Kongrelerden çıkan fotoğraf!
Evet, uzun ve yorucu bir maratondan sonra CHP’de kongreler sona erdi. Bundan sonra yeni rota İl Başkanlığı olacak.
İl Başkanlığı ile ilgili süreci birkaç gün sonra fotoğrafın netleşmesinden sonra ayrıntılı bir şekilde analiz etmeye çalışacağım. Çok uzun bir yazı olacağını düşünüyorum. Bugün kaleme aldığım köşe yazımda Bayraklı, Karşıyaka, Buca, Gaziemir, Narlıdere ve Bornova İlçe kongrelerinde edindiğim izlenimleri sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Şimdi gelelim CHP ilçe kongrelerinde yaşananlara…
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Belediye başkanları örgüte müdahale etmesin” açıklamasından sonra CHP örgütleri içinde iki farklı görüş ortaya çıktı. Bir tarafta “belediye başkanları örgüte karışmasın” diğer tarafta “belediye başkanları siyasi değil mi neden karışmayacak” gölgesinde ilçe seçimleri yapıldı.
Seçimlerde metropol ilçelerde “Konak” hariç neredeyse bütün ilçeleri belediye başkanlarının desteklediği adaylar kazandı.
Bu da şu anlama geliyor önümüzdeki süreçte belediye başkanları il başkanlığı koltuğuna oturacak ismi belirleyecek gibi görünüyor.
Şimdi bu uzun ve yorucu maratonda neler yaşandı hep birlikte bakalım. Yazımın bu bölümüne geçmeden önce şunu ifade etmem gerekiyor. Belediye başkanlarının taraf olduğu söylenen ilçelerde belediye başkanına muhalif olan isimlerin birçoğunun ya 2019 hesapları vardı ya da belediye başkanları ile sorunlu olan isimlerden oluşuyordu.
Bu nedenle delege sandığa gittiğinde örgütün sorunlar yaşamaması için duyarlı davranarak oyunu kullandı.
Şimdi gelelim bu ilçelerin başında gelen Narlıdere ilçesine…
Narlıdere’de yapılan ilçe kongresinde muhalif listede bulunan delegelerin en çok üzerine gittiği ve yıpratmaya çalıştığı isimlerin başına Belediye Başkanı Abdül Batur vardı. Narlıdere’de 4. dönemini yaşayan Batur’a karşı yapılanları ibretle izledim. Yazılanlar söylenenler hiç bir partinin kongreye giderken siyaset ciddiyetine yakışmayan sözlerdi.
Özellikle siyasetin insan odaklı yapıldığını düşünürsek, bence sorun delegede değil, sorun kendisini anlatamayan siyasetçilerde… Siyasette her şeyi söyleyebilirsiniz ama önemli olan ikna etmek. Eğer söylediklerinize salona giden insanlar inanmıyorsa sizde ya da söylediklerinizde bir sorun var demektir.
Bu noktada Narlıdere’de siyaset yapanların kendisini gözden geçirmesi lgerek diye düşünüyorum. Düşünebiliyor musunuz bir ilçe başkanı hakkında bazı iddialar ortaya atılıyor ve o ilçe başkanı çıkıp aday olmuyor.
“Şu davranıştaki asalete bakar mısınız.”
Evet; Narlıdere’de yapılan “sahte liste komplosu” ile gündeme gelen İlçe eski Başkanı Cafer Esen’den bahsediyorum.
Bu davranışından dolayı “ALKIŞKIYORUZ”
Koltuğa sıkı sıkı sarılan siyasetçileri gördükçe sayın Cafer başkanın bu davranışının herkese örnek olmasını dilerim.
Şimdi böyle bir isimle çalışan bir belediye başkanının örgüt içinde yanlış bir davranış içinde olması beklenebilir mi'
Bence Narlıdere’de sorgulanması gereken Belediye Başkanı Abdul Batur’un neden siyasete müdahale ettiği değil, Batur’a muhalif olan listenin içinde olan ve son seçimde “CHP’ye oy vermeyerek DSP ve Bağımsız adaylara çalışan” isimleri konuşmak gerekiyor.
