İzmir Fuar'ının açılışında neredeyse geleneksel bir hal alan "Skandallara" bir çözüm bulunamamasını da çok anlamış değilim... Oysa İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu geçtiğimiz yıllarda Fuar açılışında yaşanan tercüman krizi nedeniyle o dönem genel müdür olan Mehmet Şakir Örs'ün hemen istifasını almıştı.
Şimdi iki yıldır CHP ile İZFAŞ arasında yaşanan krizin faturası neden İZFAŞ yönetim kuruluna çıkarılmadı. Özellikle CHP yöneticileri ve milletvekillerinin yaşadığı sorunu görmemezlikten gelmenin nasıl bir mantıklı açılaması olabilir.
Büyükşehir bürokratlarının özellikle CHP'lilere karşı olan tavrı yıllardır tartışılıyor.
Bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Aziz Kocaoğlu'nun tavrının da belirgin olduğunu düşünüyorum.
Zaten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yaptığı açıklama İZFAŞ'ta CHP'lilere yönelik yapılan operasyonun hangi cesaretle yapıldığını ortaya koyuyor. Başkan Kocaoğlu’nun açıklamalarına baktığınızda ben de bürokrat olsam aldığım cesaretle aynı şeyi yapmaya devam ederim.
Ne diyor Başkan: "Ben milletvekili arkadaşlarımıza saygı duyuyorum; böyle bir talepleri olabilir. Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine ön sıraya yer ayrılıp CHP'liler için arka sıra gösterilseydi, o zaman bunu yapmaları doğaldı. Öyle ya da böyle… Hepsi bizim arkadaşımız, kardeşimiz."
Yani mensubu olduğu partinin milletvekilleriyle AK Partili milletvekillerini aynı torbaya koyuyor. Türkiye'de siyasetin geldiği noktaya bakarsak, AK Partili siyasetçilerin her fırsatta kendilerine siyasi avantaj sağlamaya çalıştığı bir dönemde CHP'li belediye başkanının "partizanca" davranmaması İzmir gibi bir yerde şaşkınlık yaratacak bir durum...
Başkan Kocaoğlu birkaç gündür CHP'liler tarafından bombardımana tutulmuş durumda.
Bu açıklamada da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu CHP'li bir belediye başkanı olduğunu unutmuş gibi görünüyor...
Sanırım, Aziz Başkan bağımsız belediye başkanı olduğunu düşüyor...
Bu açıklamalarıyla Kocaoğlu "partizanlık yapmıyor" eleştirilerini haklı çıkarmış oluyor.
Başkan Kocaoğlu’nun Fuar açılışında CHP'li vekillerin neye itiraz ettiğini anlamadığını düşünüyorum. Buradaki itiraz oturma planında ön tarafta oturma meselesi değil... O işin bahanesi...
CHP'li vekillerin itirazı, AK Parti'ye yakın olan iş adamlarının protokolde ön tarafta oturmalarıydı. CHP'li vekil Özcan Purçu "Ön tarafta iş adamı otururken arkada milletvekili oturtulmaz, iş adamları en önde, milletvekilleri arkada bir protokol listesi yapılamaz" diyerek sitemini dile getirmişti.
Yani Kocaoğlu'nun ifade ettiği gibi "canım AK Partili vekillerde arkaya oturdu, eğer onlar ön sıraya otursaydı o zaman CHP'li vekiller haklıydı" mesele siyasilere karşı yapılmış eylem değildi. Bunu doğru anlamak lazım... Eğer Sayın Kocaoğlu meseleye bu pencereden bakarsa daha doğru bir değerlendirme yapacaktır.
Aslında Başkan Kocaoğlu bu açıklamasıyla İZFAŞ'ta yapılan bu yanlış uygulamanın sorumluluğunu da üstüne almış oldu...
Yanı İZFAŞ yetkilisi olan şahsa gelebilecek eleştirileri de göğüslemiş oldu.
İZFAŞ’ta görev yapan bu kişiler protokol listesi belli olduğunda CHP'li vekilleri arayıp önceden bu konuyla ilgili bilgilendirme yapmış olsaydı bu kriz olur muydu'
Bence olmazdı...
Ancak geriye dönüp baktığımızda bu İZFAŞ'ın ilk vukuatı değil… Geçen yılda CHP'li yöneticilerle bir kriz yaşanmıştı. Ancak, bu durumdan İZFAŞ yöneticileri ders çıkarmamışlar. Ayrıca siyasetçileri çok ciddiye almamış olacaklar ki, aynı sorun yine yaşandı...
Şimdi bu sorunun merkezinde olan kişi İZFAŞ yönetim kurulu üyesi Gül Şener...
Kiminle konuşursak konuşalım bütün işin ihalesi Gül Şener'e çıkıyor.
Peki, kimdir bu Gül Şener'
Daha önce değişik şirketlerde görev alan Şener’in İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde ciddi bir dokunulmazlığı ve ayrıcalığının olduğu ifade ediliyor. Hatta Gül Şener, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin birçok şirketinde yönetim kurulu üyelikleriyle taçlandırılmış durumda...
Yani Büyükşehir Belediyesi’nin "süper yetkili " çalışanı olduğunu ifade ediyorlar.
Hatta çok yetenekli olduğu söyleniyor!
Öyle yetenekli bir yönetici ki, ESHOT Genel Müdürlüğü yapan Şener'in oradan İZFAŞ'ın başına geçerek tek yetkili oluyor. Bu görevlendirme şuna benziyor "Oto tamircisi olan birini, yazılım şirketinin başına getirmek" gibi bir şey...
Turizm başka bir şey...
Bunun alanı ve hitap ettiği kitle başka bir şey... Bunun için farklı bir meziyetinizin, altyapınızın olması gerekiyor. Ben hayatımın hiçbir döneminde turizmle uğraşan bir kişinin başka bir işle uğraştığını görmedim... Yahu ESHOT’ta başka şeyle uğraşırsın İZFAŞ'ta başka bir şeyle... İkisi arasında çok keskin fark var…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu bunu benden daha iyi biliyordur...
İZFAŞ'ta görev yapan Gül Şener'in, Başkan Kocaoğlu'nu büyük bir sıkıntıya soktuğunu düşünüyorum. Daha önce de buna benzer sıkıntılar yaşatan bu isimle Başkan’ın hala çalışma ısrarını da çok anlamsız bulduğumu ifade etmek isterim...
İZFAŞ'ta işlerin iyi gitmediğini söylemem gerek. Bu tartışmaların altından daha çok sular akacaktır. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Fuar'a sponsor alması İzmir geleneğine aykırı bir durum. Bu yapılan işin ilerde Büyükşehir Belediyesi’ne ve Sayın Kocaoğlu'na büyük zarar vereceğini düşünüyorum.
İZFAŞ yetkililerinin fuardan önce personeline ayaküstü Rusça eğitim verdiklerini öğrendim. Peki, kardeşim adama sormazlar mı, 2016 yılında ikna edilerek Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'ndan Büyükeşhir Belediyesi’ne Dr.Mustafa Bayık neden getirildi'
Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi Müdürlüğü’nü yapan Mustafa Bayık 2007 yılından bu yana Belarus Cumhuriyeti’nin Adana Fahri Konsolosluğu görevini yürütmekte ve çok iyi derecede Rusça bilmektedir.
Fuar açılışında kendisinden faydalanmak gerekmez miydi'
Mustafa Bayık’ın hem de bu dönemde izne çıkarıldığı ifade ediliyor. Eğer bu doğru ise vay anam vay...