Bir milletvekili düşünün…
Memleketin hali ortada.
Ekonomi can çekişiyor, gençler işsiz, çiftçi borçlu, esnaf perişan…
Ama o ne yapıyor?
Kalkmış, eline klavyeyi almış, İzmirli gazetecilere ayar çekiyor.
Evet evet yanlış duymadınız…
İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban’dan bahsediyoruz.
Gaziantep Milletvekili olmuşsun ama kendini İzmir Cumhuriyet Başsavcısı mı sandın?
Emniyet Müdürü mü?
Yoksa medyanın RTÜK’ü mü?
Geçmişinde borsada spekülasyon var, kriptoda çuvallama var, yatırımcıyı yanıltma var…
Şimdi kalkmışsın, klavyenin başına geçmişsin, İzmir’deki gazetecilere ayar veriyorsun!
Kendi sosyal medya hesabından: “Türkay Pala isimli vatandaş bana ulaştı, Nazım Torbaoğlu’nu şikayet etti, İzmir Adliyesi’ndeki güç sahibi Torbaoğlu da bu adamı tutuklattı. Şimdi de İzmir medyası bu adam hakkında kötü haberler yapıyor. İzmir Adliyesi’ni, İzmir Emniyeti’ni ve cezaevlerini takip ediyorum. En ufak bir rüşvet kokusu alırsam Meclis’te basın toplantısı yapar, hepinizi deşifre ederim. İzmir gazetecileri size de söylüyorum: Para alıp yalan haber yapmayın!”
Şimdi soruyorum Sayın Vekil…
Siz kimsiniz?
“İzmir Adliyesi’ni, İzmir Emniyeti’ni, cezaevini takip ediyorum. Rüşvet sezsem Meclis’te basın toplantısı yaparım. İzmir gazetecileri, size de söylüyorum. Para alıp yalan haber yapmayın!”
Bak sen!
Milletin vekili olmuşsun ama racon kesmeye meraklısın.
Bırakın siyaset yapmayı, oturmuşsun sosyal medyada tetikçilik peşindesin.
İzmir medyasına tehdit…
Savcılığa ayar…
Emniyete gözdağı…
Bu ne kibir, bu ne hadsizlik, bu ne şımarıklık?
Sana bir şey hatırlatalım Sayın Gürban:
Burası İzmir!
Burada herkes haddini bilir.
Burada gazeteciler, senin tehditlerinle susmaz.
Burada medya, senin gibi “klavye kabadayılarına” boyun eğmez.
Sen burayı Gaziantep’teki arka sokak tartışmalarına benzettin galiba?
Yanıldın!
İzmir’de sokak da bilir cevap vermeyi, kalem de!
Şimdi gelelim şu meşhur geçmişine…
SPK’dan ceza almışsın.
Borsa manipülasyonlarından işlem yasağı yemişsin.
Kripto dolandırıcılığına bulaşmışsın.
Ava çıkmışsın, avlanmışsın.
Sonra ne olmuş?
Hop!
Milletvekili olmuşsun. “Dokunulmazım var” diye sağa sola efelenmeye başlamışsın.
Gazetecilere parmak sallıyorsun.
Sana soralım Gürban:
Gazetecilerden ne istiyorsun?
İşini yapanı tehdit mi etmek istiyorsun?
Yoksa, adını geçirdikleri için onların kalemini mi kırdırmak istiyorsun?
Unutma:Bu ülkede gazeteciler senin gibi vekillerden çok geldi geçti.
Ama senin gibiler gazeteciler sayesinde tanındı, sonra da unutturuldu!
İzmir basınına gelince…
Evet, belki bir kısmı sessiz.
Ama suskunluk, korkudan değil; seni ciddiye almamaktan!
Ama birileri çıkıp da senin bu şımarıklığını, bu oturduğun yerden millete racon kesme hevesini yazınca da hemen hopluyorsun.
Mahkeme diyorsun. Dava diyorsun.
Hadi bakalım, cesaretin varsa çık o Meclis kürsüsüne, ne biliyorsan anlat.
Ama unutma: O kürsü delil ister, hamaset değil.
Ve son söz:
Sen kim oluyorsun da İzmir’e, İzmir medyasına ayar vermeye kalkıyorsun?
Senin geçmişin ortada. Yediğin cezalar ortada. SPK dosyaların ortada.
Şimdi kalkmışsın İzmir’e “ahlak” dersi veriyorsun!
Yok öyle yağma.
İzmir seni öyle bir siler ki…
Geldiğini değil, gittiğini bile hatırlamaz.
POLİTİKA
Sayfa başına git