Şimdi bu isimleri tartışmayacaksınız ama yıllardan beri örgütle uyumlu bir şekilde çalışmış bir belediye başkanı için kalkıp ağza alınmayacak sözler söyleyeceksiniz… Bence bundan sonra Narlıdere’de muhalefet eden ve muhalefet ile birlikte olan kişilerin kendilerini gözden geçirmesi lazım. Yıllar sonra belediye başkanına karşı liste çıkaranları örgüt istemedi.
Örgütün kararına saygı duymak gerekiyor.
KARŞIYAKA’YA YAKIŞMADI
Karşıyaka Belediye eski Başkanı Cihan Türsen Karşıyaka kongresini iki cümleyle özetlemişti. Türsen kendisine ait facebook hesabından kongreyi şöyle eleştirmişti.
CHP Karşıyaka’da DEMOKRATİK KONGRE !!!
“Belediye’de çalışıyorum, işten atılırım”, “Esnafım ceza yazarlar ”
“Pazarcıyım, tezgâhım gider”, “Çocuklarım işsiz, imzaladım”,
“Dükkânıma dayandılar”, “Evimde/dükkânımda ruhsat sorunu var, yakarlar”
“15 gün önce imza attırdılar ne yapabilirim ki '”
Eski başkan bu sözlerle yasananlara isyan ediyordu...
Evet, demokrasinin başkenti İzmir’de CHP’nin kalesi olarak lanse edilen aldığı oylarla Türkiye’de CHP’nin yüz akı olan Karşıyaka’ya maalesef yakışmayan bir kongre oldu. İlçe başkanlığı seçimine tek listeyle gidilen kongrede bu kadar haksızlığın olduğu ve bu kadar isyanın yükseldiği bir kongre olması tam anlamıyla bende hayal kırıklığı yarattı.
Burada olan, ilçe başkanı koltuğuna oturan Uğur Yıldırım’a oldu. İl delegeliği için yapılan siyasi oyunlara ilçe başkanı kurban edilmiştir. Salonda kongreyi izlemeye giden biri olarak orada isyan eden partililerin içlerinin nasıl acıdığını yakından gören biri olarak kimse kusura bakmasın biraz ağır olacak ama başka bir cümle ile ifade edemeyeceğim “Demokrasi Karşıyaka’da katledildi”
Demokrasinin kalesi çökmüştür”
Oysa Karşıyaka örgütü bugüne kadar hiçbir kişinin ya da kurumun kesinlikle etkisi altında kalmamış ve örgüt her zaman kendi özgür iradesiyle hareket etmiştir. Karşıyaka’nın geçmiş tarihine bakarsanız ilçe başkanları her zaman belediye başkanlarına muhalif olan isimlerden oluşmuştur. Yani belediye başkanlarının etkisi ve yetkisi örgütü ilgilendirmezdi. Her zaman örgüt ne derse o olurdu.
Ama bu örgüt yapısı artık mazide kaldı. Ve Karşıyaka’da örgüt yeni bir yapı içine girdi. Örgütte artık ne kadar emeğin olduğu değil, kimin adamı olduğun önemli. Bu örgüt yapısı kimseye bir şey kazandırmaz.
Örgüt içinde tek adamcılığı getirir.
Ve Karşıyaka’yı demokrasi özlemi olan bir ilçe haline getirir… Bu kongreyi Karşıyakalılara yaşatanlara bir tek şey sormak istiyorum. “Türkiye’nin en genç bakanı olmuş ve iki dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış Yüksel Çakmur neden listede yok”
Bir yıl önce partiye üye olan önce atamayla ilçe yöneticisi ve sonrada İlçe Başkanı olan Uğur Yıldırım kadar emeği yok muydu'
Söyleyecek söz bulamıyorum. Salonda gördüklerimi burada sizinle daha fazla paylaşmak istemiyorum Karşıyaka defterini kapatmak istiyorum.
BAYRAKLI DA İSTİKRARA DEVAM DEDİ
En sürpriz ilçelerin başında Bayraklı geliyor…
Burada yakalanan başarıya CHP’lilerin kendisi de inanmıyor. Özellikle Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın partili kimliğini saklamaması ve yaptığı hizmetler bu başarının temel noktası…
Belediye Başkanı Hasan Karabağ Bayraklı’da CHP’ye çok fazla sayıda siyasetçi kazandırdı. Bunlardan biri de İlçe Başkanı Cemalettin Alper…
İlçe Başkanı Cemalettin Alper’in kongre salonunda ifade ettiği gibi…
Kahvede otururken elinden tutarak siyasete kazandırdığı bir isim. İlçe Başkanı Alper 2009 yerel seçimlerinden 4 ay sonra Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın davetiyle Bayraklı Belediyesi’nde işe başlamış ve ardından sırasıyla İlçe yöneticisi, İlçe Sekteri ve (İlçe Başkanı Levent Ölçer’in istifasından sonra da) İlçe Başkanı olarak o koltuğa oturmuş bir isim.
Alper’in Bayraklı'da Hasan Karabağ’a yakın olmasıyla eleştirilse de kartlarını açık oynamayı tercih etmiş ve bunu her yerde her toplantıda dile getirmekten kaçınmamıştı. Belediye Başkanı Hasan Karabağ ile İlçe Başkanı Cemalettin Alper arasındaki uyum diğer ilçelerde birçok toplantı ve sohbette örnek gösterildi. Hatta son yapılan ilçe başkanlığı seçimlerinde bazı belediye başkanları bu örnekle yola çıktılar.
Ve Alper cephesinden ise, Belediye Başkanı Hasan Karabağ’a olan sevgi ve vefasıyla siyaseti bir kenara bırakıp kendisini bu günlere getiren Başkan Karabağ’ın yanında olmuştur. Ve bundan sonra olmaya devam edecektir. İlçe kongresinde Başkan Karabağ mevcut İlçe Başkanı Cemalettin Alper ile yola devam etmiştir.
Ve Bayraklı'da kongre salonunda yaşananlara değinmek istiyorum.
Mevcut İlçe Başkanı Cemalettin Alper’in karşısında aday olan Songül Gök de Başkan Karabağ’ın ekibinde yer alıyordu.
Ve 2009’dan beri birlikte yol aldılar.
Gök ilk handikapını o tarihte yaşadı.
2009 yerel seçimlerinde İl Genel Meclis Üyesi sıralamasını beğenmeyerek istifa etmişti. O istifanın ardından yapılan ilk delege seçimlerini kaybetti. Gök’ün bu handikaplarına rağmen 7 Haziran seçimlerinde milletvekili adayı oldu. Ve yapılan ön seçimde CHP Bayraklı İlçe örgütü Bayraklı’dan aday olan Gök’e tam destek verdi. Gök kendisinden beklenmeyen bir başarıyla ön seçimden çıktı. Gök’ün vekil adayı olamamasından sonra İl Başkanlığının vekil aday adaylarına yazdığı görevleri kabul etmeyerek çalışmalara katılmamıştı.
Gök’ün bu tavırları örgüt içinde ciddi rahatsızlık yaratmıştı.
Daha önce de defalarca aday adayı olan Gök’ün ilçe başkanı olma isteği bu nedenle kabul görmemiş olabilir. Zaten salonda “kadrolu aday” yaftası vurulmuştu.
Ve salonda delegeler arasına en fazla konuşulan buydu.
Ancak; Gök’ün ilçe başkanı adayı olma isteği Belediye Başkanı “Hasan Karabağ tarafından veto yemesinin” ardından nabız yokladığı dönemlerde kendisine “aday mısın” diye sorulduğunda aday olmadığını söylese de son birkaç gün kala adaylığını açıklaması delegelerde tepkilere neden oldu.
Bu tepki salonda da hissedildi.
Böyle bir atmosferde 11.00’de başlayan kongreye saat 13.00’de geldi. Ve protokolde oturmadı. Bu durumu yaptığı bunca şeye rağmen kendisine destek veren belediye başkanı ve ilçe başkanına olan mahcubiyetine bağlayabiliriz.
“Suçlu bir çocuğun yaptığı yanlıştan sonra ailesine gözükmemek için saklandığı gibi…”
Gök salona 47 imzayla geldi. Divan başkanlığının çift imza sebebiyle yaptığı kontrollerde imza verenlerin salonda olmamasında dolayı imzalar kabul edilmeyince Gök’ün adaylığı tehlikeye düştü. Hatta bir delege imza kontrolü yapılırken divana çağrılan kişinin yapılan kimlik kontrolünde o kişi olmadığı anlaşıldı.
Divanda tartışmaların devem ettiği dakikalarda Belediye Başkanı Hasan Karabağ divan başkanına seslenerek “bırakın imzaları kontrol etmeyi başkan imzaları kabul et seçime girsin” diyerek müdahale etti. Daha sonra salonda imzaların kabul edilme talebinden sonra Songül Gök aday olabildi. Salon konuşmasında birlik beraberlikten bahseden Gök, sandıklar açıldıktan sonra rakibi Cemalettin Alper’i tebrik etmeden salondan kaçarak uzaklaştı.
Sanıyorum Songül Gök Bayraklı ‘da kongre üyeleri önünde son konuşmasını yaptı. Konuşma sırasında Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın salondan çıkması Gök’e olan tepkisini ortaya koydu.
Az önce siyasette “Vefadan” bahsettik ya, Gök’ün o salonda olmasına vesile olan ilçe başkanı ve belediye başkanının karşısına çıkarak aday olarak vefasızlık yaptığını düşünüyorum.
Bu nedenle Bayraklı’ da siyaset hayatının sona erdiğini düşünüyorum.
Gelelim sonucu en fazla merakla beklenen ilçelerden bir olan Buca’ya…
Buca geçtiğimiz dönemler CHP’nin en sıkıntılı ilçelerindendi. Buca’da koltuğa oturan efsane Başkan Ahmet Piriştina’nın oğlu Levent Piriştina babasının yolundan gidiyor…
Buca’da Güngör Kaya’nın etrafında İlçe eski Başkanı Ali Rıza Kaya, Oktay Gökdemir, belediye başkan aday adayı olan Necati İmam, İl eski sekreteri Sevda Kılıç, Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü Deniz Yücel’in başını çektiği isimlere karşı herkesin kabullenmekte zorlandığı Bektaş Gül döneminde İlçe Saymanı olan Çağdaş Kaya’yı koltuğa oturtmayı başardı.
Bu siyasette büyük ustalık isteyen bir hamle…
Ayrıca bunların üzerine CHP PM Üyesi Alaatin Yüksel’in desteğini vermesini de koyarsanız alınan sonuç Priştina için ne kadar önemli olduğunu daha net anlamış olursunuz. Priştina bu seçimle aslında sadece ilçe başkanlığını kazanmadı önümüzdeki dönem il başkanlığında masaya oturacak en güçlü isimlerden de olacak.
Yapılacak İl yönetimi ve başkanlık seçiminde seçici ve karar verecek isimlerden olacağını düşünüyorum.
Şimdi; yıllarca CHP’de siyaset yapmış ve Levent Piriştina’nın Buca’dan aday olduğu dönemlerde “bu daha çocuk, bu çocuk mu Buca’da Belediye Başkanlığı yapacak” diyerek eleştirenlere Priştina’nın hem nasıl belediye başkanlığı yaptığını hem de bu seçimle nasıl siyaset yapılacağını göstermiş oldu.
Piriştina’nın bu başarılı çıkışında başarının en önemli etkisinin samimiyet olduğunu düşünüyorum. Buca’da vatandaşla kurulan bu iletişimin delegeyle kurulduğunun en güzel örneklerinden birisidir bu kongre…
Peki; kongrede Priştina’yla yan yana gelen bu kadar güçlü olan isimlerin neden başarılı olamadıklarını tek cümle ile özetleyebiliriz.
“Bir birlerine karşı samimi değillerdi”
Fotoğraf çok net…
Başta İlçe Başkan adayı Güngör Kaya olmak üzere; Ali Rıza Kaya, Oktay Gökdemir, Deniz Yücel, Necati İmam ve Sevda Kılıç’ın 2019 ile ilgili hesapları vardı. Bu nedenlle kongre sürecinde Güngör Kaya’nın ilçe başkanı olmasında “çok gel gitler” yaşadıklarını düşünüyorum.
Belki de sandığa gidilirken fikir değişenler dahi olmuştur. Böyle bir yapının başarılı olma şansı olabilir mi'
Bu nedenle bu ekibe giren ve Güngör Kaya’yla aynı tekneye binenler kendi kendisini imha etti.
İlçe Başkanlığı seçimlerini değerlendireceğim sonraki ilçe Gaziemir…
CHP’de başarılı ilçe başkanlarından olan Umut Tekin “İlçe başkanlığına mı yoksa il başkanlığına mı aday olayım” kararsızlığından dolayı ilçe başkanlığı için adaylık açıklamasını yapmadı. Ancak; son anda kongre salonuna tek aday olarak gitti.
Şimdi kongre salonuna gelmeden önce; kongreye günler kala Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol ile İlçe Başkanı Umut Tekin arasında kısa bir krize neden olan öğretmenler gününde yaşanan çirkin olayı değerlendirmek istiyorum.
Gaziemir Belediyesi'nin 24 Kasım öğretmenler günü için düzenlediği yemekte Özel Kalem Müdürü Mehmet Tuncer öğretmen Barış Düdü'ye kafa atarak burnunu ve dişini kırmıştı.
Bu olayın medya ya yansımıasında sonra Özel Kalem Müdürü Tuncer’e büyük tepkiler gelmişti. Bu gelen tepkilere rağmen Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol’un Tuncer’i koruma içgüdüsü ile hareket etmişti. Kamuoyu vicdanını rahatsız eden bu olaya kongreye günler kala İlçe Başkanı Umut Tekin tepki göstererek Belediye Başkanı Şenol’a “geri adım attırmıştı.”
Bu yıllardır birlikte hareket eden iki isim arasında kısa bir kriz yaşanmasına neden olmuştu. Bu yaşanan krizden sonra Belediye Başkanı Şenol’un aday çıkarma operasyonu Tekin’in yeniden adayım açıklamasından sonra adayın çekilmesi ile son buldu. Şenol’un bu hamlesi ikinci defa geri adım atmasına neden oldu.
Bu gelişmelerden sonra İlçe Başkanı Umut Tekin’in “ bundan sonra buranın patronu benim” mesajı net olarak okunması lazım. Ancak; PM Üyesi Alaattin Yüksel’e yakın olan Tekin’in il başkanlığına aday olabileceği kulislerde konuşuluyor. Yüksel’in bir televizyon programında “İl Başkanlığında önümüzdeki dönem genç bir aday olması” açıklamasını Umut Tekin için yaptığı siyasi kulislerde dillendiriliyor.
Umut Tekin İl Başkanlığına aday olur mu bilmem ama önümüzdeki dönem “Gaziemir’e damgasını vuracak” isimlerden olacağını söyleyebilirim.
BORNOVA İLÇE KONGRESİ İL KONGRESİNİN KADERİNİ BELİRLER
Bornova Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ilçesi olması nedeniyle önemli bir anlamı var. “Aziz Başkan seçimlere karışmayacak” sözlerine inat Kocaoğlu’nun geçmiş dönemde ilçe başkanlığı için “CHP’den istifa resti çektiği” Bornova’dan bahsediyorum.
İlçe başkanlığı için yarışa Nevzat Kavalar ve Kudret Yiğit ile gidildi. Yine her zaman olduğu gibi Başkan Kocaoğlu’nun Bornova’da seçimlere müdahale etmek için bir nedeni vardı.
Bornova ilçe başkanlığını istemediği birine emanet etmek istemeyen Başkan Kocaoğlu İlçe eski Başkanı Ertürk Çapın ve milletvekili Kamil Okyay Sındır’ın destek verdiği Kudret Yiğit’e destek vermesi nedeniyle kurmaylarına herkesin kabul edeceği bir isim bulmaları talimatını verdiği ve İZELMAN Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı ve İl yönetiminde bazı isimlerin içinde bulunduğu bir ekibin 7 Haziran ön seçimden çıkarak milletvekili adayı olan Nevzat Kavaklar’a teklif götürdüğü ve ikna ettikten sonra Başkan Kocaoğlu’na ismi üzerinde uzlaştıklarını söyledikleri ve Kocaoğlu’nun Kavalar için “tamam” dedikten sonra Kavalar’ın adaylık açıklaması yaptığını biliyoruz.
Ve yapılan son gece Başkan Kocaoğlu’nun devreye girmesiyle kritik bölgelerde bulunan bazı isimler ilçe başkan adayı Kavalar’a destek verdiği ve seçimin kazanılmasında bu hamlenin önemli olduğu ifade edildi.
Bornova ile ilgili daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi "Kocaoğlu ne derse o olur" Ve öyle olmaya da devam ediyor. Bornova’da yapılan ilçe başkanlığının sonucu “sonu belli olan film gibi” o nedenle izlemeye ya da çok yorum yapmaya gerek olmadığını düşünüyorum.